Varna Zirvesi Sonrası Başbakan, Ab'ye Sert Çıktı: Türkiye'nin Hırpalanmasına Rıza Göstermeyiz
AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Başbakan Yıldırım, ''AB'nin karnesi en başından beri ciddi kırıklarla tutarsızlıklarla ve yalpalamalarla doludur. Yunanistan ile eş zamanlı başlayan tam üyelik sürecimiz ayrıştırılmış ve ilk güven kaybı yaşanmıştır'' dedi.
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"ABD'NİN KARNESİ CİDDİ KIRIKLARLA DOLU"
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri bakımından önemli sayacağımız toplantıda gündemdeki bütün konular ele alındı. AB'nin karnesi en başından beri ciddi kırıklarla tutarsızlıklarla ve yalpalamalarla doludur. Yunanistan ile eş zamanlı başlayan tam üyelik sürecimiz ayrıştırılmış ve ilk güven kaybı yaşanmıştır. Kıbrıs Rum Kesimi'nin birliğe tek taraflı kabulü ile başlayan önümüze o kadar çok engeller çıkmıştır ki konu artık üzüm yemek değil bağcıyı dövmek noktasına kadar gelmiştir.
"AB ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YERİNE GETİRMEDİ"
Tam üyelik için 35 fasıldan 16'sı açılabilmiş bir tanesi kapatılırken diğerleri beklemeye alınmış, 14 fasıl da hala bloke halindedir. Suriye ve Irak'ta başlayan karışıklıklar sebebiyle Avrupa'ya yönelik mülteci akımı ortaya çıkmıştır. AB ile Türkiye arasında anlaşma imzalanmıştır. Haziran ayı sonunda o anlaşmaya göre vize serbestisi sağlanacak ve bu konuda da Türkiye'nin yapması gereken bir takım yasal düzenlemeler vardı. Büyük oranda taahhütlerimizi yerine getirmemize rağmen maalesef bu anlaşmada yine muhatabımız AB üzerine düşen görevi yerine getirmemiş ve bugünlere gelinmiştir.''
"ZİRVEDE HAKKANİYETLİ ZEMİNE OTURACAĞINA DAİR İŞARET GÖREMEDİK"
Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çalışması da anlamsız şekilde beklemeye alınmıştır. Öyle bir iklimde Varna'da bir toplantı gerçekleştirildi. Biz herkese olduğu gibi AB'ye karşı da hep açık ve dürüst davrandık. Varna'da da aynısını yaptık. Tüm gerçekleri Cumhurbaşkanımız muhatapların yüzüne söyledi. Bütün bunlara rağmen AB'nin ülkemize yönelik yaklaşımının hakkaniyetli bir zemine oturacağına dair işaret göremedik.
"17 NİSAN'DAKİ RAPORDA TÜRKİYE'NİN YARARINA FAZLA BİR ŞEY OLMAYACAK"
Avrupa Komisyonu 17 Nisan'da Türkiye İlerleme Raporu'nu yayınlayacak, herhalde Türkiye yararına fazla bir şey olmayacağını tahmin etmek bir sır değil. OHAL'den Afrin operasyonuna kadar terör örgütlerine mücadelede kullandığımız yöntemlerine eleştireceklerinden tereddüt yok.
Türkiye bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir ve arkasındadır. Burada sorulması gereken soru, AB'nin Türkiye konusundaki kararı nedir? Avrupa genişleme vizyonu ile yoluna devam mı edecek, yoksa kendi içine kapanarak bir yol mu yürüyecek? Başları sıkıştığında ülkemize koşan, tekerleri düze çıkınca yan çizen ülkeler topluluğu kimseye yarar vermez.
"TÜRKİYE'NİN HIRPALANMASINA DAHA FAZLA RIZA GÖSTERMEYİZ"
İşgal gibi söylemlerle suçlayan ülkeler kendi tarihlerini unutmuş gözüküyorlar. Biz, tek bir masumun burnu kanamasın diye, kılı kırk yararak ilerlerken terör örgütünün evlerden hastanelere, oyuncaklardan kutsal kitaplara kadar her şeyi bombalarla, tuzaklarla tuzakladığını görmeyenlere artık söyleyecek söz bulamıyoruz. Milyonlarca insana yıllar boyu ev sahipliği yapan Türkiye'yi takdir etmek yerine operasyonları eleştirmek asla iyi niyetle bağdaşmıyor. Fırat Kalkanı bölgesine dönen mülteci sayısı 160 bini buldu.
Önümüze çıkarılan engeller karşısında hayretimizi gizleyemiyoruz. Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye'den geçtiğini biz Avrupalı dostlarımıza nedense anlatamadık. Türkiye'nin bu kadar hırpalanmasına daha fazla rıza gösteremeyiz. Samimiyetimize buram buram çıkar kokan çıkışlarla cevap verenleri sadece kınıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.