İşçilere Tuvalet İzni Yok! Altlarına Bez Bağlıyorlar
Amerika günümüzde her zamankinden daha fazla tavuk tüketiyor. Tüketicilerin gün geçtikçe artan ucuz tavuk talebi, endüstrideki en önemli şeyin 'miktar' olmasına yol açmış. Bu durumun en çok etkisini hissedenler ise devasa tavuk işleme tesislerinde çalışan işçiler. Uzun vardiyalarla ve inanılmaz bir süratle çalışmak zorunda olan bu işçiler, bir günde yalnızca yarım saat ara verebiliyorlar.
Her tesis ve departmanın tuvalet konusundaki düzenlemeleri farklı; ancak işçilerin çoğu tuvalete gitmenin bir hak olarak değil, bir ayrıcalık olarak görüldüğünü söylüyor.
Bir işçinin tuvalete gitmesi gerektiğinde, yerine birini bulması gerekiyor. Verilen aralarda yüzlerce işçi tuvalete girmeye ihtiyaç duyduğundan, bir kısmı ihtiyacını giderme şansını yakalayamıyor.
Southern Poverty Law Center'ın hazırladığı rapor, çoğu işçiye verilen tuvalet izninin 5 dakikayla sınırlı olduğunu ortaya koyuyor. Bazı işçiler sınırlı zaman yüzünden tuvalete koşarak giderken iş giysilerini çıkardıklarını dile getiriyor. Bu şekilde tuvalete koşmanın aynı zamanda yerler yağ, kan, su ve diğer sıvılarla kayganlaşmış olduğundan tehlikeli olduğu belirtiliyor.
Uzun süre tuvalete gitmemek, idrar yolu ve böbrek enfeksiyonlarına neden olabiliyor; hatta bazı ekstrem durumlarda ölümle sonuçlanabiliyor.
Tavuklar üzerinde kullanılan antibiyotikler de pek çok işçinin bu ilaçlara bağışıklık geliştirmesine neden olarak, enfeksiyonlarını iyileşmesini engelliyor. Et endüstrisinde çalışan işçilerin sağlıklarıyla ilgili yasal düzenlemeler olsa da, ülkedeki tesislerin %1'inden azı denetleniyor. Bir işçinin ciddi bir sağlık sorunu yaşaması ya da ölmesi durumunda ödenen ceza miktarı da oldukça düşük.
Tesislerde genel olarak günde toplam 180.000 tavuk işleniyor; her işçi ise dakikada 40 tavuk işlemekle yükümlü.
Oxfam'ın raporu, bu koşullarda çalışan işçilerin halihazırda toplum tarafından "ötekileştirilmiş" bireyler olduklarını, yani beyaz ırka mensup olmayanlar, göçmen ve sığınmacılardan oluştuğunu dile getiriyor. Ulusal Tavuk Konseyi ise Oxfam'ın raporunun anonim bir takım beyanlarla tüm endüstriyi karalamaya çalıştığını ve şirketlerin işçilerin koşullarını iyileştirme için çok çalıştıklarını iddia ediyor.
Tyson Foods'un sözcüsü Gary Mickelsen, bu anonim iddiaları araştıracaklarını, Pilgrim's Pride ve Perdue Farms'ın sözcüleri ise şirketlerinde işçilerin her zaman şikayetlerini bildirebilecekleri yardım hatları olduğunu dile getiriyorlar.
Tyson Foods'un sözcüsü Gary Mickelsen, bu anonim iddiaları araştıracaklarını, Pilgrim's Pride ve Perdue Farms'ın sözcüleri ise şirketlerinde işçilerin her zaman şikayetlerini bildirebilecekleri yardım hatları olduğunu dile getiriyorlar.
Buna karşılık Oxfam, raporu eski ve yeni işçilerle, sağlık uzmanlarıyla ve işçi avukatlarıyla yaptıkları yüzlerce röportaj sonunda hazırladıklarını dile getirerek iddiaların arkasında duruyor. Southern Poverty Law Center'ın raporu ise net bir biçimde Alabama'da 266 işçiyle yaptıkları görüşmeler sonucunda, %80'inin tuvalet izni alamadıklarını ortaya koyuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.