Cumhurbaşkanı Erdoğan: Konut Kredisinde Faizi Yüzde 9’a Çekiverin
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel ve devlet bankalarının konut kredisinde faizleri yüzde 9'a düşürmelerini isteyerek, "Konut alımlarında özellikle devlet ve özel sektör bankaları, lütfen şu faiz oranlarını yıllık şöyle yüzde 9'a doğru çekiversinler. Burada yıllık faiz oranlarının 10'un altında tek haneli rakamlara, sanayicilerimiz için ise oranları çok daha aşağıya çekip sürümden kazanmalarını isteriz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde oda ve borsa başkanları ile istişare toplantısında buluştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmasında 15 Temmuz'un milleti bayraksız, vatansız, devletsiz bırakma girişimi olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"15 Temmuz'da çok şehit verdik. Çok büyük tehlike yaşadık ama 15 Temmuz'un en büyük kazanımı milletimizin tüm fertleri ve kurumlarıyla bu ihanet şebekesinin gerçek yüzünü görmesi, maskesini düşürmüş olmasıdır. Ne demiştir milletimiz? Bizim bu ülkeden başka vatanımız yoktur, demiştir. Bu ülkemizi de sapıklara bırakmayacağız demiştir."
Erdoğan, 15 Temmuz akşamı yaralanarak 19 gündür hastanede olup dün akşam hayatını kaybeden genci ziyaret ettiğini aktardı. Gözleri dolan ve zaman zaman boğazı düğümlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Dün gece TOBB'un hastanesinde 19 gündür yaralı olan ve dün gece şehadet şerbetini içen Oğuzhan kardeşimi şöyle ailesiyle birlikte ziyaret edeyim dedim. 23 yaşında 1,95 boyunda bir fidan, dünya güzeli bir fidan. Şehadetle bir başka güzelleşmiş. Morgda da şöyle bir cemalini göreyim istedim, indim cemalini izledim. 23 yaşında, sol gözünden aldığı bir şarapnel parçasıyla beyni parçalanıyor ve o şekilde şehadet şerbetini içerek Rabbime yürüyor. Daha askerden yeni geldi, Erzurum'un Şenkaya ilçesinden bir gencimiz, dalyan gibi maaşallah. Baba, dedeler, hiçbirisinde gözyaşı yok, bende var, ve onlar hala nasihat ediyorlar bize. Bir evladı kalmış, Kadir'i, "O da bu yola adanmıştır Cumhurbaşkanım" diyor. Bu Şenkaya'da, 20 tane devletin verdiği imkanlarla hayvan besleyen emekli bir ailenin evladı. Yarın defnedecekler, Rabbim şehadet makamında sevgili Peygamberimize komşu eylesin."
-"DAHA NOKTAYI KOYMADIK, BU BİR VİRGÜLDÜR"-
"Birileri bunlara cemaat diyor, bunların cemaatle alakası yok" diyen Erdoğan, FETÖ'nün Allah'ı istismar ederek milleti aldattığını, ilmi istismar ederek milleti aldattığını ifade ederek, "Milleti "himmet" diyerek soydular soğana çevirdiler. Şimdi her şey meydana çıkıyor, daha çok şeyler çıkacak. Daha noktayı koymuş değiliz, bu bir virgüldür, daha devam ediyoruz. Rehavet yok, gevşemek yok, kararlı bir şekilde bu süreci devam ettirmek durumundayız. Çünkü bu kanser hücresi farklı, bu virüs her yere sirayet etmiş vaziyette, tamamıyla temizlemek durumundayız" şeklinde konuştu.
-"BEN KILIÇDAROĞLU'NUN DA ORADA OLMASINI İSTİYORUM"-
Pazar günü İstanbul'da Yenikapı meydanında Cumhurbaşkanlığı olarak Demokrasi ve Şehitler Mitingi düzenleneceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti ayrımı yapmaksızın tüm milletin davetli olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onun için de ben başta parlamento başkanımız İsmail Bey olmak üzere, bunun yanında AK Parti Genel Başkanına, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanına da birer davet çıkardım. Çünkü bu milli birliğimizin ifadesi olmak üzere mesajlarımızı orada birlikte verelim istedim. Demokrasi ve Şehitler Mitingi olduğu için bu anlamda ve oraya Türk bayrağından başka bayrak asla gelmesin istedim. Yan orada bayrağımızın dışında herhangi bir parti bayrağı, sendika, şu, bu bayrak orada o gün istemiyoruz. Orada sadece bizim kendi bayrağımız olsun, meydanı tamamıyla onunla dolduralım. Şu ana kadar Sayın Bahçeli'nin bu davete icabeti haberini aldık, sağ olsunlar var olsunlar. Ben tabi Sayın Kılıçdaroğlu'nun da orada olmasını istiyorum. Onlar da bir heyetle katılacaklarını açıklamış durumdalar. Öyle zannediyorum ki, durumu tekrar gözden geçirir ve onlar da Pazar günü Yenikapı'da olma kararını verirler."
-"KURŞUNU FİNANSE EDENİ DE AFFETMEYECEĞİZ"-
FETÖ'nün bir de iş dünyası ayağı olduğunu ifade eden Erdoğan, en güçlü oldukları yerin orası olduğunu söyledi. "Çünkü kuraldır, finansı olmayan hiçbir proje başarıya ulaşamaz" diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu eli kanlı örgütün iş dünyası içindeki tüm bağlantılarını, tüm düzenini, tüm akarlarını tamamen kesmekte kararlıyız. Kimsenin gözünün yaşına bakacak durumumuz yok. Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz bunlara hep ne yazık ki ya bunlar eğitimlidir, şöyledir böyledir diyerek yaklaştık ve destekler verdik. Dün, Rabbimden af diliyorum, milletimden özür diliyorum dedim. Çünkü burada hata yapmışız. Olaya samimiyetle baktık ama ne yazık ki karşımızdakinden bunu görmedik. Eğer bundan sonra biz dediğimiz adımları atmazsak şehitlerimize gazilerimize milletimize hesap veremeyiz. FETÖ'ye aktarılan her kuruş, bu millete sıkılmak üzere namluya sürülmüş bir mermidir. Millete kurşun sıkanı nasıl affetmiyorsak o kurşunu finanse edeni de affetmeyeceğiz.
-"ÇEVRENİZDE GAFLETTEN UYANAMAYANLARI ADALETE TESLİM EDİN"-
"İş adamlarımızdan özel bir ricam var, içinizde veya çevrenizde hala bu gafletten uyanamayan varsa, müsamahayı, merhameti bir kenara bırakın, derhal onları adalete teslim edin. Bu yakınınız da olabilir. Çünkü bu süreç içerisinde ne yazık ki, kardeşi var, oğlu var, savunuyor. Benim kardeşimin, oğlumun bunlarla alakası yok" diyor. Hz Nuh'a gelen uyarıyı bilmiyor musunuz? Bırak ya Nuh onlar senden değil. Sen sana inananlarla beraber gemiye bin ve bunlardan kurtul. Bizim de burada hassas olmamız lazım. Çünkü 79 milyon vatandaşımızın 238 şehidimizin, 2197 gazimin vebalidir.
-"BATI ZİL TAKIP OYNAYACAKTI"-
Odalarımız ve borsalarımız, ahilik geleneğinin bugünkü temsilcileridir. Ahi, sadece işini yapan kişi değildir, yeri geldiğinde ülkesi ve milleti için malıyla canıyla mücadele eden geleceği de inşa eden kişidir. Esnafımızın, sanatkarımızın, işadamlarımızın 15 Temmuzda verdikleri mücadeleyi yakından biliyorum. Darbe girişiminin gerisindeki amaçlardan birinin de, Türkiye'nin tüm birikimlerini yok etmek, birilerine peşkeş çekmek olduğunu hep birlikte farkındayız. Biz bunun bedelini defalarca ödedik. Şimdi artık kazanımlarımızı koruma değil, daha çok çalışma, daha çok ihraç etme, daha çok istihdam etme, daha çok dünya dolaşma zamanıdır. Daha çok koşacağız. Yaşanan darbe girişimine rağmen ekonomimiz çok sınırlı ve kısa sürede telafi edilen bir dalgalanma dışında yolunda ilerlemeye devam ediyor. Batı başka şeyler bekliyor. Zil takıp oynayacaklardı, ama Rabbim onlara fırsat vermedi. Zilleri de ellerinde kaldı, oturdukları yerde kaldılar.
-BORÇLANMA FAİZİ YÜZDE 9,3'E GERİLEDİ-
Bu millete şükranımızı, teşekkürümüzü en güzel ekonomiyi sürekli ileri taşıyarak, refahı sürekli artırarak ifade edebiliriz. Bunun için sizlere çok önemli görevler düşüyor. Yabancı yatırımcılardan yeni yatırımlar noktasında müjdeler bekliyoruz. Küresel krizin derinlemesine yaşandığı 2007 yılından bu yana 7,3 milyon yeni istihdam üreten bir ekonomik başarının sahipleri olarak sizlere güveniyorum. Ülkemizin ekonomik göstergelerinde hiçbir sorun, sıkıntı yok. Kamu borçlanmalarının vadesi 2002 yılından bugüne 9,5 aydan 71 aya çıktı. Borçlanma faizi yüzde 63'ten haziran ayı itibariyle yüzde 9,3'e geriledi. Darbe girişimine rağmen uluslararası finansman konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Tam tersine 15 Temmuzdan sonraki borçlanma ihalelerine dahi beklenenin çok üzerine talep geliyor. Merkez bankasındaki döviz rezervimiz azalmak şöyle dursun, artarak 125 milyar doların üzerine çıktı. Bu rakam yetmez, hedefimiz 165 milyar dolara Merkez Bankamızın ulaşması. Döviz rezervini bu noktaya çıkarmamız lazım. Milletimiz ekonomik yönden darbe girişimini deşifre ettiği için darbe girişiminin ardından döviz almak için değil, döviz satmak için bankalara hücum etti. Bu millet ne büyük millet yahu. Daha ertesi gün 2,5 milyar dolar piyasaya boca ettiler. Niye? Devletine güveniyor. Eskiden OHAL ilan edildiğinde marketler boşaltılırdı. Şimdi böyle bir şey var mı? Tam aksine, millet sokaklarda, meydanlarda sabahlara kadar. Hayat normalin üstünde normal.
-"EKONOMİDE YAPISAL REFORMLAR KESİNTİSİZ SÜRECEKTİR"-
15 Temmuzdan bu yana dövizden Türk lirasına geçişte ortaya çıkan rakam 10 milyar doları buldu. Enflasyonda küçük bir yükselme görülmesine rağmen olayın çapıyla mukayese edildiğinde bunun geçici bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Buna rağmen 12 aylık enflasyon TÜFE'de yüzde 7,9, ÜFE'de 3,9 olarak makul bir düzeyde gerçekleşti. Hükümetimiz gerekli tedbirleri alarak özellikle piyasanın likidite ihtiyacını karşılayacak adımları atarak bu süreci ekonomi alanında da başarılı bir şekilde yönetmiştir. Ekonomide yapısal reformlar kesintisiz sürecektir. Ülkemizi üst gelir düzeyine yükseltecek ve uluslararası rekabette kararlı adımlar atmayı sürdüreceğiz.
-"KONUT KREDİSİNDE FAİZİ YÜZDE 9'A ÇEKİVERSİNLER"-
Geçenlerde GYODER açıklama yaptı, ben de şimdi diyorum ki, konut alımlarında özellikle devlet ve özel sektör bankaları, lütfen şu faiz oranlarını yıllık şöyle yüzde 9'a doğru çekiversinler. Yahu kaybetmezsiniz. Burada yıllık faiz oranlarının 10'un altında tek haneli rakamlara, sanayicilerimiz için ise oranları çok daha aşağıya çekip sürümden kazanmalarını isteriz. Çünkü hangi banka kendi öz sermayesiyle çalışıyor? Hepsi milletin parasıyla çalışıyor. Dolayısıyla sürümden kazanın. Dünyaya bakın, Japonya eksi faiz, Amerika 0 virgüllerle çalışıyor, Avrupa'ya bakıyorsun 1-2 buralarda çalışıyor. Bize ne oluyor arkadaş? 8,5-9-10, komisyonları koyduğunda 15-16'lara gidiyor. Olmaz yahu, bu zulümdür. Dün emlak konuta sordum, şu anda yoğun bir konut satışımız var dedi. 600 milyon girişi olan bir konut satışı yapmış. Demek ki biraz düşürünce, o kendinden bazı indirimler yaptı, bu indirimlerle hemen konut satışları patladı. Bu da inşaat sektörünü tetikleyecek. Ellerindeki konutları satma imkanını yakalayacaklar.
-"DEVLETİN YENİDEN YAPILANMASI ŞART"-
Biz devleti yeniden yapılandırmaya mecburuz. Bunun için de tepeden tırnağa yapılanmayı gözden geçirmeye mecburuz. Biz dersimizi iyi çalıştık. Nerede ne gibi açık var aksama var gayet iyi biliyoruz. Dolayısıyla bu aksamaların giderilmesi lazım. Diyelim ki işçiden memnun değilsin. Kapıya koyuyorsun, ihbar tazminatını, kıdem tazminatını veriyorsun, gidiyor iş mahkemesine tekrar geri gönderilip bu defa çok farklı ikramiye ödemek suretiyle geri alıyorsun. Gerek devletin, gerek özel sektörün bu anlayıştan kurtulması gerekmez mi? Bir insan eğer çalıştığı kuruma ihanet içindeyse, faydalı değilse, çalışmıyorsa, biz bu insanı sırtımızda taşımaya mecbur muyuz? İhbar, kıdem tazminatını verirsin, başının çaresine bak dersin. Ben ekonomi okudum, iş hukuku okudum, bunları biliyoruz. Devletin malı deniz, yemeyen domuz. Girdin mi içeri ölene kadar kal orada, böyle bir şey olmaz yahu. Şimdi bunlardan devleti arındırma zamanıdır. Onun için bu yasal düzenleme anayasa değişikliği gerektiriyor. bu konuda muhalefet liderleriyle yaptığım görüşmede söyledim, Anayasa değişikliğiyle ilgili asgari müştereklerde birleşmemiz lazım. Devletin yeniden yapılanması şart. Bu sadece burada değil, üniversitelerimiz, liselerimizde benzer sıkıntılar var. TSK'nın yeniden yapılanması lazım. Burada Süratle atılması gereken adımlar var. Dünyayı incelettim, bunlar üzerinde çalışmalar yaptırdım. Nerede başarılı uygulamalar var, gördük. Biz hala 50'li yılların yasalarıyla bu ülkeyi idare edemeyiz. Darbe yasalarıyla bu ülkeyi idare edemeyiz. Daha önce mutabık olduğumuz 60 madde, parlamentodan geçirilemedi. Şimdi diyoruz ki, gelin bunları tekrar görüşüp geçirelim. OHAL döneminde de yapacağımız değişikliklerle devleti daha güçlü hale getirecek omurgayı kuralım. Bu omurganın güçlü olması, devletimizin, milletimizin geleceğe çok daha emin adımlarla yürümesini getirecekti. Bu konuda Sayın Başbakan'ın yaptığı ziyaretlerle de ilk sinyaller olumlu. Bu görüşmelerden her partinin vereceği elemanlarıyla güzel bir çalışma olur. Yeni anayasa ayrı bir mesele, biz şu an oksijen çadırından inşallah şu yapıyı bir çıkaralım."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.