Kılıçdaroğlu : Anayasa Mahkemesine Gitmeyeceğiz
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "dokunulmazlık" yasasına ilişkin, "Anayasa Mahkemesine gidecek miyiz, hayır gitmeyeceğiz. Niye Anayasa Mahkemesine gidelim, hangi gerekçeyle gidelim, siyaseten de gitmekte doğru değildir ama şunu yapacağız, fezlekesi olan her milletvekilimize mahkemede, Anayasa Mahkemesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bütün hukuki destekleri vereceğiz" dedi.
-ŞEHİT CENAZELERİ-
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri özetle şunları söyledi:
"Geçen hafta Kocatepe Camii'nde iki şehidimizin ve bir albayımızın cenaze törenine katıldım.
Şehit cenazelerine katılırız, namazımızı kılarız, duamızı yaparız.
Şehit yakınları bazen sitem eder, bunları da büyük bir anlayışla karşılarız. Çünkü ateş düştüğü yeri yakar.
Allah kimseye evlat acısı vermesin.
Onların sitem etmeye hakları var. Çünkü kime sitem edecek, bakkala mı sitem edecek, manava mı sitem edecek?
Cenazelerde siyaset yapılması doğru değil. Cami avlusunda siyaset yapmak bizim kültürümüzde de yoktur, insanlık anlayışımızda da yoktur. Orada siyaset yapılmaz. Dini siyasete alet etmek dine en büyük kötülüktür.
Adalet ve Kalkınma Partisi 14 yıldır Türkiye'nin temel hiçbir sorununu çözmemiştir, başta terör.
-ANNELERE SESLENDİ-
2002'de terörsüz bir Türkiye aldılar. 14 yılın sonunda nereye geldik, sevgili anneler sizlerin vicdanına sesleniyorum, şehit anneleri, gazilerin anneleri sizlerin vicdanına sesleniyorum. 14 yılda Türkiye'yi bu noktaya kim getirdi?
Hesabını soracağız.
Annelere seslenmek istiyorum.
Terörsüz bir Türkiye devraldılar.
Cenaze namazından sonra yumurta atıldı. Ben siyasette hoşgörüyü benimsemiş bir insanım. Daha önce gittiğim yerlerde de yumurta atıldı hatta savcılar yazı yazdılar, "hakkında soruşturma açalım mı" diye, açmayın dedim, o demokratik hakkını kullanıyor, yumurta atabilir, pasta atabilir, yuh çekebilir… Ama şehit cenazesini istismar eden, ibadet mekanını istismar eden, namaza ve inanca saygı göstermeyen bir hareketi benim affetmem mümkün değil. Çünkü ben dine saygılıyım, inanca saygılıyım.
-"SEN ORAYA BEN KILIÇDAROĞLU'NA YUMURTAYI NASIL ATARIM DİYE GELİYORSUN"-
Cebine yumurtayı koyacaksın, çiğ yumurtayı, şehit cenazesine geleceksin, namaz kılmaya, böyle bir şey olabilir mi, sen oraya ben Kılıçdaroğlu'na yumurtayı nasıl atarım diye geliyorsun, şehide ve şehidin cenazesine saygısızlık gösteriyorsun. Senin Müslüman olma anlayışını bile ben sorguluyorum, sen Müslüman bile olamazsın.
Geldiler, bize yumurta atıyorlar, inancı siyasete alet ediyorlar, ibadet yerine saygı göstermiyorlar, şehide saygı göstermiyorlar ama benim kafamın almadığı bir soru var, birden fazla soru var, birileri kalktı şehitlere "kelle" dedi, şehitlere kelle diyen adama bir şey yaptılar mı, önünde diz çöktüler. Bunlar samimi olabilirler mi? Bunların amacı din değil, iman değil, bunların tek amacı var, para…
-"BUNLAR VİCDANLARINI SATAN, KİRALAYAN İNSANLARDIR"-
Oslo'da masa kurdular, PKK ile pazarlık yaptılar. Bunların içinden biri çıkıp da siz nasıl terör örgütüyle masaya oturursunuz dedi mi, demedi, niçin, bunlar vicdanlarını satan, kiralayan insanlardır.
Vicdanını, aklını, onurunu parayla kiraya vermiş adamlar.
PKK ile görüşen şerefsizdir demişlerdi. Ne oldu, görüştüğü çıktı ortaya, ne oldu, bu yumurta atanlar bunlara kızdılar mı, kızmadılar, çünkü onlar da en az onlar kadar şerefsizdirler.
-"BEN KIZIMA BÖYLE BİR DÜĞÜN YAPTIRSAM DEĞİL 8 ŞEHİDİMİZİN OLDUĞU GÜN KIYAMET KOPARDI"-
Ben merak ediyorum 8 şehidimizin olduğu gün İstanbul'da görkemli bir nikah töreni yapıldı. Peki bunlar bir şey söylediler mi? Yaaa ben kızıma böyle bir düğün yaptırsam değil 8 şehidimizin olduğu gün kıyamet kopardı, peki bunlar ses çıkarmadılar mı, hiç çıkarmadılar.
-"DAVA AÇMAZLARSA NAMERTTİRLER DİYORUM"-
Adalet ve Kalkınma Partisinin yöneticileri terör örgütüne PKK'ya yardım ve yataklık yapmıştır. Yapmaya da devam ediyorsunuz, çünkü iki tarafta kandan besleniyor. Bunu acaba Kılıçdaroğlu söylemez mi bir daha diyorlar, yumurta atacağız, bir daha söylemez. Mısır'daki sağır sultan duyuncaya kadar söyleyeceğim, siz terör örgütüne yardım ve yataklık yaptınız.
Bakın ben söylüyorum, ağzımdan çıkan her laf için dava açıyorlar ama bunun için korkudan dava açamıyorlar, neden, yardım ve yataklık yapacaklarını mahkemede ispat edeceğim diye… Sarayın korkusu da var. Dava açmazlarsa namerttirler diyorum. Açamıyorlar.
Gelen her şehidin kanı bunların yakalarındadır.
-DOKUNULMAZLIK-
Kimse olayları çarpıtmasın.
Bizim parti programımızda ne yazıyor. Kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz.
Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği geldi. Katılmadığımız yerler var mı, evet var, neden bakanı ve başbakanı buraya dahil etmiyorsunuz? Benim dokunulmazlığımı kaldırıyorsunuz, eyvallah, kaldırmazsanız namertsiniz, peki siz neden kendi dokunulmazlığınızı kaldırmıyorsunuz?
-"MALI GÖTÜRENLERİN DOKUNULMAZLIĞI AYNEN DURUYOR"-
Rüşvetle yolsuzluk yapanlar, kul hakkı yiyenlerin, malı götürenlerin dokunulmazlığı aynen duruyor.
-"CHP'DE FEZLEKESİ EN FAZLA OLAN BENİM"-
Kamuoyunda şöyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor, dokunulmazlıklar sadece HDP için kaldırılıyor, hayır, CHP'de fezlekesi en fazla olan benim, bizim de dokunulmazlığımız kalkıyor, biz korkuyor muyuz, korkmayacağız, yılmayacağız.
Demokrasi için bedel ödeyeceğiz.
Efendim bizi hapse atarlarmış, atmazsanız namertsiniz siz.
Demokrasi için ben bedel ödemeyeceğim, üniversitedeki akademisyen bedel ödeyecek, ben bedel ödemeyeceğim gazeteci ödeyecek? Niye sen ödemiyorsun kardeşim? Göze alacağız, demokrasi için, ben çocuklarıma, bu ülkenin insanlarına daha güzel bir Türkiye vadediyorum. Biz çocuklarımıza daha güzel bir Türkiye bırakmayacaksak niye siyaset yapıyoruz.
-"BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU"-
20 Mayıs'ta çıktı, bugün 24 Mayıs, aynı fiili işleyen bir milletvekilinin dokunulmazlığı devam edecek, eskisinin dokunulmazlığı kaldırılıyor ama yeni fiilin devam ediyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Çünkü onların amacı farklıydı. Onların amacı CHP'yi nasıl köşeye sıkıştırabiliriz, konuşamaz hale getirebiliriz, konuşacağız, bedel ödemekten korkmayacağız, ülkemizi seviyoruz.
-"BUNDAN SONRA TERÖRÜ BİTİRMEZSENİZ İKİ ELİM YAKANIZDA OLACAK"-
Terörü bunlar bitiremezler, çünkü kandan besleniyorlar. Ben merak ediyorum, bundan sonra millete hangi yalanı söyleyecekler, çünkü yalan bitti bana göre, aklım almıyor, her şeyi dediler yapıldı, terör bitmedi, arttı, anayasa dediler o da değişti, bundan sonra terörü bitirmezseniz iki elim yakanızda olacak.
Anayasa Mahkemesine gidecek miyiz, hayır gitmeyeceğiz. Niye Anayasa Mahkemesine gidelim, hangi gerekçeyle gidelim, siyaseten de gitmekte doğru değildir ama şunu yapacağız, fezlekesi olan her milletvekilimize mahkemede, Anayasa Mahkemesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bütün hukuki destekleri vereceğiz. Bütün hazırlıklarımızı yaptık.
Yargıtay, Sayıştay, Danıştay başkanları Cumhurbaşkanıyla beraber Rize'ye gittiler.
-"AYAKKABI BAĞI OLMAYA NEDEN GİDİYORSUNUZ"-
Bu üç saygıdeğer başkana soruyorum, yargının saygınlığını korumak sizin göreviniz değil mi, yargı benim için ayak bağıdır diyen bir adamın ayak bağı olmaya neden gidiyorsunuz? Ayakkabı bağı olmaya neden gidiyorsunuz? Anayasa Mahkemesine saygı duymuyorum, kararlarına da saygı duymuyorum diyen bir kişinin arkasından neden el pençe divan duruyorsunuz?
Sizin ne işiniz var?
Siz yargının itibarını saygınlığını ayaklar altına alma konusunda görev mi edindiniz, size bir görev mi verildi?
O kişi cumhurun başkanı değildir, bir grubun başkanıdır." (ANKA/SON)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.