MHP Grup Toplantısı’nda partililere hitap eden Bahçeli, konuşmasında insanlık tarihinde, bir adım sonrasını göremeyen, tehlikeleri fark edemeyen yönetimlerin hüsran ve felaketle biten acı sonlarına çok sık rastlandığını söyledi. Hayalperest ve vizyonsuz yöneticilerin nice badirelere yol açtığı, nice yenilgi ve yıkımlara neden olduğunu belirten Bahçeli, "Hangi ülke olursa olsun, iktidara hakim çevrelerin hedeflerindeki bulanıklık, politikalarındaki dağınıklık, tutum ve davranışlarındaki tutarsızlık peyderpey kriz üretecek, istikrarsızlık getirecektir" dedi.
"DIŞ VE İŞ POLİTİKADA ÜST ÜSTE KAYBEDİLEN MEVZİLER ÜLKEMİZİ DAR BOĞAZA SOKUYOR"
Bir devlet adamının en önemli görevinin mensubu olduğu milletine sorumluluk ve samimiyet ölçülerine göre hizmet etmek olduğunu dile getiren Bahçeli, bunu yaparken dün-bugün dengesinin, millet-devlet uyumunun, bölgesel ve küresel dinamiklerin iyi gözetilmesi gerektiğini belirtti.
Bahçeli, sorumluluk ve samimiyet yoksa içinden çıkılamayacak pek çok sorunun her alanda varlığını gecikmeden göstereceğini söyleyerek, "Kabul etmeliyiz ki, Türkiye’yi yoran ve zorlayan çok sayıda açmaz ve anormallik devamlı surette mesafe kaydetmektedir. Bu çerçevede iç ve dış politikada üst üste kaybedilen mevziler ülkemizi dar boğaza sokmaktadır, AKP’nin kötürüm ve köksüz politikaları başımıza onca dert sarmaktadır. Diyebiliriz ki, Türkiye siyasi sıkışma ve bunalım yaşamaktadır. Milletimiz gelişmelerden memnun değildir. AKP Türkiye’yi meçhule sürüklemektedir. Haklı olarak duyduğumuz endişelerimiz bir hayli fazladır. Suriye kaynaklı kaos sürekli genişlemektedir. Milli güvenliğimiz aşırı risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. Artık gizleyecek, görmezden gelinecek bir şey kalmamıştır, içinde bulunduğumuz şartlar çok ağırdır" ifadelerini kullandı.
"HÜKÜMET, HAZIRLIKSIZ, PASİF VE EDİLGEN"
Hükümeti ’hazırlıksız, pasif ve edilgen’ olmakla suçlayan Bahçeli, "Bir yanda mülteci dalgası, diğer yanda Ortadoğu’da hüküm süren kanlı döngü; bir yanda vatan topraklarındaki terörist saldırılar, diğer yanda bölgesel savaş senaryoları geleceğimizi rehin altına almaktadır. Kaygımız AKP’nin milli ve tarihi gerçeklerden kopuk bir şekilde oradan buraya savrulması, bölgesel zeminde sözünü dinletecek, nazını geçirecek, olaylara yön verecek çap ve güçte olmamasıdır. Bu aslında emsalsiz bir trajedidir" dedi.
Bahçeli, AK Parti’nin ’acziyet ve çaresizliğe göz göre göre düştüğünü’ savunarak, şöyle devam etti:
"Çünkü iktidar partisi ile Ortadoğu’daki gelişmeleri ne doğru okuyabilmiş, ne de küresel güçlerin kurduğu tuzakları idrak edebilmiştir. Bakınız, Sayın Davutoğlu Dışişleri Bakanıyken, 2012 yılının Ağustos ayında katıldığı bir televizyon programında Suriye’deki sancılı sürecin çok uzun süremeyeceğinden bahisle şunları söylemişti: ’Bu süreci artık yıllarla değil, aylarla veya haftalarla ifade etmek gerekir.’ Suriye’deki vahşet ve dehşet tablosu Davutoğlu’nun bu sözlerinden sonraki yaklaşık 3,5 yıl da sürmüş ve sürmektedir. Davutoğlu atmış ama tutmamıştır. Davutoğlu gafletinin ve yanılgısının kurbanı olmuştur."
"OLAN OLDU, SURİYE’DEKİ İÇ SAVAŞTAN KAÇAN MÜLTECİLER ÜLKEMİZİ DOLDURDU"
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, 2012 yılında Dışişleri Bakanıyken ’Olası büyük bir mülteci akınına tedbir alırız. Mülteci sayısı 100 bini bulursa belki onları Suriye’de ağırlamak gerekebilir. Bütün bu yüklü Türkiye’nin çekmesi beklenmemeli’ yönündeki sözlerini hatırlatan Bahçeli, son rakamlara göre Türkiye’de 2 milyon 620 bin Suriyeli, 172 bin Iraklı mültecinin bulunduğuna, mülteci sayısının 3 milyona yaklaştığına dikkat çekti.
10 şehirde kurulu bulunan 26 kampta 285 bin mültecinin barındığını belirten Bahçeli, diğerlerinin ise farklı kentlere dağıldığını söyledi. Bahçeli, "Mülteci sayısının 100 bine ulaşmasını adeta kırmızı alarm gören Davutoğlu’nun 3 milyon katkısında ne diyeceği, hangi bahanelere sığınacağı artık önemsizdir. Olan olmuş, Suriye’deki iç savaş şartlarından kaçan mülteciler ülkemizi doldurmuştur" dedi.
RUS VE REJİM GÜÇLERİNİN HAVA BOMBARDIMANLARI
Bahçeli, Rus ve rejim güçlerinin hava bombardımanlarına ilişkin, "Şu anda Halep ve çevresi Rus ve Esad güçleri tarafından bombalanmaktadır. Yeni bir mülteci kalabalığı ilaveten sınır hattımızda birikmiştir. Sınırımızın hemen dibinde 9 çadırkent kurulduğu, 10’uncusunun da kurulmak üzere olduğu, bu kapsamda 10 bine yakın Suriyelinin buralara yerleştiği yapılan açıklamalarla sabittir" değerlendirmesinde bulundu.
"Geçen hafta Almanya Münih’te düzenlenen Suriye toplantısında çatışmaların durdurulması kararlaştırılmışken, Rusya’nın hala ve inatla Halep’i bombalaması, sivil insanların hayatlarına kast etmesi tam bir barbarlıktır" ifadesini kullanan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Gelişmeler mülteci sayısının artacağına işaret etmektedir. Bu olumsuz senaryoya göre Türkiye’nin 600 bine yakın yeni mülteciyle karşı karşıya kalabileceğini göstermektedir. Suriye’de insanlık dramı yaşanmaktadır ve insanlık vicdanı suskundur. Türkiye, Suriye buhranının ceremesini çekmektedir. Birleşmiş Milletler kapılarımızı açmamızı istemektedir. Avrupa Birliği 3 milyar Euro’luk rüşvet ve vize kolaylığı gibi akıl almaz ayak oyunlarıyla Suriyeli mültecileri almamızı dayatmaktadır. AKP ise meseleyi makul bir bedele çoktan indirgemiştir."
"ENSARLIKLA ÖVÜNENLER VAAT EDİLEN PARA VE DİĞER İMKANLARI YETERSİZ BULDU"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2015 yılı Kasım ayında Antalya’da düzenlenen G-20 Zirvesi’nde Avrupa Birliği temsilcileriyle yaptığı mülteci pazarlığının medyaya sızdığını iddia eden Bahçeli, "Ensarlıkla övünenler, açık kapı politikasıyla gururlananlar, vicdan diplomasisi diyenler mültecilerin vatan topraklarına alınması karşılığında AB tarafından vaat edilen para ve diğer imkanları yetersiz bulmuşlardır. ’Alnımızda enayi yazmıyor’ diyen Erdoğan, BM’den gelen 455 milyon doları eleştirmektedir. Bir yönüyle Erdoğan haklıdır. Batı mültecilerden korumak için Türkiye’ye ahlaksız teklifler yapmakta, ısrarla üç maymunu oynamaktadır. Bu olacak ve kabul edilecek bir şey değildir. Ancak Erdoğan ve AKP hükümeti ne kadar haklı olsa da ikircikli ve çelişkilidir" ifadelerini kullandı.
AB’nin ayak sürümesi karşılığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’Otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor, kapıları açarız, hayırlı yolculuklar dileriz’ demesinin meselenin çözüme kavuşmasına yetmediğini söyleyen Bahçeli, "Ya döviz ya da otobüs sözleri ahlaken çok sorunludur. Zira mültecilere sınır kapılarını açmanın ekonomik maliyeti olmasının yanı sıra sosyal ve siyasi birçok badireleri olduğu da şüphe göstermeyecek bir gerçektir" dedi.
CHP’YE SERT TEPKİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütü PYD’yle ilgili açıklamaları dolayısıyla CHP’yi sert sözlerle eleştirdi. Bahçeli, “CHP’de çürümüş bazı vekiller de PYD’nin sözcüsü gibi konuşuyorlar. PKK eşittir PYD’dir. Katil her yerde katil, terörist her yerde teröristtir. Bu teröristler Türkiye’ye kafa tutmaktadır” dedi.
ABD’YE ÇAĞRI
ABD’ye de çağrıda bulunan MHP lideri, “ABD, PYD’ye silah verdikçe, bu silahlar PKK ile Türkiye’de şahadete yol açmaktadır. ABD karar vermelidir, dost mudur düşman mıdır. ABD, Rusya ile hareket edip Kürdistan’ın kuruluşunda rol mü üstlenmektedir? Türk milleti böyle rezil niyetlere pabuç bırakmaz. Bu kovboy numaralarına Türk milleti geçit vermez. Artık ‘Ey Amerika’ diyerek hiçbir sorun çözülmez. Türkiye milli varlığını korumak için ne gerekiyorsa yapmalıdır. AKP korkmasın, pısmasın, alttan almasın. Türkiye birliği için beraberdir."