Mhp'den Bomba Açıklama: 'c'de Bir Sır Var
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya, TBMM'de gazeticilerle biraraya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Mevlüt Karakaya ABD Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye gelmesine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'nin bu konuda özellikle Suriye'nin kuzeyinde yürütülen Afrin Harekatı konusunda eli son derece güçlü. Haklı olunan yerde diplomasi de arkasından geliyor. ABD bu konuda suç üstü olmuştur. Aslında biliniyordu ama ABD'nin ilk kez diplomasi konusunda zayıf kaldığı Türkiye'nin bu kadar güçlü olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Bizim diyeceğimiz belli de ABD ne diyecek onu bilemiyoruz. Suç üstü yakalanan hırsız onu savunmak üzere gelen bir avukat var. Hakim diyor ki neyini savunacaksın, hırsız diyorki beni nasıl savunacak merak ediyorum. ABD kendini nasıl savunacak merak etmiyoruz ama bildiğimiz şeyler. Türkiye son derece güçlü durumda. Önemli olan Afrin'deki milli beka adına yürütülen operasyonların durdurulmadan başarıya taşınması, Türkiye'nin yapması gereken bu diye düşünüyoruz. ABD, YPG'nin PKK'nın bir milis gücü olduğu yada organik bağı konusunda bir inkar içinde değil. Bunu hem kabul ediyor hem destekliyor. Orada açık açık YPG ile ilişkisini İŞID ile olan mücadelesine defalarca bağladı. Önemli bir şey bunun resmi bir rapor olup özellikle parlamentola sunulmuş olması."
"Zeytin Dalı Harekatı'nın başarılı sonuçlanmasıyla ekonomi güçlenecek"
Mevlüt Karakaya, Zeytin Dalı Harekatı'nın ekonomiye etkisine ilişkin şöyle dedi: "Bu bir milli güvenlik meselesi. Ekonominin en temel unsurlarından birisi güvendir. Türkiye sürekli olarak bölündü mü bölünecek mi Suriye tarafından veya içerden tehdit ve tehlike altında olan geleceğinin ne olacağı konusunda tartışmaların olduğu ülkede ne yatırım ne verimlilik olur. Bu operasyonun başarılı sonuçlanmasıyla birlikte Türk ekonomisinin güçlü bir toparlanma yaşayacağını sanıyoruz zaten. Bu operasyonunun başarılı geçip bölgede güvenli bölgenin oluşması içerideki riskleri tehdit ve tehlikeleri en aza indireceğinden dolayı bunun en hızlı etkisin bir kaç ay sonra turizmde göreceğiz. Bunun ciddi yansımalarını turizmde göreceğiz."
"Afrin siyaset üstü partiler üstüdür"
İlker Başbuğ'un Afrin'e ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine Mevlüt Karakaya şöyle dedi: "Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, daha önceki tartışmaları dikkate almamış bu şeklide konuşmuş olabilir. Yani burada önemli olan kendisinin ne demek istediği. Ama söylediği şeyleri biz o günlerde tartışılan ve söylenen konuların içerisinde öyle değerlendiririz. Bir kişinin bir topa girmesini yada bir açıklamasını sağını solunu boşaltıp o haliyle değil o günlerdeki tartışılan konularda ne için neden söylenmiş niye bugün söylenmemiş olabilir diye bu bütünlük içinde değerlendiririz. Türk siyasetinde temkinli olması yönüyle genel başkanımızın tutumunu biliyorsunuz net şekliydi. O günlerde hep şu konuşuldu Türkiye'nin milli bekası için kendi iç güvenliği için vermiş olduğu mücadele yapmış olduğu operasyonu herkes siyaseten yapıldığını hatta bunun başarılı sonuçlanırsa bunu destekleyen siyasi partilere liderlere bir artısı söz konusu olabilir, buradan siyasi çıkar elde edilir gibi mücadeleyi zayıflatacak tarzda bir kırılmaya neden olabilecek riskler var. Sayın Başbuğ da böyle bir ortamda dönemde siyasete alet edilmemeli diye söylenince bunun başka türlü anlaşılacak şeyi yoktur. Başbuğ yanlış anlaşıldım diyorsa zamanlamasının söylediğinin yanlış olduğunun farkına vardığı şeklinde değerlendiriyorum. Çok uzatmamak lazım belki o ayrı bir konu. Afrin siyaset üstü partiler üstüdür."
"Barajı düşürülmesi temsilde adalet boyutunda"
Mevlüt Karakaya, MHP'nin seçim barajının düşürülmesine ilişkin açıklamalarının Milli Mutabakat Komisyonunda hayata geçirilmediğinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Yüzde 10 barajının başka sebepleri de vardı ki MHP geçmişte baraj altında kalmasına rağmen yüzde 10 barajını savunan bir parti. Bugünki şartlar farklı hale geldi. Biz biraz temsilde adaleti sağlayacağından barajı aşağı çekebiliriz dedi. Bu nasıl alındı MHP baraj altında kalmaktan korkuyor şeklinde. Burada barajın düşürülmesi konusunda asıl talebimiz temsilde adalet noktasında katkı sağlar yönündeydi. Sonuçta bu bir uzlaşmadır. Ama ittifak konusu geliyor. İttifak yoluyla belki diğer partiler için baraj konusunu aşacak bir alternatif yol olarak gelmiş olacak doğrudan olmasa da dolaylı bir kabul ve düzenlemenin de olduğunu kabul etmemiz lazım. İttifak yapanların ittifakın aldığı toplam oy sayılacağı için herhangi bir sorun olmayacak. Sanki bu baraj düşülsün olayını bir hazine yardımı almak için söylenen birşey gibi. Hazine yanrdımı almak içni partilerin alması gereken asgari oy yüzde 3. Yüzde 7-10 değil. Bu maksatla söylenen birşey değil. Kimse işin gereği boyutunda temsilde adalet boyutunda kimse değerlendirmiyor. "
"Genel başkanımız ittifak konusunda A ve B dedi, N demedi"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ittifak formülünü rastgele açıklamadığını vurgulayan Mevlüt Karakaya şu ifadeleri kullandı: "Genel başkanımızın daha önceki açıklamalarına dikkat edecek olursak bu ittifak konusu gündeme getirildiğinde örnek verdi. Dediki A Partisi ile B Partisi C ittifakını kuruyor. Bu ittfakın adı da Cumhur dedi. C de bir sır var dedi. Şöyle de diyebilirdi diye düşünüyorum genel başkanımızın rastgele konuşmadığını biliyorsunuz mutlaka onu düşünmüş analiz etmiştir: A , B, C, yada N diyebilirdi. C, Cumhur ittifakı değilde D Demokratik ittifak diyebilirdi. A ile B, Cumhur ittifakı bunda da bir sır var dedi. Orada bir sır olduğuna inanıyorum. İktisatçı olduğu için N demedi ben böyle okudum."
www.mynet.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.