Batuhan Yaşar'ın "Chatham House ve yeni dönemin şifreleri" başlıklı yazısının tamamı ise şöyle:
"Türkiye ile Birleşik Krallık ortak bir yol arıyor..
Samimi bir şekilde..
Birbirlerini kandırmadan..
Aldatmadan..
Olabilir mi?
Neden olmasın?
Ekonomi ve savunma sanayiinde dikkat çekici bir iş birliği var..
Türkiye’nin yeni nesil savaş uçağı TFX birlikte geliştiriliyor..
Epey de mesafe alındı..
İşler şimdilik yolunda..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Krallık ziyaretine eşlik ettik..
Londra’da tam 3 gün geçirdik..
Diğer Avrupa başkentlerinde gece bile kalınmadan dönüldüğünü hatırlatalım..
Darbe girişimini hemen kınayan ve akabinde Ankara’ya Bakan gönderen tek Batı başkenti Londra olmuştu..
Seçimlerin hemen öncesinde gerçekleşen gezi ‘dikkat çekici’ bulundu..
Ama çok önceden planlandığını, Tatlı Dil Forumu çerçevesinde gerçekleştiğini belirtelim..
Seçimler öncesinde kurulan tuzaklar var..
Bu tuzaklar Londra’dan çok daha iyi görünüyor..
Bu konuyu yarın detaylı bir şekilde işleyeceğiz..
Tatlı Dil Forumu 2011’den beri üzerine koyarak ilerliyor..
Önemli bir mecraya dönüştü..
İş adamları, gazeteciler ve akademisyenler her şeyi açık açık tartışıyor..
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Reha Denemeç’i tebrik etmeden geçmeyelim..
Brexit sonrasında iki ülkenin birbirine daha da yakınlaşacağına kesin gözüyle bakabiliriz..
Kuzey İrlanda ve İskoçya bugün olmazsa yarın Birleşik Krallıktan ayrılacak..
‘Üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ kendine yeni yol bulma uğraşında..
Değişen dünya düzenine kendisini adapte etmeye çalışıyor..
Yeni İpek Yolunun etkili ülkeleri arasına girmek istiyor..
“SANA KAÇ PAUND VERDİLER?”
Chatham House dünyanın en etkili düşünce kuruluşlarından..
Dünya liderleri ve etkili isimler gelir konuşur ve soruları cevaplar..
Konuşma bölümü açık (on the record) soru cevap bölümü kapalı (off the record) yapılır..
Cumhurbaşkanı da Chatham House’a davet edildi..
Geldi konuştu, önemli mesajlar verdi..
Herkes susarken, Cumhurbaşkanı İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamları en sert şekilde kınamaya başladı..
Açıklamalarının dozu her geçen saat biraz daha arttı..
Londra’da gazetecilik yaptığım yıllardan biliyorum Chatham House’u..
Salonda ayakta kalanların sayısı hayli fazlaydı..
1 saat öncesinden içeri girebildik..
FETÖ, PKK ve YPG de erkenden dışarıdaki yerini almıştı..
Hepsinin tipleri belli zaten..
Ama aralarında bir İngiliz çok dikkat çekiyordu..
Kendisini parçalarcasına Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan’a hakaretler yağdırıyordu..
Merak ettim..
Yanaşabildiğim kadar gidip sordum:
- “Sana kaç Paund verdiler ki kendini bu kadar paralıyorsun?”
İngiliz polisi diyaloğun daha fazla uzamasına izin vermedi..
Anlaşılan İngiltere’ye kaçan ve Türkiye’nin paraları kaçıran FETÖ’cü iş adamları kesenin ağzını bayağı açmış..
Yeri gelmişken İngiliz polisi PKK ve YPG’lilere göz açtırmadı..
Sert müdahaleleri dikkat çekiciydi..
Cumhurbaşkanının kaldığı otel helikopterlerle havadan da sürekli kontrol altında tutuldu..
HEP AYNI SORULAR
Ali Koç da oradaydı..
Koç Holding, 2017’de Chatham House’un kurumsal ortakları arasında yerini aldı..
Çıkışta sohbet ettik..
Fenerbahçe’yi sordum..
Ali Bey de geçiştirdi..
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar da salondaydı..
Bakanlar, iş adamları ve biz gazeteciler sahayı elimizden geldiğince Türkiye düşmanlarına bırakmadık..
Program öncesinde ve sonrasında konuşmalar hatta tartışmalar devam etti..
Chatham House’un kurallarını çiğneyip soru cevap bölümünü yazacak değiliz..
Soruların nerelerden geldiğini tahmin edebilirsiniz ama..
Cumhurbaşkanı formundaydı ve hepsinin cevabını layıkıyla verdi..
Erdoğan’ın ne kadar yakından takip edildiğine şahitlik ettik..
FETÖ’cülerin Avrupa medyası ile ciddi bir iş birliği ve ilişki ağı var..
Yaptıkları şey çok basit..
Dezenformasyon yapmak..
Yanlış ve yanlı bilgilerle Avrupa medyası üzerinden Türkiye’yi sıkıştırmak..
YENİ DÖNEMİN EKONOMİK ŞİFRELERİ
“Tamam-Devam” polemiği ta İngiltere’ye kadar ulaşmış..
Cumhurbaşkanı Erdoğan öncelikle 24 Haziran’ın kazanılmasına odaklanmış durumda..
Ekonomi en öncelikli hedefi..
Faizin enflasyonu tetiklediğini her fırsatta dile getiriyor..
Türkiye artık mevcut ekonomik programla daha fazla gidemez..
Gidemeyeceği de ortada zaten..
Faiz tartışmaları etrafında dönen kısır polemikler sonlandırılacak..
-Kredi isteyin bakalım.. Enflasyonun tam iki katı faiz oranlarıyla karşılaşıyorsunuz..
-Yüzde 18 hatta 22 oranında faiz isteyenler var..
-“Tefeci” anlayışa daha fazla izin verilmeyecek..
-Kişiler üzerinden tartışmaların kısır çekişmeye dönüşmesine de..
Cumhurbaşkanı kararlı..
Cesur adımlar atacak..
25 Haziran'ın çok farklı olacağını her fırsatta dile getiriyor..
Daha önce başarılmıştı..
Hem faiz hem de enflasyon tek haneye inmişti..
Teori ile pratik birbirine daha da yakınlaştırılacak..
Yüksek faiz neye çözüm oldu?
Enflasyon düştü mü?
Hayır..
Temel ekonomik parametreler düzeldi mi?
Hayır..
Ekonomi için yeni bir hikâye, program lazım..
O da geliyor.. Yakında.."