FETÖ Clinton İle Görüştü Mü ?
Tüm dünyanın merakla beklediği ABD'deki başkanlık seçimlerinin galibi Donald Trump oldu. Birçok ana akım medyanın Hillary Clinton'u desteklemesine rağmen Trump'ın kazanması herkesi şaşırtırken, bu durum Clinton'u destekleyen 15 Temmuz kanlı darbe girişimini gerçekleştiren Fetullahçı Terör Örgütü'nü (FETÖ) de üzdü. Örgüte bağlı üyelerin sık sık Clinton'a destek mesajları attığı gözlemlenirken, Trump'ın seçimi kazanması FETÖ'nün ABD'deki planlarını alt üst etti. Uzmanlara göre, bu durum Gülen'in iadesi konusunda Türkiye'nin elini de güçlendirdi.
Prof. Dr. Tosun'dan çarpıcı tespit: "Clinton ekibiyle bir görüşme yapmış olabilirler"
FETÖ'nün Clinton ekibine yüklü miktarda parasal destek verdiği gündemden düşmezken, Ege Üniversitesi'nden Siyaset Bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun bu konuda çarpıcı bir tespit yaptı. "Trump'ın Amerikan başkanı seçilmesi örgüt açısından ciddi bir hayal kırıklığı oldu" diyen Tosun, bu durumun örgütü kara kara düşündürdüğünü söyledi. Tosun, "Trump'ın Amerikan başkanı seçilmesi örgüt açısından ciddi bir hayal kırıklığı oldu. Adeta örgüt için bir yıkım olmuştur; çünkü bütün beklentilerini bütün stratejilerini yıllardan beri statükonun devamı üzerine kurmuştur. Şimdi statüko Trump'ın seçilmesiyle genel anlamda ilişkilerin statükosu Amerikan siyaseti zaten genel çerçevede çok radikal kırılmalar yaşanmayacak" dedi. FETÖ örgütün Clinton'un ekibiyle doğrudan bir görüşme yapabileceğini ve para ile bir baskı kurulabileceğini ifade eden Prof. Dr. Tanju Tosun, "Doğrudan olmasa bile ekibiyle bir görüşme yapmış olabilirler; yani Amerika'daki varlığına bir şekilde önümüzdeki süreçte meşruiyet katmak amacıyla en azından kendilerinin varlığına yönelik bir tehdit oluşmaması için bu tür ekonomik değerler üzerinden bir zorlama yapmış olabilirler" şeklinde konuştu.
Tüm planları altüst olan FETÖ'nün yeni planı ne?
Prof. Dr. Tosun, FETÖ örgütünün sık sık mevcut başkan Obama'nın ekibiyle temas kurduğunu ve bu sayede ABD'deki varlığını koruduğunu ifade ederek, "Diyalog kurabileceği kanallar yok yeni kanallara ihtiyacı var. Bir çıkış arayışı bir yandan da kapana sıkışmış olan bir örgütün her türlü yöntemi kullanmasına bu anlamda şaşmamak gerekir. ABD'nin Gülen'e ilişkin politikasında bu örgütün ABD'deki lobi kuruluşları ve bu lobi kuruluşları üzerinden kongre başkanla olan çok etkili bir yöntem izliyorlardı; fakat şimdi yeni yönetimde Trump bu lobilerin ya da bu tür kuruluşların fazla etkisi altında kalmadan daha bağımsız bir şekilde politika üreteceği için kararı verme konusunda daha cesur. Amerikan çıkarları ve dost müttefik Türkiye'nin çıkarları talepleri doğrultusunda Obama yönetimine kıyasla daha rahat karar verebilir diye düşünüyorum. Bağımsız politika izlemesi demek FETÖ örgütünün Pensilvanya ve Pensilvanya üzerinden Washington DC'ye kadar uzanan hatta hareket alanını kısıtlayacaktır. Hareket alanının kısıtlanması demek yeni strateji arayışlarıdır" dedi
Tosun'a göre FETÖ lideri Kanada veya Avustralya'ya kaçabilir
Tanju Tosun, örgüt liderinin iade edilme ihtimaline karşı ülke değiştireceğini ifade ederek, "Bu strateji arayışları içerisinde ABD yönetiminde daha rahat hareket edemeyeceğini anladığı anda bir başka ülkeye bu başka ülke Türkiye ile suçlarının iadesine ilişkin anlaşma bulunmayan işte; Avustralya, Kanada, Meksika, Güney Afrika gibi ülkelere gitme konusunda bir strateji izleyebilir. Türkiye'nin bundan sonra izleyeceği yeni stratejiler bir ihtimal ki doğrudan Gülen'in Türkiye'ye iade edilmesine katkı yapabilir" diye konuştu.
Türkiye FETÖ liderinin iadesinde ne yapmalı?
Prof. Dr. Tanju Tosun, Türkiye'nin Gülen'in iadesinde yapması gerekenleri şöyle sıraladı:
"Bundan sonraki süreçte Türkiye çok hızlı bir biçimde lobicilik faaliyetleri üzerinden Amerikan yönetimine şimdi lobicilik faaliyeti dediğimizde Türkiye'nin özelikle Washington DC'de güçlü bir takım think-tank kuruluşları var; ama bunlar yeterli değil Türkiye'nin mutlaka ve mutlaka Amerikan siyasetinde etkili örgütler aracılığıyla da kongre üzerinde etkili çalışması gerekir. Amerikan siyaseti bir tarafta iktisadi ticari açıdan diğer lobiler bir taraftan da düşünce kuruluşları bağlamında son derece önemlidir. Bu tür düşünce kuruluşlarına da Türkiye'nin tezlerinin özelikle Gülen'in iadesi konusunda vakit geçirilmeden; yani sadece bakanlık nezdinde değil bu tür lobi kuruluşlarına da anlatılması gerekiyor. Türkiye'nin haklı bir davası ama haklı olmak yetmiyor Batı nezdinde bunu meşru bir temele de dayandırmak gerekiyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.