'Türkiye Hala Aihm Denetiminde'

'Türkiye Hala Aihm Denetiminde'
Türkiye, OHAL kararının ardından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS) askıya aldığını Avrupa Konseyi'ye tebliğ etti.
Türkiye, OHAL kararının ardından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS) askıya aldığını Avrupa Konseyi'ye tebliğ etti. Ancak bir devletin AİHS'yi askıya almasının, o devletin vatandaşlarına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi "nin (AİHM) kapısının kapandığı anlamına gelmediği bildirilirken "Türkiye hala AİHM denetiminde" olduğu iddia ediliyor.

DWelleTurkçe, Strazburg kaynaklı haberinde AİHS'nin 15'inci maddesi, sözleşmeye taraf devletlere, istisnai koşullarda sözleşme kapsamındaki belirli hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüklerini "geçici, kısıtlı ve denetimli" şekilde askıya alma hakkı tanındığı ancak bu hükmün belirli koşullarda uygulanabildiğine işaret etti.

AİHS yalnızca "savaş zamanında veya ulusun varlığını tehdit eden başka tehlikeli hallerde" askıya alınabildiği, devletlerin, sadece "durumun kesinlikle gerektirdiği ölçüde" sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabildikleri, yükümlülüklere aykırı tedbirlerin, "devletlerin uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklerine ters düşmemesi" gerektiğinin altı çizildi. Habere şöyle devam ediliyor:

"Tüm bunlara ek olarak ve daha da önemlisi, devletler AİHS'de öngörülen belirli haklara aykırı tedbirler alamıyor. AİHS'nin yaşam hakkıyla ilgili 2'nci, işkence ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3'üncü, kölelik ve zorla çalıştırılma yasağıyla ilgili 4'üncü ve kanunsuz ceza olmayacağı kuralına ilişkin 7'nci maddeleri askıya alınamıyor. Benzer şekilde AİHS'ye ek 6 No'lu protokolün 1'inci maddesine (barış zamanında ölüm cezasının kaldırılması), AİHS'ye ek 13 No'lu protokolün 1'inci maddesine (ölüm cezasının kaldırılması) ve AİHS'ye ek 7 No'lu protokolün 4'üncü maddesine (aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı) aykırı tedbirler alınması da mümkün değil."

Türkiye'nin AİHS'yi ilk defa askıya almadığı gibi, bugüne kadar askıya alan tek ülke de olmadığı da belirtilirken AİHS'yi askıya almak bir devletin AİHM denetiminden çıktığı anlamına gelmediği de vurgulanıyor.

-"HAK İHLALİNE KANAATGETİREN BİREYLER AİHM'YE BAŞVURABİLİR"-

DWelle'ye konuşan AİHM Yazıişleri Müdür Yardımcısı Hasan Bakırcı'nın, "AİHS'nin askıya alınması taraf devletlerin bireylerine AİHM kapısı kapandı anlamına gelmiyor. Hak ihlaline kanaat getiren bireyler AİHM'ye başvurmaya devam edebilir. Esasen AİHM'ye başvuru konusunda hiçbir şey değişmiyor" sözlerini yansıttı.

Bakırcı, AİHS'nin askıya alınmasının bir ülkenin AİHM önünde OHAL kapsamındaki olası ihlaller nedeniyle mahkum olmayacağı anlamına gelmediğine de vurgu yaparken şunları söyledi:

"AİHM bu konuda ileride kendisine gelecek olası başvurulara "orantılılık" ve "durumun zorunluluklarının kesin olarak gerektirdiği ölçüde" ilkeleri temelinde bakacak. Türkiye 1990'lı yıllarda Güneydoğu'daki OHAL uygulaması kapsamında da AİHS'yi askıya almıştı. Oradan gelen bazı davalarda 30 güne kadar çıkan gözaltı süreleri AİHM tarafından kabul edilemez bulundu".

DWelle de, OHAL kapsamında yaşanacak olası hak ihlallerinin Strasbourg Mahkemesi önüne gelebilmesi için, her zaman olduğu gibi öncelikle tüm iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi.(CN/ORH)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.