Eşi, merhum Dr. Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklüğünün bitmeyen mücadelesini anlattı

Eşi, merhum Dr. Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklüğünün bitmeyen mücadelesini anlattı
Eskişehir Türk Ocağı’nda düzenlenen sohbet programına katılan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi’nin (DEP) Onursal Başkanı Işık Sadık Ahmet, eşi merhum Dr. Sadık Ahmet’in gerek Batı Trakya da, gerekse Gümülcine Milletvekili olarak Yunanistan Parlamentosunda Batı Trakya Türklerinin hakları için korkusuzca verdiği mücadeleyi anlattı. Eşinin, çok mükemmel, milliyetine ve mukaddesatına çok önem veren bir insan olduğunu anlatan Sadık Ahmet, “O’nun ‘Ben...

Eskişehir Türk Ocağı’nda düzenlenen sohbet programına katılan Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi’nin (DEP) Onursal Başkanı Işık Sadık Ahmet, eşi merhum Dr. Sadık Ahmet’in gerek Batı Trakya da, gerekse Gümülcine Milletvekili olarak Yunanistan Parlamentosunda Batı Trakya Türklerinin hakları için korkusuzca verdiği mücadeleyi anlattı.


Eşinin, çok mükemmel, milliyetine ve mukaddesatına çok önem veren bir insan olduğunu anlatan Sadık Ahmet, “O’nun ‘Ben bir Türk olduğum için hapishaneye götürülüyorum, eğer Türk olmak bir suçsa bunu tekrar ediyorum: Türk’üm ve öyle kalacağım diyen birisiydi’ diye bir sloganı vardı. Dr. Sadık Ahmet, hayatı boyunca Türk olmanın mesuliyetini taşımış, bu uğurda büyük bedeller ödemiş dava insanıdır. On yıllık destansı mücadelesi alçakça bir suikast ile son bulmuş olsa da, Türk milletinin gönlünde ve dimağında silinmez bir iz bırakmıştır. Ahmet soyadı bizler için bir onur ve mücadele mirasıdır” dedi.



Mecliste Kur’an-ı Kerim’e el basarak yemin eden ilk milletvekili


Dr. Sadık Ahmet’in mücadelesini anlatan Işık sadık Ahmet, “Dr. Sadık Ahmet, 1985 yılında Batı Trakya Türklerinin sorunlarını uluslararası kamuoyuna duyurmak amacıyla bir imza kampanyası başlattı. Bu mücadele nedeniyle 8 Ağustos 1986’da tutuklandı. Tüm engellemelere rağmen yaklaşık 15 bin imza toplamayı başarmıştı. İmza toplama sürecinde Yunan istihbaratı sürekli peşindeydi. Batı Trakya Türklerinin, Dr. Sadık Ahmet’e olan güvenlerini göstermek amacıyla, ona verilen boş kâğıtlara dahi imza attıkları aktarılmıştır. Bu, Sadık Ahmet’in toplum üzerindeki etkisinin ve güvenilirliğinin en somut örneklerinden biriydi. Tutuklanmasının ardından, mücadelesinden vazgeçmesi için baskılar yapılmış; kendisine makam ve para teklif edilerek rüşvet önerilmiştir. Ancak Sadık Ahmet, paraya ve makama tamah etmeyen, ideallerinden asla ödün vermeyen bir mücadele ve ahlak abidesi olarak yoluna devam etmiştir. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türkleri arasında birçok ilkin de sahibiydi. İlk fenni sünnetçi, ilk cerrah, ilk bağımsız milletvekili, ilk parti genel başkanı, Mecliste Kur’an-ı Kerim’e el basarak yemin eden ilk milletvekili. Yunan hükümeti, onun seçim başarısını engellemek için seçme ve seçilme kanunlarını dahi değiştirmiştir. Ancak o, Batı Trakya Türkleriyle toplu direnişler düzenlemiş, toprakların kamulaştırılmasına karşı mücadele etmiş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar Batı Trakya Türklerinin haklarını taşımıştır. Dr. Sadık Ahmet, davası uğruna aylarca hapiste yatmasına rağmen toplum için çalışmayı kendine ödev bilmiş bir dava adamıydı. Hapisten çıktıktan hemen sonra Adana’da bir konferans vermeye gidecek kadar özverili bir şahsiyet timsaliydi. Batı Trakya Türkleriyle birlikte toplu direnişler düzenleyerek, onların topraklarını kamulaştırmak isteyen hükümete karşı direniş göstermiştir. "Açık alan hapishanesi" adı altında Batı Trakya Türklerinin işçi mahkûm olarak çalıştırılması planını engellemiş; mahallelerine yapılmak istenen kumarhane ve gece kulüplerinin açılmasına karşı durmuştur. Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin haklarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyarak uluslararası düzeyde savunmuş; Türkiye’deki yetkililerle sürekli iletişim hâlinde olarak sorunların çözümü için çaba göstermiştir. Her ortamda ve platformda Batı Trakya Türklerinin haklarını savunan Sadık Ahmet, "Türküm" demenin bedelini hapishanede ve tehdit altında geçen bir yaşamla ödemiştir.” dedi.



Sadık Ahmet’in şehadeti ve devam eden dava


Trafik kazası süsü verilmiş bir suikast sonucu vefat eden Sadık Ahmet’in davasını devralan Işık Sadık Ahmet, bu mücadeleyi Batı Trakya Türklüğünün varlığını sürdürmesi adına devam ettirdiğini anlatarak konuşmasında şu sözleri dile getirdi:


"Yunan hükümeti, eğitimden mahrum bırakmak gibi politikalarla Batı Trakya Türklerini yok etmeye çalışıyor. Bizler, Batı Trakyalı çocuklarımıza Türk Ocağı’na gitmelerini tavsiye ediyoruz. Sadık Ahmet’in vefatından sonra hayatımız yarım kaldı, ancak onun davasını yaşatmak boynumuzun borcudur."



Türk Ocağına ve topluluğa şükranlarını iletti


Işık Sadık Ahmet, konuşmasının son bölümünde Eskişehir Türk Ocağında bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek Prof. Dr. Nedim Ünal’a teşekkürlerini sundu. 1991 yılında Sadık hapishaneden çıktıktan sonra yine Eskişehir Türk Ocağının davetlisi olarak Eskişehir’e geldiklerini ve o zamanda böyle coşkulu bir topluluk tarafından karşılandıklarını anlatarak hatıralarını paylaştı ve hem Türk Ocağına ve topluluğa şükranlarını iletti. Çok sayıda sorulan sorular ve karşılıklı verilen hediyelerden sonra Sadık Ahmet, Şükran Beratının takdiminden sonra konuşmasını tamamlandı.



Eşi, merhum Dr. Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklüğünün bitmeyen mücadelesini anlattı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.