Uygur Kardeşlerle Tanımıştık! Cezayirlilerin Kahramanlık Öyküsü: Abdülkadir
Cezayir'de Fransızlara karşı milli mücadeleyi başlatan Abdülkadir el-Cezairi adına yazılan destansı şarkı, 2000'li yıllarda Süheyl ve Behzat Uygur kardeşler tarafından Türkçe olarak farklı sözlerle yeniden yorumlandı.
CEZAİRİ'NİN KAHRAMANLIKLARINI ANLATIYOR
"Abdülkadir Rami'ye ya da Unkapını'na gidelim. Ya rock söyliycez ya da hicaz vallahi aç kalıcaz!" sözleriyle yeniden yorumlanan şarkı aslında Cezayir tarihi açısından büyük önem taşıyor ve sözlerinde Abdülkadir el-Cezairi'nin kahramanlıkları anlatılıyor.
ABDÜL KADİR CEZAİRİ KİMDİR?
Cezayir'in millî kahramanı olarak kabul edilen Emîr Abdülkâdir el-Cezâirî 1807 yılında Cezayir'in batısındaki Maskara kasabasında dünyaya geldi. Hz. Hasan'ın soyundan olduğu kabul edilen babası Muhyiddîn aynı zamanda Kâdirî tarîkatına bağlı bir şeyhti. Abdülkâdir çocukluğundan itibaren sağlam bir din eğitimi aldı ve yine bu dönemde silah kullanmayı ve ata binmeyi öğrendi.
FRANSIZLARA KARŞI MÜCADELE BAŞLATTI
Emîr Abdülkâdir, 1825 yılında babasıyla birlikte çıktığı Hac yolculuğu esnasında döneminin iki ünlü sîması olan Şeyh Şâmil ve Hâlid-i Bağdâdî ile görüştü. 1830 senesinde Fransızlar'ın Cezayir'i işgal etmesi üzerine yerli Arap ve Berberî kabileler yabancı hakimiyetine karşı koymak maksadıyla Emîr Abdülkâdir'in babası Şeyh Muhyiddîn'i sultan ilan etmek istemişlerdi. Fakat o yaşlılığını gerekçe göstererek bunu kabul etmemiş ve bu vazifeden oğlu lehine feragat etmişti. Bunun üzerine Emîr Abdülkâdir Fas sultanının hükümdarlık hakkını tanıyarak 22 Kasım 1832'de "Emîrü'l-mü'minîn" ünvanını aldı. Fas sultanı Abdurrahman'ın halifesi sıfatıyla Fransızlar'a ve işbirlikçilerine karşı mücadeleye başlayarak kahramanlığı ve zekası sayesinde yerli kabileleri etrafına toplamayı başardı. 1837'de Fransızlar'la imzaladığı Tafna antlaşması neticesinde ülkenin üçte ikisini kontrolüne alan Emîr Abdülkâdir, Fas yoluyla İngiltere'den sağladığı silahlarla düzenli bir ordu kurdu. Bu arada Fransızlar doğuda Osmanlı tabiiyetini sürdüren ve kendilerine karşı direnen Ahmed Bey'i yenerek 1837 Ekim'inde Konstantine şehrini zaptetmişlerdi. Emîr 1846'da çaresizlik içinde Fas'a sığındıysa da sultanın kuvvetlerinin Fransız birliklerine yenilmesi üzerine 23 Aralık 1847'de Fransızlar'a teslim oldu. Kendisine İskenderiye veya Akkâ'ya götürüleceğine dair verilen söze rağmen Fransa'da beş yıl esir olarak tutuldu.
ŞAM'A YERLEŞTİ
Emîr Abdülkâdir, 1852 yılının Ekim ayında III. Napolyon tarafından, Cezayir'in işlerine karışmaması şartıyla serbest bırakıldı. Bunun üzerine Emîr Osmanlı topraklarına giderek Bursa'da ikamet etmeye başladı. 1855 yılında meydana gelen büyük depremin ardından Bursa'dan ayrılarak Şam'a yerleşti. Bu dönemde Cebelilübnan'da patlak veren ve 1860 Temmuz'unda Şam'a yayılan Dürzî isyanına bizzat müdahalede bulunarak birçok Hıristiyanı katliamdan kurtardı. Bu olay sırasında göstermiş olduğu olağanüstü gayretler nedeniyle Doğu'dan ve Batı'dan pek çok devlet idarecisi ile fikir adamının takdirini kazandı.
Emîr Abdülkâdir el-Cezâirî 26 Mayıs 1883 yılnda Şam'da vefat etti ve İbn Arabî'nin türbesinin yanına defnedildi. 5 Temmuz 1966 yılında mübarek naaşı buradan alınarak büyük bir törenle Cezâyir'deki yeni kabrine defnedildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.