CHP Genel Başkanı Özel: "En önemli önceliğimiz Suriyelilerin bir an önce evlerine dönmesidir"

CHP Genel Başkanı Özel:
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "En önemli önceliğimiz, Türkiye’deki Suriyelilerin bir an önce güvenle evlerine dönmesidir" dedi. Parti Genel Merkezinde konuşan CHP Lideri Özgür Özel, Türkiye’nin gündeminde Suriye, Suriyeli sığınmacılar, terör ve Kürt sorunu meselesinin hep bir arada konuşulduğu ama vatandaşın gündemi noktasında da ciddi tartışmaların yürüdüğü bir sürecin içinde olduklarını belirtti. Özel, Cumhurbaşkanı...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "En önemli önceliğimiz, Türkiye’deki Suriyelilerin bir an önce güvenle evlerine dönmesidir" dedi.


Parti Genel Merkezinde konuşan CHP Lideri Özgür Özel, Türkiye’nin gündeminde Suriye, Suriyeli sığınmacılar, terör ve Kürt sorunu meselesinin hep bir arada konuşulduğu ama vatandaşın gündemi noktasında da ciddi tartışmaların yürüdüğü bir sürecin içinde olduklarını belirtti. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2011’den itibaren ‘Suriye’de önce Esad’ı devirelim, ondan sonra gerisine bakalım’ diye bir anlayışa sahip olduğunu vurgulayarak, “Bir siyasi illüzyon çabası var. Sanki Esad diktatörmüş, Erdoğan da Esad’ın diktatör olduğunu öğrendiği andan itibaren onun karşısında durmuş gibi” ifadelerini kullandı. Esad’ın hep diktatör olduğunu anlatan Özel, “Babası diktatördü, kendisi diktatördü. O içimizi sızlatan hapishaneler hep muhaliflerle doluydu. Suriye’de rejim kapalıydı. İşkence şüphesi hep vardı. Erdoğan o zamanlar Esad ile kol kolaydı, yan yanaydı, el eleydi. Esad bir günde diktatör olmadı, Esad hep diktatördü. Ama konjonktür gereği Esad’ı bir zamandan sonra İsrail’in, Amerika’nın, Rusya’nın, İran’ın vesayet savaşları yapmaya başladıkları noktada Türkiye’ye de bir rol biçildi. Erdoğan da kendisine verilen role uygun olarak orada yeni bir tutum aldı. Yıllarca eski dostu Esad’a ‘Esed’ diyerek, ‘eli kanlı’ diyerek, ‘diktatör’ diyerek onu yıkmanın yollarını aradı. Bu 13 yıl boyunca mümkün olmadı” diye konuştu.



"Türkiye’deki yurttaşlarımızın huzuru ve refahının sağlanması önemlidir"


CHP olarak dört öncelikleri olduğunu belirten Özel, “Bunlardan birincisi, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasıdır. İkincisi, tüm Suriyelileri temsil edecek, insan haklarına saygılı bir rejimin oluşması, komşumuzun istikrar bulmasıdır. Orada bulunan askerlerimizin güvenliği, Türkiye’deki yurttaşlarımızın huzuru ve refahının sağlanması önemlidir. Son olarak da dördüncü ve en önemli önceliğimiz, Türkiye’deki Suriyelilerin bir an önce güvenle evlerine dönmesidir” ifadelerini kullandı.



“Bizim asgari ücret beklentimiz 30, bunun altında yokuz”


Özel, asgari ücretlinin enflasyonunun yüzde 78 olduğunu belirterek, şöyle konuştu:


“Bu zam verildiğinde 30 bin lira oluyor. Bu aşamada, ‘30’un altında yokuz’ dedik, uzun süredir mücadele verdik. Parti Meclisimiz, milletvekillerimiz, canımız örgütümüz gece gündüz, dere tepe, fabrika servislerinden köy kahvelerine kadar vatandaşın evindeki kapısını çalmasından semt pazarlarına kadar çalıştılar. Şu anda asgari ücretle ilgili beklentinin 30 bin lira ve üzerinde gerçekleştiğini büyük bir memnuniyetle görüyoruz. Bu yüzden döndüler, ikisinin arasında bir formül olsun, yüzde 30-40 arası zam diyorlar. Yüzde 50’nin altında bir zam ‘Biz asgari ücretliyi, emekliyi asla ezdirmedik’ laflarını da kendilerine yuttururuz ama bizim asgari ücret beklentimiz ‘30, bunun altında yokuz.”



“En son Tayyip Bey, İsrail’in yüzünü güldürdü”


“Tayyip Bey iktidardaysa yüzü gülenler belli” diyen Özel, “En son Tayyip Bey, İsrail’in yüzünü güldürdü. Çok mutlular, gülüyorlar, keyifleri yerinde. Trump’ın yüzü güldü, keyfi yerinde ama bu memlekette yüzü gülen bir emekli, bir asgari ücretli yok. Rize’de çay üreticisinin de yüzü gülmüyor, Gaziantep’teki fıstık üreticisinin de, Edirne’deki, Trakya’daki buğday üreticisinin de Adana’daki pamuk üreticisinin de yüzü gülmüyor. Bugün esnafın yüzü gülmüyor” diye konuştu.


Özel, sığınmacı statüsünde 2 milyon 953 bin kişinin Türkiye’de bulunduğunu hatırlatarak, “Erdoğan’ın aklındaki şudur, ‘Ben bu 6,5 milyon kişinin en az yarısını, Türkiye’deki 4 milyon Suriyelinin en az yarısını vatandaş yaparsam, seçimlerde oy kullandırtabilirsem, belki bu seçimlerde bir şansım olabilir’ diye kendi çaresizliğini ülkenin felaketine dönüştürme kararlılığında olduğunu seziyorum, görüyorum ve bu konuda ciddi şekilde endişe ediyorum. Endişem seçimi kaybetme değil kendisini 2 milyon değil, belki 5 milyon, 6 milyon, 8 milyon farkla yeneceğimizden hiçbir şüphem yok” dedi.


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.