Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin Bölgesine Ve Dünyaya Sırtını Dönme Şansı Yok
-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde verilen resepsiyonda gençler ve sporcularla bir araya geldi.
-Gazi Mustafa Kemal'i de, devlet kuran bir kumandan ve lider olarak, bugün bir kez daha saygıyla andıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhuriyet döneminde ülkeye büyük hizmetleri olan rahmetli Menderes'i, rahmetli Özal'ı, rahmetli Türkeş'i ve rahmetli Erbakan hocamızı da tazimle yâd ediyoruz. Bunların hepsi de milletimizin gönlüne adeta nakşedilmiş, milletimizin kalbinde abideleşmiş isimlerdir. Asıl olan da işte budur; yani milletin gönlünde yer etmektir. Yaptığınız hizmetlerle, duruşunuzla, mücadelenizle bunu başaramamışsanız, tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmaya mahkûm olursunuz" şeklinde konuştu.
ANKARA - 19 Mayıs nedeniyle, gençler ve sporculara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir resepsiyon veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada "Bizim ne bölgemize, ne de dünyaya sırtımızı dönme şansımız da, hakkımız da yok. Gençler, sorumluluğumuz böyle büyük olduğu için görevlerimiz de çok ağır. Gerçek bağımsızlığın, ancak her alanda kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmenizle mümkün olduğunu biliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde verilen resepsiyonda gençler ve sporcularla bir araya geldi.
Resepsiyonda sporculara ve gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine hoş geldiniz" diyerek konuşmasına başladı. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin dört bir yanından, 81 vilayetten ve yurt dışından gelen gençlerle, bu vesileyle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.
-"KURTULUŞ SAVAŞI, MALAZGİRT'TEN BERİ SÜRDÜRÜLEN MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ HALKALARINDAN BİRİSİDİR"-
97 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun'a çıkmasıyla yakılan istiklal ateşinin, 23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin toplanmasıyla, tamamen millî bir dava hâline dönüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok zor şartlarda verilen Kurtuluş Savaşımızı başarıya ulaştırdıktan sonra, 29 Ekim 1923'te, yeni devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanıyla, bu mücadelenin ilk safhasını sonuçlandırdık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurtuluş Savaşı'nın, bu coğrafyada Malazgirt'ten beri sürdürülen mücadelenin en önemli halkalarından birisi olduğuna işaret etti. Kurtuluş Savaşı'nın, Balkan Harbi'nden, Birinci Dünya Savaşı'ndaki Çanakkale, Kût'ül Amare, Filistin Cephesi, Kafkas Cephesi, Medine Müdafaası'ndan ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunların hepsi de, yenilgisiyle zaferiyle, birbirinin devamı olan, birbirini adeta besleyen, tamamlayan mücadelelerdir. Esasen Cumhuriyetimiz, Osmanlı'dan, Selçuklu'dan, Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen diğer devletlerimizden farklı, nevzuhur bir devlet de değildir. Tam tersine, Türkiye Cumhuriyeti, bu tarihî sürekliliğin son temsilcisidir. Bunun için Sultan Alparslan'ı Osman Gazi'den, Kılıç Arslan'ı Fatih Sultan Mehmet'ten, Kanuni'yi Sultan Abdülhamit'ten ayrı göremeyiz" diye konuştu.
-"ASIL OLAN, MİLLETİN GÖNLÜNDE YER ETMEK"-
Gazi Mustafa Kemal'i de, devlet kuran bir kumandan ve lider olarak, bugün bir kez daha saygıyla andıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhuriyet döneminde ülkeye büyük hizmetleri olan rahmetli Menderes'i, rahmetli Özal'ı, rahmetli Türkeş'i ve rahmetli Erbakan hocamızı da tazimle yâd ediyoruz. Bunların hepsi de milletimizin gönlüne adeta nakşedilmiş, milletimizin kalbinde abideleşmiş isimlerdir. Asıl olan da işte budur; yani milletin gönlünde yer etmektir. Yaptığınız hizmetlerle, duruşunuzla, mücadelenizle bunu başaramamışsanız, tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmaya mahkûm olursunuz" şeklinde konuştu.
Siyasi hayatının tamamında millete hizmet için, milletin gönlünü kazanmak için çalışmış bir kişi olarak, gençlere de aynısını tavsiye ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere kendilerini yetiştirmesini, projeler gerçekleştirmelerini, çalışmalarını, üretmelerini, kariyer yapmalarını bunları da ihmal etmemeleri tavsiyesinde bulundu.
-"İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİ BİTMEDİ"-
"Milletle birlikte olmak, milletle beraber yol yürümek, onun gönlüne girmek daima önceliğiniz olsun" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Baki ne diyor, "Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer" diyor. Aslı olan nedir? İşte bu kubbede sadayı bırakabilmektir. Hepimiz öleceğiz. Ölüm bizim için mukadder. Bundan kaçmak, bundan uzaklaşmak mümkün mü? Ölüm bizim için mukadder olduğuna göre öldükten sonra lanetle anılmakta var, rahmetle anılmakta var. Temenni ederim ki bizler rahmetle anılanlardan olalım. Bugün burada bulunuyor olmanızı dahi, bu yöndeki kararlılığınızın bir emaresi, bir işareti olarak görüyorum. Allah yolunuzu ve bahtınızı açık etsin" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mayıs'ta ilk adımı atılan yeni süreç sonunda Cumhuriyetin kurulduğunu, ama istiklal ve istikbal mücadelesinin bitmediğini, bitmeyeceğinin altını çizdi.
-"GERÇEK BAĞIMSIZLIK, HER ALANDA KENDİ AYAKLARINIZIN ÜZERİNDE DURABİLMENİZLE MÜMKÜN"-
Geriye dönüp sadece 93 yıllık Cumhuriyet tarihine bakıldığında dahi, farklı görüntü ve isimler altında bağımsızlık mücadelesinin kesintisiz şekilde sürdüğünü görüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Balkanlarda, Kafkaslarda, kuzeyimizde, güneyimizde yaşanan hadiselerin hepsi de, bizim geçmişimizle ve bugünümüzle yakından ilişkilidir. Şu anda karşımdaki siz genç kardeşlerime baktığımda 20 yılı bile inanıyorum ki zor hatırlarsınız. Acaba 20 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı? Hani bu yaşamak başka bir şey okumak başka bir şeydir. 20 yıl önce nasıl bir Türkiye'ye sahiptir, acaba bugün nasıl bir Türkiye'ye sahibiz? Komşularımızla ilişkilerimiz ne noktadaydı? Kim Suriye'de, Irak'ta, Orta Doğu'da yaşananların bizimle ilgisi olmadığını söyleyebilir? Kim Libya'daki, Kuzey Afrika'daki gelişmelerin bizimle hiçbir alakasının bulunmadığını iddia edebilir? Karadeniz, Akdeniz, Ege çevresinde meydana gelen her hadisenin bizi ilgilendirmediğini kim düşünebilir? Bu halkayı Güney Asya'dan Doğu Avrupa'ya kadar dilediğiniz kadar genişletebilirsiniz. Bizim ne bölgemize, ne de dünyaya sırtımızı dönme şansımız da, hakkımız da yok. Gençler, sorumluluğumuz böyle büyük olduğu için, görevlerimiz de çok ağır. Gerçek bağımsızlığın, ancak her alanda kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmenizle mümkün olduğunu biliyoruz. Bu anlayışla, geçmişte temelleri atılmaya başlanan demokrasi ve kalkınma çabalarını, son 13 yılda çok ileri düzeylere ulaştırdığımıza inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin 2002 yılı sonunda sadece IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olan bir Türkiye'nin var olduğunu unutmamalarını istedi.
-"BUGÜN IMF'YE BORÇ VEREBİLECEK BİR ÜLKEYİZ"-
Bugün IMF'ye borç verecek bir Türkiye'nin var olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası'nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu; başbakanlığı döneminde 136 milyar dolara kadar ulaşan döviz rezervinin şu anda 113 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
Merkez Bankası'ndaki döviz rezervinin 165 milyarı yakalayacaklarına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz rezervi ne kadar güçlü olursa, finans sektöründe ne kadar güçlü hale gelirseniz, dünyaya karşı ekonomide dik duruşun da o kadar farklı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye'nin, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan tüm krizlere rağmen hâlâ hedefleri doğrultusunda yürümeye devam ediyorsa, son 13 yılda elde edilen başarılar sayesinde olduğunu ifade etti.
(HM/ORH)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.