Bakan Dönmez: Boron Satışına Yetişemiyoruz, Üretimi İki Katına Çıkardık

Bakan Dönmez: Boron Satışına Yetişemiyoruz, Üretimi İki Katına Çıkardık
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Eti Maden Genel Müdürlüğü tarafından üretilen BORON temizlik ürününün satışlarına da değinerek, "Şu anda BORON satışlarına yetişemiyoruz, üretim kapasitesini iki kata kadar çıkardık.Ürün.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Eti Maden Genel Müdürlüğü tarafından üretilen BORON temizlik ürününün satışlarına da değinerek, "Şu anda BORON satışlarına yetişemiyoruz, üretim kapasitesini iki kata kadar çıkardık.Ürün çeşitliliği için çalışıyoruz. Bulaşık temizliği için de talep geldi, bu konuya da bakacağız. İç talebi karşıladıktan sonra ihracat imkanlarını değerlendireceğiz." dedi.

Ayrıca bor katkılı gübre üretimi için de üç ayrı gübre üzerinde çalıştıklarını kaydeden Dönmez, mart ayı içinde ilk pilot ürünü geliştireceklerini ve Eti Maden'in bordan uç ürün üretimiyle ilgili bir takım stratejik ortaklıklara gideceğini söyledi.

AKDENİZ'DE İLK SONDAJ SONUÇLARI GELİYOR

Bakan Dönmez, Türkiye'nin Fatih gemisiyle ile Akdeniz'de yürüttüğü sondaj çalışmalarında hedefe yaklaştığını belirterek, "Bir iki hafta içerisinde 5 bin 500 metreye ulaşmış olacağız. Böylece var mı, yok mu bilgisini de elde etmiş olacağız. Bu çalışmaları kendi platformumuz ve personelimizle yapıyoruz, dışarıdan bu hizmeti alsaydık iki katı maliyetle yüz yüze kalacaktık." dedi.

Dönmez, 2. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi kapsamında moderatörlerin sorularını yanıtladı. Türkiye'nin enerjide son 16 yılda büyük bir ilerleme kaydettiğine işaret eden Dönmez, elektrikte iletim, dağıtım ve üretim olmak üzere 100 milyar dolarlık yatırım gerçekleştiğini ifade etti. Bakan Dönmez, bu yatırımların kamu ile birlikte yerli ve yabancı ayrımı olmadan özel sektör tarafından yapıldığını söyledi.

"TAŞ KÖMÜRÜNDE ÜRETİM ARTIŞI HEDEFLİYORUZ"

Doğal gazda ise dağıtım, depolama, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ve yüzer LNG santralleriyle Türkiye'nin günlük sisteme gaz verme kapasitesinin ciddi oranda arttığına dikkati çeken Dönmez, bu kapasitenin şu anda 300 milyon metreküpün üzerinde olduğunu aktardı.

Dönmez, Türkiye'nin geçen haftalarda kırdığı 245 milyon metreküplük doğal gaz tüketim rekorunu anımsatarak, "Bizim o gün sisteme 60 milyon metreküp daha gaz verebilecek kapasitemiz vardı ama tabi ki, kapasitenin olması gazın verimsiz bir şekilde kullanılması anlamına gelmiyor. Enerji verimliliği, aslında çok kimsenin bilmediği yeni bir arz kaynağı." diye konuştu.

Tüm bu çalışmaların Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında üç sac ayağından "arz güvenliği" kapsamında gerçekleştirildiğini anlatan Dönmez, bir diğer sac ayağının ise "yerlileştirme" olduğunu hatırlattı.

Dönmez, Türkiye'nin yerli kömürde 19-20 milyar rezervi olduğunu belirterek, "Taş kömüründe bir miktar ithalatımız söz konusu. Bunun için 3-4 milyar dolarlık bir harcama yapıyoruz. Zonguldak'ta 1,5 milyar tonluk taş kömürü rezervi var, ama üretim yıllık 1,5 milyon ton seviyesinde. Burada üretim artışı hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"İKİNCİ SONDAJ GEMİSİ TERSANEDE"

Yerlileştirme kapsamında Türkiye'nin doğal gaz arama çalışmalarına hız verdiğini anlatan Dönmez, arama çalışmaları için ciddi bir kaynak ayırdıklarını ve son dönemde özellikle Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri dikkatle izlediklerini söyledi. Bu bölgede son 5-6 yıldır sismik araştırmalara devam ettiklerini aktaran Dönmez, şunları kaydetti:

"Oradaki binlerce veriyi tek tek analiz ediyoruz ki, potansiyeli olan bölgeleri belirleyelim. İlk sondajımızı Antalya açıklarında başlattık. Hedef noktasına varmak üzereyiz. Bir iki hafta içerisinde 5 bin 500 metreye ulaşmış olacağız. Böylece var mı, yok mu bilgisini de elde etmiş olacağız. Bu çalışmaları kendi platformumuz ve personelimizle yapıyoruz, dışarıdan bu hizmeti alsaydık,iki katı maliyetle yüz yüze kalacaktık. İkinci gemimiz de tersaneye ulaşmış durumda. Onun da bazı bakım çalışmaları olacak. Her iki gemimizle sondajlarımıza devam edeceğiz. Bir muhalefet milletvekilinin eleştirel bir yaklaşımı olmuştu.Burada ülke kaynaklarını arıyoruz, politik bir yönü de yok. O söylem adeta bizim orada bulunmamızı istemeyen ülkelerin söylemiyle de örtüşmüş oldu. Takdir edemiyorsanız, susmakta fayda var. İlkinde buluruz bulamayız, bilemeyiz. Herkes ilk kuyuda bulsaydı, petrol 10 dolar olurdu. Bu çalışmalar ayrıca, bölgedeki kaynakların adilane paylaşımı için de çok önemli."

"YEKA İHALELERİ DEVAM EDECEK"

Bakan Dönmez, Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında da son 15 yılda sessiz bir devrim yaşadığını, yenilenebilir enerji kaynakların kapasitelerinin önemli derecede arttığına işaret etti.

Bu kapsamda yenilenebilir enerji teknolojilerinin de Türkiye'de üretilerek yerlileştirme sağlanması için Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinin gerçekleştiğini ifade eden Dönmez, "Aynı zamanda bu kaynakları Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında destekliyoruz. YEKA ihaleleri de devam edecek, diğer model de devam edecek." diye konuştu.

Dönmez, çatısına güneş enerjisi santrali kurmak isteyen vatandaşlar için aylık mahsuplaşmayla ilgili düzenlemelerin üzerinde çalışıldığını ve kendi elektrik ihtiyaçlarını tamamen karşılamak isteyen sanayi kuruluşları için de lisanssız güneş enerjisindeki bir megavatlık kapasite sınırında bir esnekliğe gidebileceklerini bildirdi.

Ayrıca köylerden de doğal gaz talebi geldiğini vurgulayan Dönmez,köylerdeki hayvansal atıkları kullanacak bir mini biyogaz reaktörü geliştirdiklerini ve böylece atıkların hem yakıt hem de gübre olarak kullanılabileceğini dile getirdi.

SEÇİM ÇALIŞMALARI

Bakan Dönmez, son birkaç haftadır 12 ili ziyaret ettiklerini ve bu ziyaretlerde yerel projelerden bahsederken milli birlik ve beraberlik konularının ön plana çıktığını anlattı. Kalkınmanın yerelden başladığına ve yerel politikaların ulusal politikalarla uyumlu olması gerektiğine işaret eden Dönmez, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yeni sistem ittifaka imkan veriyor. Belediye seçimlerinde de ittifak bir partinin aday göstermesi ve diğerinin de desteklemesi şeklinde yürüyor. Karşı tarafta ise görünürde CHP ve İYİ Parti var, ama gizli ortaklıklar da var. Bu gizli ortaklıklar niye açıklanmıyor, anlamış değiliz. Bu gizli ittifakın arkasında yatan nedenler neler? 'Açığa çıkınca halk tepki mi gösterir?' şeklinde değerlendirmeler var. Ben de bu değerlendirmelere katılıyorum. Açıkça beraber değiliz demelerine rağmen bazı bölgelerde aday gösterilmemesi bu ittifakı ortaya koymuş oluyor. Şanlıurfa'da CHP'nin büyükşehir bazında adayı yok, diğer partininde bölgede belli bir ağırlığı olmasına rağmen adayı bulunmuyor, ama vatandaşımız bunu gayet iyi okuyor. İnşallah milletimiz, 1 Nisan sabahında Cumhur İttifakı adaylarına gereken desteği vermek suretiyle iradesini ortaya koyacaktır."

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.