Adana Aladağ'da meydana gelen yurt yangınında 11 kız çocuğu ve bir öğretmen diri diri yanarak can verdi maalesef.
Bu kaçnıcı yangın? Bu kaçıcı yüreklerimizin yanışı? Bu kaçıncı ocaklarımıza ateş düşüşü?
1 Ağustos 2008'de Konya'da yine bir kız yurdunda meydana gelen gaz patlamasında 17 öğrenci ve bir öğretmen feci şekilde can vermişti.
1 Aralık 2015'te İlçe Müftülüğü'nün Kuran Kursu yurdunda gece üşüyen çocukların yaktığı soba devrilmiş, 6 çocuk yine diri diri yanarak can vermişti.
Bu kurslar,Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Dernekleri Federasyonu'na bağlıdır. Yani bunlar devletin kurduğu değil dini cemaat gibi yerel derneklerin kurduğu ve yoksul çocukların barındığı yurtlardır. Peki bu yurtlar yeterince denetleniyor mu? Ekonomik sebepler ya da işgüzarlık ile denetimi yapılmayan bu kurslar riski arttımaz mı ?
İş Güvenliği Uzmanı Doç. Dr. Hacer Kayhan'a göre yurt inşaatında yanıcı olmayan malzeme kullanılmalıydı. Fakat Adana'da çıkan ve kız çocuklarının diri diri yandığı bu yangında ahşap ve strafor yaygın bir şekilde kullanılmıştı.Binanın deprem ve itfaiye raporu da yoktu.
İlçe Müftüsü Mehmet AK; "Süleymancılara bağlı faaliyet gösterdiğini duydum,"denetliyorum" sanılmasın diye hiç içine girmemiştim" dedi.
12 kişinin yaşamını yitirdiği yurt yangınıyla ilgili bilirkişi ön raporuyla, yurttaki eksikler ortaya çıktı. Raporda;
yaşamını yitirenlerin, yangın merdiveninin kolu olmadığı için dışarıya çıkamadığını belirtti.
1. kattaki yangın merdivenin kapısı plastik yapıya sahip PVC şeklinde olduğu, yangın merdivenin kapısının kolları olmadığı, yangın kapısının dışarı açılır şekilde olduğu, ancak kapı kolları olmadığından kimsenin dışarı çıkamadığı ve burada yanarak can verdiği tespit edildi.
Öyle görünüyor ki bu yangında; inşaattan güvenliğe, yönetimden denetime kadar bir sürü kusur var.
Artık içimin de içi acıyor, diyecek tek bir söz bulamıyorum.
11 kız çocuğumuz,
11 can,
11 gelecek,
11 ışık,
11 umut...
Hayaller, umutlar...
Boğazım düğüm düğüm, yetmez biliyorum; ailelere sonsuz sabırlar diliyorum.