Cumhurbaşkanlığı Sistemi mi Yoksa...? ?
Yeni anayasa değişikliği taslağını bir gün akşama kadar sindire, sindire okudum. Bazı maddeleri var ki geçse de olur, geçmese de olur.
Örnek 1. madde ; Seçim takvimini düzenleyen madde.
Fakat bunun yanı sıra birde anlamadığım maddeler var. onlar da seçilme yaşınının 18 yaşına çekilmesi ve hemen arkasından askerlikle ilişiğinin olmamasına atıf yapılan madde. Ve sanki az maaş alıyorlarmış, trilyonluk telefon faturaları az gelmiş gibi 550 olan millet vekili sayısını 600 e çıkartıyorlar. Daha çok şey yazmak isterim, ne yazık ki bazı kesimin hoşuna gitmemesi durumunda nemli, rutubetli yerlerde yatmaya hazır değilim.
Bunun yanın sıra şuan ki fiili durumu özetleyen madde; Cumhurbaşkanının seçildikten sonra parti ilişkisini düzenliyor, diyor ki parti ilişkisi devam eder. Şu andaki gibi yani, yasa dışı olan bir duruma yasal statü vermek. E... haklılar tabi ki... 14 yıldır ezici çoğunlukla iktidara gelsem sanırım bende güç zehirlenmesi yaşarım ve aman boş ver ben kanuna uyacağıma kanun bana uysun derim. Hani bir zamanlar ''bir kerecik anayasanın delinmesinden bir şey olmaz demişti ya Rahmetli Turgut Özal'', hah işte o zamandan bu zamana geldik, biz neler gördük neler işittik ama gıg bile demedik, diyemedik. Meclis kürsüsünden ben bu anayasayı tanımıyorum diyen bakan mı dersin, yolsuzluk soruşturmasını eleştiren gazeteciye neden ve nerde hesap vereceğiz, oğlan bizim kız bizim diyen koca Anayasa Profesörü Sayın Burhan Kuzu' mu dersin. Ama şunu bilin ki ben bu konuda iktidar partisini eleştirmiyor ve kızmıyorum, benim burada kızdığım muhalefet ve onun liderleridir. Dünyanın neresinde görülür ki iktidar partisi hata yapsın fakat seçimde muhalefetin oyu erisin veya aynı kalsın ve muhalefette bu oy oranını başarı saysın. Allah'ım benim Aklıma mukayyet ol! sanki güzelim Ülkemde yaşamıyor kapalı devre yayın yapan bir film izliyorum.
Değerli dostlar önceki yargı reformunda da dedim bu maddeler tek, tek oylansa bir çoğuna evet derdim. Fakat içinde tuzaklar var ve bu tuzaklar hayra alamet değil. Görünen o ki birileri hükümeti fena kandırdı ve ülkeyi felakete sürükledi yargı ile ordusu yok edilen bir ülke de son vuruş 15 temmuz darbe girişimi. Güzel ülkem tam uçurumun kenarından döndü, Türk milleti olarak tek yumruk olduk, birlik mesajları verildi, mitingler yapıldı ve bizler oh be işte bu özlediğimiz birlik görüntüsü dedik. Bu sevincimiz ne yazık ki kısa sürdü ve ben bu gereksiz çıkışı bir kez daha gördüğüm için şaşırmadım, fakat çevremde şaşıran ve anlam veremeyen kişi çok oldu. Mesela Anasol hükümetinde hiç yok yere hadi seçime deyip bu gün ki iktidarın gelmesine sebep kimdi. ''Sayın Bahçeli'' peki çoğunluğa sahip olan bir partinin bile bu ortamda rafa koyduğu, meclis ve millet gündemine getirmekten çekindiği bir başkanlık teklifini gündeme getiren kimdi, tabi ki sayın Devlet Bahçeli!
Seçim istemesinin bir nedenini anlayabiliyorum! her parti lideri iktidara gelme sansını yakalamak için seçim ister, bazen kazanır, bazen de baraj dışı kalır bu olağandır, fakat asıl anlamadığım ise tek adam rejimine geçmeye neden bu kadar hevesli olunur.
Şimdi dostlar....Altmışlı yıllardan beri her dönemde yapılanmasını yapan bazen sol, bazen sağ, bazen dindar görünen bir yapı on dört yıllık tek parti iktidarını da kandırarak Devletin tüm kılcal damarlarına sızmışken ve bunun bedelini acı bir şekilde ödemeye çalışıyorken. tek bir insana bu kadar yetki nasıl verilir. Şu an bu yapı ile aktif mücadele yapan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan diyelim ki referandum yapıldı ve sistem değişti şuan ki cumhurbaşkanımızda seçildi ve FTO ile aktif mücadele etti sonucunda temizledi. Allah uzun ömür versin hep başta kalacak değil ya o gitti yerine başka biri seçildi ve bu seçilen kişiyi başka örgüt cemaat kandırdı veya bizden biri gibi görünen ünlü İngiliz ajanı Lowell Thomas'ın Lawrence gibi biri çıkarsa ne yapacağız. Veya şöyle diyeyim şuan ki cumhurbaşkanlığı sistemi öyle bir sistemdir ki kendisine oy versin veya vermesin her kesimin cumhurbaşkanıdır, etrafında toplanılması gereken bir yapıdır fakat yerine getirilmesi gereken sistem ise bir partinin başkanı ve cumhur başkanıdır, yani eğer %51 ile seçilmiş ise o kişileri temsil eder, birleştirici olmaz dışarıya karşı Türkiye'nin elini güçlendirmez tam aksine zayıflatır. iç huzursuzluk yaratır, bu ülke artık bizim değil başkan ve yaltakçılarının olur. Eğer ülkeye başkanlık gelecekse iyi araştırılmalı yangından mal kaçırırcasına değil böyle ortaya çoban salatası gibi ben yaptım oldu mantığı ile değil. araştırma ve mutabakat ile olur. Yapılan değişikliği detaylı düşünüp artıları eksilerini alt alta yazıp toplayarak ve ağır basan hayırlar neticesi ile başkanlık sistemine kökten karşı olmamakla birlikte şuan önüme sunulan paketin ülkeme birlik dirlik getirmeyeceği düşüncesindeyim.
Saygılarımla Kıymetli Okurlarım
Erdal Dursun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.