Özgecan’ın Babası Konuştu
Mersin'in Tarsus ilçesinde, üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ı vahşice öldürdüğü gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Ahmet Suphi Altındöken'in cezaevinde öldürülmesine, Özgecan'ın babası Mehmet Aslan'ın tepkisi, "Sevindim desem de yalan olur, üzüldüm desem de yalan olur" oldu.
Adana E Tipi Kapalı Cezaevi'nde silahlı saldırıya uğrayan Özgecan'ın katili Suphi Altındöken'in ölmesi, babası Necmettin Altındöken'in ise ağır yaralanması olayı, Mersin'de yaşayan Aslan ailesi için de şaşkınlık verici oldu.
Olayı yine bir gazeteciden öğrendiğini anlatan baba Mehmet Aslan, "Bana bunu söyleyen gazeteci arkadaşımın sorduğu ilk şey, "duydun mu?" oldu. Neyi dedim. "Katilleri cezaevinde öldürmüşler" dedi. Duymadım, sizden öğreniyorum dedim. Bununla ilgili ne düşünebilirim, ne hissedebilirim ki. Sevindim desem yalan söylerim. Üzüldüm desem yine yalan söylemiş olurum. Kompleks duygular içerisindeyim" dedi.
"KEŞKE BÜTÜN BUNLARIN HİÇBİRİ YAŞANMASAYDI"
Konuşmasını "Keşke ile olmuyor" diyerek sürdüren baba Mehmet Aslan, şöyle devam etti:
"Bütün bunlar olmasaydı keşke. Ama görüyoruz ki, hala daha devam ediyor. Bunun hikmetini bilen varsa beri gelsin. Hikmetini, bunun sebeplerini bilene de aşk olsun. Bir söz vardır, "Ne yaparsa insan kendine yapar." Doğrudur, ama biz diğer insanlardan, diğer yaratılmışlardan ayrı değiliz ki, kendi ile birlikte bütün insanlara, bütün mevcudiyete iyilik ya da kötülük yapıyor insan. Kendini Rahman'ın bir parçası değil de kendini dünyada kral zannedenler var. Bir an önce dışarıda kötülükleri, yanlışlıkları aramak yerine, bende ne var demek gerekiyor. Kişi kendinde var olanı ne zaman anlarsa o zaman ya da farkındalık seviyesine ulaşması bile bu dünyadaki güzelliklerin daha iyiye gideceğine inancım artacaktır. Tabii ki ezelden ebediyete kadar karanlıkla aydınlığın savaşı devem edecek."
"BU DÜNYADA SADECE 3 TANE KALBİ KÖTÜ İNSAN YAŞAMIYOR"
Aslan, gazetecilerin, "Yaşanan bu son olayın toplum vicdanını rahatlattığı yönünde bir kanı oluştuğu" şeklindeki sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Şunun tespitini yapabilmiş olsaydık, bu olabilirdi. Bu dünyada sadece 3 tane kalbinde kötülük taşıyan vardı ve onlar yok edilerek dünya kurtuluşa erdi. Ama maalesef böyle değil, daha çok var. Şimdi bunların hepsini öldürelim mi? Ne yapalım? Bunlar Mars'tan gelmediler. Bunlar da bir annenin, bir babanın, bir dayının, bir amcanın çocukları ve yeğenleriydi. Bugün anneler, babalar, dayılar, amcalar, teyzeler, halalar sadece kendi çocuklarını, kendi yeğenlerini korumak yerine, biraz da diğer çocuklara, garip, boynu bükük, yetimlere biraz da sahip çıkarlarsa, "bana değmeyen yılan bin yaşasın" dedikleri o yılan bir gün kapılarını çalmaz. Aksi takdirde çalacaktır."
Mehmet Aslan, "sanıkların cezalarını nasıl çekmesini arzu ederdiniz?" şeklindeki bir soru karşısında susarak, "Susmak da bir cevaptır" diye konuştu.
ANNE SONGÜL ASLAN: "SEVİNEMEDİM, ÇÜNKÜ KIZIMIN GERİ GELMEYECEĞİNİ BİLİYORUM"
Özgecan Aslan'ın annesi Songül Aslan ise eşinin söylediği gibi bu duruma ne üzülebildiğini ne de sevinebildiğini belirterek, "Takdiri ilahi diyorum, Allah herkesin yardımcısı olsun diyorum. Herkes hak ettiğini bulsun. Haberi duyduğumda hiç sevinemedim, çünkü benim kızım geri gelmeyecek bunu biliyorum" ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.