Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç: "Türklerde yılbaşı kutlaması yok"

Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç:
Hristiyanlık inancına ait olan Noel ve yılbaşı kutlamalarının eski Türk geleneklerinden geldiği söylentisine açıklık getiren Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, "Kullandığımız miladi takvimin sonuna gelen Noel ve yılbaşı kutlamalarının Türk takvimleri hesabıyla aynı tarihe denk gelmediğini, kutlama geleneklerinde benzerlik de yok" dedi. Türk Devleti ve topluluklarının tarih boyunca geniş coğrafyalarda yaşadıklarını ve bu sayede pek çok farklı toplum ve...

Hristiyanlık inancına ait olan Noel ve yılbaşı kutlamalarının eski Türk geleneklerinden geldiği söylentisine açıklık getiren Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, "Kullandığımız miladi takvimin sonuna gelen Noel ve yılbaşı kutlamalarının Türk takvimleri hesabıyla aynı tarihe denk gelmediğini, kutlama geleneklerinde benzerlik de yok" dedi.


Türk Devleti ve topluluklarının tarih boyunca geniş coğrafyalarda yaşadıklarını ve bu sayede pek çok farklı toplum ve dinle iletişim halinde olduklarını vurgulayan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, "Tarihte ortaya çıkan en eski Türk takvimi olarak bilinen Hunların, Göktürklerin ve Uygurların tarih boyunca uzun süreler kullandığı 12 Hayvanlı Türk takvimine göre yılbaşı günümüzde kullandığımız miladi takvimin ocak sonu ve şubat başına denk gelmektedir. Müslüman olduklarında ise, sırasıyla hicri takvime ve miladi takvime geçen Türklerin 20. yüzyıl itibariyle miladi takvimi kullanmalarıyla beraber 1 Ocak tarihini yılbaşı olarak kutlamaya başladı" diye konuştu.


Nardugan Bayramı hakkında konuşan Erkoç, “Nardugan adlı bir bayramın da Türklerin yılbaşı olarak kutlandığı iddia edilir. Fakat böyle bir dönem eski Türklerde yoktur. Günümüzde Karadeniz’in kuzeyinde bazı Türk topluluklarında Nevruz’un yerine kutlanmaktadır” dedi.


Kaynaklardaki verilere göre sadece yorum yaparak yılbaşı kutlamasına benzetebileceğimizi fakat açık bir şekilde yer almadığını belirten Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, “İlk Türklerin yılbaşını nasıl kutladıklarını bilmiyoruz. Çin kaynaklarında yer alan bilgilere göre Asya Hunları hükümdarlarının otağında veya sarayında yılın birinci ayında büyük bir toplantı yaparlar. Bu yılbaşı kutlaması olarak yorumlanabilir. Ama kaynaklarda doğrudan yılbaşı kutlaması olarak ifade edilmemiş” şeklinde konuştu.


Nevruz Bayramının Türk topluluklarının göç ettikçe farklı topluluklardan benimsediği bir değer olduğunu söyleyen Doç. Dr. Erkoç, “Türkler biraz daha güney bölgelere göçmeye başladıklarında İrani topluluklarla da iletişimleri artıyor ve Nevruz Bayramını kutlamaya başlıyorlar. Bu ilk olarak Uygurlarda görüyoruz. Uygurlar, ‘Yenikün’ yani yenigün olarak kutluyorlar. Yılbaşı burda da 21 Mart gününe denk gelir” dedi.



Miladi takvim kullandığımız için yılbaşı kutluyoruz


Türk Devleti ve topluluklarında miladi takvim kullanıldığını, bu yüzden 1 Ocak tarihini yılbaşı olarak kutladığını belirten Erkoç, "Batılılarda Noel ve yılbaşı farklı kavramlardır. Biz kendi yılbaşı kutlamalarımızda bu iki farklı kavramı birleştiriyoruz. Hristiyanlıkta Noel Aralık sonuna gelen tarihlerde Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kabul edilir. Orta Çağdan itibaren Avrupalı Hıristiyanlar çam ağaçlarını İsa’nın doğumunu kutlamak amacıyla süsler. Yılbaşından bir kaç gün daha öncedir. Hristiyanlığın ilk dönemlerinde böyle bir uygulama yok. Roma İmparatorluğu döneminde ve sonrasında bu yeni din Kuzey Avrupa’da yayıldıkça buradaki halkın geleneklerine uyum sağlamıştır. Özellikle Katolik misyonerler Kuzey Avrupa’da yaşayan Cerman halklarını Hristiyanlığa alıştırmak için eski geleneklerini Hristiyanlıkla birleştirmişlerdir. Bunun çok tipik bir örneğini Noel kutlamalarında görüyoruz. Bugün Noel olarak kutlanan günde eski Cerman halkında Yul denilen bir bayram vardır. Burada gerçekten çam ağacı süslerler ve altına hediyeler koyarlar. Cermenler Hristiyanlaştıkça bu eski Yul bayramındaki uygulamalarını Noele uyarlamışlardır” diye konuştu.


Eski Türklerde Noel Baba figürünün görülmediğini söyleyen akademisyen Erkoç, "Beyaz Ata adında bir figür olduğu iddia edilir. Fakat Rus mitolojisinde olan Ded Moroz figüründen alınmıştır. Sovyetler döneminde de Amerikalıların Noel Babasına alternatif olmak amacıyla Sovyet yönetimleri tarafından bütün Türk dünyasına ve sovyetlere bağlı topluluklarda yaygınlaştırılmıştır. Bundan çok ayrı olarak Çin kaynaklarına göre eski Türklerde de bir kış tanrısı olduğu biliniyor. Gök Türkler hem kışın hem de yazın tanrıları olduğuna inanıyorlar çünkü efsanelerine göre Çinlilerin atalarından bir tanesi bu tanrıların kızlarından bir tanesiyle evleniyor. Bunun dışında 10. yy’da yaşamış bir Arap seyyah İbn Fadlan Abbasi elçisidir. Kendisi azılarında yaz ve kış tanrılarına taptığını anlatır. Dolayısıyla buradan mevsimlere bir tanrı atfetmenin söz konusu olduğunu görüyoruz" diye konuştu.



Noel Baba bir kültüre ait değildi


Tarihçi Noel baba figürünün farklı kültürlerin etkileşimiyle geliştiğini ama kökünün Aziz Nicholas’a ait olduğunu ifade ederek “Avrupadaki Cermen ve Slav halklarında kışın yaşadığına inanılan çeşitli kutsal varlıklar veya tanrılar vardır. Özellikler Slavlarda Ded Moroz olarak bildiğimiz kış dede vadır. Aslında bir kış tanrısıdır fakat sonra hristiyanlaşmayla beraber Aziz Nicholas’la özdeştirilmeye başlanmıştır. Bir benzerini Hollanda kültüründe Sinterklaas olarak görürüz. Bizim günümüzde bildiğimiz noel babanın atası olan bir figürdür. Aziz Nicholas aslında mavi cübbeler giyer ve çocuklara hediyeler dağıtır. 20. yy ise reklam yüzü olarak Hollandalıların bu Sinterklaas figürü reklamda kırmızı cübbe giymeye başlar. Bunu Amerika’ya giden Hollandalı yerleşimciler götürmüştür. Ardından bildiğimiz görünüşüne kavuşur. Bunun dışında eski Cermen inançlarının en büyük tanrısı olan Odin’e de biraz benzetilir. Onun gibi gezgin olduğu da rivayet edilr. Dolayısıyla Noel Baba; Odin, Ded Moroz, Sinterklaas veya Aziz Nicholas gibi farklı tarihi ve mitolojik karakterin birleşiminden oluşur” şeklinde konuştu.



Nardugan aslında bildiğimiz Nevruz


Erkoç, son 15 yıl içerisinde 21 Aralık tarihinde Nardugan bayramının kutlandığına dair bilgiler yaygınlaştığını ama bu bilgilerin amatör kişiler tarafından ortaya atıldığını söyleyerek, "İnternette yaygınlaşan bir bilgi var. Eski Türkler 21 aralık günü Nardugan diye bir bayram kutlarlardı, çam süslerlerdi şeklinde maalesef bu doğru değil. Nardugan bayramı günümüzde bazı Türk topluluklarında var. Karadenizin kuzeyinde İdil Ural sahası dediğimiz bugün Rusya federasyonu sahası sınırları içerisinde yer alan Kazak Tatarları Başkurtlar ve Hristiyan olan Çuvaşlarda kutlanmaktadır. Bu ilk saydığım iki topluluk, Müslüman diğerleri ise Ortodoks Hristiyandır. Bayram 21 Aralık’ta değil 21 Mart’ta Nevruz’da kutlanır. Onlar Nevruz kelimesi yerine Nardugan kelimesini kullanırlar. Maalesef bazı amatör araştırmacıların internette yaydığı bir bilgi. Eski Türklerde de böyle bir bayram olduğuna dair bir bilgi elimize ulaşmamaktadır. Türklerde muhtemelen 12 Hayvanlı Türk Takviminin başında bir kutlama ya da bir dini tören vardı çünkü Çin kültüründe bunun hala devam ettirildiğini görebiliyoruz. Bunun dışında yılın çeşitli dönemlerinde özellikle ilkbahar ve yaz aylarında büyük dini toplantılar yaptıklarını ve bunları şenlik havasında kutladıklarını bize Çin kaynakları söylüyor. Buralarda başta tanrı Gök Tengri olmak üzere çeşitli tanrılara atalarının ruhlarına kurbanlar sunuyorlar" dedi.



Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç: "Türklerde yılbaşı kutlaması yok"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.