'endüstri 4.0’I Iskalama Lüksümüz Yok'
Bakan Özlü, Kalkınma Bakanlığının desteğinde NTV&Özgencil işbirliğinde, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz İhracatçılar Birlikleri, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile Mersin Ekonomi Platformu ortaklığında Mersin’de ilki düzenlenen ’Akdeniz Ekonomi Forumu’na katıldı.
"KADINLARIN İŞGÜCÜ VE İSTİHDAM ALANINDA DAHA FAZLA YER ALMALARI, BİZİM İÇİN TOPLUMSAL BİR HEDEF OLMALIDIR"
Küresel gelişmeler ışığında bölgesel vizyon oluşturmak amacıyla düzenlenen ve iki gün süren forumun son gününde sektör temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Özlü, bugünün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunu hatırlatarak, kadınların hayatın her alanında ekonomide, ticarette, üretimde, verimde, sporda, girişimcilikte, eğitimde ve siyasette daha fazla yer almaları gerektiğini söyledi. Türk kadınlarının elde ettikleri her başarının, sadece kadınlar için değil toplumun bütünü için bir ilham kaynağı olduğunu belirten Özlü, "Bizler, kadınlarımızın her alanda daha etkin olmalarını istiyoruz. Son verilere göre ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30’lar civarındadır. Oysa Avrupa Birliği’nde bu oran yüzde 60’tır. Dolayısıyla, kadınların işgücü ve istihdam alanında daha fazla yer almaları, bizim için toplumsal bir hedef olarak benimsenmelidir" diye konuştu.
Bu anlamda bakanlık olarak kadın girişimciliğini sadece bir ekonomik faaliyet olarak değil, sosyal bir sorumluluk olarak kabul ettiklerini dile getiren Özlü, başta KOSGEB olmak üzere kadın girişimcilere ve ev hanımlarına ayrıcalıklı özel destekler verdiklerini, pozitif ayrımcılık yaptıklarını söyledi.
"AKDENİZ’DE GÜÇLÜ OLMAK, DÜNYADA GÜÇLÜ OLMAKTIR"
Konuşmasının devamında Akdeniz Bölgesi’nin insanlık ve medeniyetin yükseldiği, tarih boyunca küresel güç mücadelelerine ev sahipliği yapan stratejik bir bölge olduğunu ifade eden Bakan Özlü, "Yüzyıllar boyunca dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Doğu Akdeniz olmuştur. Dünya tarihi Akdeniz olmadan yazılamaz. Medeniyetler tarihinden Akdeniz’i çekip çıkarırsanız, geriye bir şey kalmaz. Kültürün, ticaretin, sanatın, bilimin beşiği olan Akdeniz Havzası, bugün de dünyanın cazibe merkezi ve çekim merkezidir. Ama aynı zamanda güç çatışmalarının da merkezidir. Ecdadımızın Akdeniz’e olan ilgisi boşuna değildir. Nasıl ki, dünya tarihi Akdeniz olmadan yazılamazsa, Türkler olmadan da Akdeniz’in tarihi yazılamaz. Akdeniz’de güçlü olmak, dünyada güçlü olmaktır. Akdeniz’de söz sahibi olmak, küresel dünyada söz sahibi olmaktır" ifadelerini kullandı.
"3.5 MİLYONDAN FAZLA MÜLTECİYE KUCAK AÇAN TÜRKİYE, TÜM DÜNYAYA İNSANLIK DERSİ VERİYOR"
Akdeniz’in son yıllarda savaşlarla, ölümlerle, acılarla anılmasından büyük rahatsızlık ve üzüntü duyduklarını kaydeden Özlü, "Suriye başta olmak üzere Afrika’dan ve dünyanın diğer bölgelerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışan 4 bine yakın mülteci, maalesef Akdeniz’de hayatını kaybetti. Akdeniz’de boğulan çocukların görüntüleri, insanlık vicdanını karartmaya devam ediyor. Ülkemiz, tarih boyunca olduğu gibi bu insanlık dramı karşısında yine dünyanın vicdanı, dünyanın huzur coğrafyası olmuştur. 3.5 milyondan fazla mülteciye kucak açan Türkiye, sadece Akdeniz ülkelerine değil, tüm dünyaya insanlık, vicdan ve haysiyet dersi veriyor" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE, KÜRESEL ALANDA OLDUĞU AKDENİZ’İN DE YÜKSELEN YILDIZI"
Türkiye’nin küresel alanda olduğu gibi Akdeniz Havzasının da yükselen yıldız ülkelerinden biri olduğunu belirten Özlü, şöyle devam etti:
"Bu bölgede yer alan 21 ülke içerisinde, milli gelir açısından 4’üncü sıradayız. Büyüme performansımızı ise bu ülkelerin ortalamasının 3 katıdır. Yüksek büyüme performansımızı devam ettireceğiz. Önceliğimiz, insan kaynaklarımızın kalitesini arttırmak, yatırım ortamını iyileştirmek, yüksek teknoloji hedefinden geri adım atmamak, sanayimizi katma değeri yüksek ürünler üretmeye teşvik etmektir. Türkiye’de tarımdan elde ettiğimiz katma değer, gıda sanayinden elde ettiğimiz katma değerden daha yüksek. Oysa gelişmiş ülkelerde durum tersi. Oralarda gıda teknolojilerinden elde edilen katma değer, tarımdan elde edilen katma değerden daha yüksek. Tarımda teknolojinin kullanılmasını destekliyoruz, tarıma teknoloji enjekte edeceğiz."
"EN BÜYÜK GÜÇ, TEKNOLOJİNİN GÜCÜDÜR"
Bu çağda en büyük gücün teknolojinin gücü olduğuna vurgu yapan Özlü, okullarını, fabrikalarını, şehirlerini ve ordularını teknoloji ile donatanların, güçlü olduklarını ve güçlü kalmaya devam ettiklerini söyledi. Bu anlamda savundukları bütün politikaların temelinde teknoloji olduğunu ve teknolojiden güç almak olduğunu belirten Özlü, "Bilimi, teknoloji ve sanayiyi birbirinden ayırmadan, tüm bunları aynı hedefin araçları olarak görmek durumundayız. Bilimden güç alan bir teknoloji, teknoloji ile büyüyen bir tarım ve bir sanayi anlayışını benimsiyoruz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, çıkardığımız kanunlar ve hayata geçirdiğimiz düzenlemeler, bizim bu bakış açımızı yansıtıyor. Bilim merkezi, teknoloji üssü ve ileri sanayi ülkesi Türkiye hedefimizdir. Organize Sanayi Bölgelerinde kurmaya başladığımız teknik kolejler, Ar-Ge ve tasarım merkezlerimiz, teknoparklarımız, endüstri bölgelerimiz, organize sanayi bölgelerimiz, odak sektör programlarımız, KOSGEB’in sunduğu teknoloji odaklı destekler, yerleştirme projelerimiz, yüksek teknoloji geçiş programımız ve özel sektör zirvelerimiz. Bütün bunların hepsi, bir biri ile ahenk içinde, bir birini destekleyen, birbirinden güç alacak şekilde organize edilen faaliyetlerimizdir. Parçalı değil bütünsel, dağınık değil derli toplu bir bilim ve teknoloji politikası uyguluyoruz. Bizim kurumlarımız olan TÜBİTAK, TSE ve Türk Patent Kurumu sanayimizin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılanmakta ve ülkemizin teknoloji hamlesine hizmet etmektedirler" dedi.
"DİJİTAL EVRİMİN ÖNCÜ ÜLKELERİNDEN BİRİSİ OLACAĞIZ"
’Endüstri 4.0’ı, Türkiye için bir fırsat olarak gördüklerini vurgulayan Özlü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buhar gücünün üretimde kullanılması ile başlayan 1’inci sanayi devrimi, elektriğin üretimde kullanılmasıyla devam eden 2’nci sanayi devrimi, bilgi teknolojileri ve programlanabilir makinelerle birlikte 3’üncü sanayi devrimini yaşadık. Bugün ise artık 4’üncü sanayi devriminin, yani ’Endüstri 4.0’ı konuşuyoruz. Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre, gelecek 10-20 yıl içerisinde imalat, enerji, tarım ve ulaştırmada çok hızlı ve hatta çok dramatik değişimler olacak. Yine aynı raporda, dijital teknolojilerle bağlantılı olarak büyük data, yeni sanayi internet uygulamaları, akıllı fabrikalar, robotlar, sensörler ve üç boyutlu yazıcılar gibi teknolojik gelişmeler, insanlığın geleceğini belirleyecek. Sadece ABD’de en yüksek ciroya sahip olan 500 kurumun yarıdan fazlası, 2000 yılından sonra kaybolup gitmiştir. Bunun nedeni, dijital evrime, değişime ayak uydurmamış olmalarıdır. Buradan açıkça görüyoruz ki, dünyamız halihazırda dijitale evrilmiş bir dünyadır. Bizler bu evrimin, bu durdurulamaz sürecin, bu kesin gerçekliğin asla gerisinde kalmayacağız ve öncü ülkelerinden birisi olacağız."
"’ENDÜSTRİ 4.0’ GERÇEĞİNİN GERİSİNE DÜŞMEK, BU YENİ ÜRETİM DEVRİMİNİ ISKALAMAK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK"
Bu amaçla son 1 yıldır yaptıkları çalışmalarda Türkiye’nin dijital dönüşüm yol haritasını hazırladıklarının bilgisini veren Bakan Özlü, "Bu konuda son noktaya geldik, son rötuşları yapıyoruz. Bunu yaparken sadece bakanlık olarak çalışmadık, danışmanlık hizmetleri de aldık. Ayrıca sektör temsilcileri ile beraber çalıştık ve onların görüşleri doğrultusunda Türkiye’nin yol haritasını hazırladık. Açıkça ifade etmek isterim ki, ’Endüstri 4.0’ gerçeğinin gerisine düşmek, bu yeni üretim devrimini ıskalamak gibi bir lüksümüz yoktur" diye konuştu.
Türkiye’nin dört bir tarafının ateş çemberi ile çevrili olduğunu, bin türlü bela ile aynı anda baş etmek zorunda kaldığını ve birçok cephede çetin bir mücadele verdiğini vurgulayan Özlü, "Fakat bunların hiçbirisi endüstri cephesinde, sanayi cephesinde ve üretim savaşında asla bizi geride bırakamaz. Asla üretim çabamızı, endüstriyelleşme gayretlerimizi, çevremizdeki güvenlik problemleri nedeniyle geride bırakamayız. Yeni sanayi devrimine entegrasyonu konusunda Türkiye’nin kendine olan güveni tamdır. Kendimize güveniyoruz, hiçbir sıkıntımız yok. Bu konuda model fabrikaların ötesinde, dijital dönüşüm merkezleri kurmayı planlıyoruz. Burada sanayimizin ileri teknoloji üretebilmesinin başlangıcını yapacağız. Bu sanayi devrimini bulunduğumuz coğrafyada, birileri yapacaksa emin olun ki bu ülke Türkiye’dir, sadece Türkiye’dir. Çünkü bu geniş coğrafyada serbest girişimi, gümrük birliğini, Batı ile entegre ekonomiyi ve girişimciliği içselleştirmiş başka bir ülke yoktur. Ben inanıyorum ki Türkiye, işletmeleri ile mühendisleri ile girişimcileri ile bilim insanlarıyla ve üniversiteleriyle birlikte bu süreci takip etmekle kalmayacak, aksine bu sürecin öncü ülkelerinden birisi olacaktır" ifadelerini kullandı.
Hüseyin Kar - Koray Ünlü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.