CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Ankara'da yaşanan terör saldırısıyla ilgili olarak TBMM Başkanlığına yazılı soru önergesi verdi.
Son beş ay içinde Ankara'da üç büyük terör saldırısı gerçekleştirildiğini anımsatan Metin Lütfi Baydar, "10 Ekim 2015'te düzenlenen "Barış Mitingi'ne yönelik gerçekleştirilen saldırıda 109 kişi, 17 Şubat 2016 tarihinde, sivil ve askeri personeli taşıyan servis araçlarına yönelik düzenlenen saldırıda ise 29 kişi hayatını kaybetmişti. 13 Mart 2016 günü akşam saatlerinde Ankara Güven Park yakınlarındaki otobüs duraklarına yönelik gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında ise 37 insanımız yaşamını yitirmiştir. Son beş ay içinde gerekleştirilen bu saldırılar sonucunda toplam 175 insan hayattan koparılmış ve onlarcası sakat kalmak suretiyle, yüzlerce yurttaşımız yaralanmıştır.
13 Mart tarihinde Güven Park yakınındaki otobüs duraklarında gerçekleştirilen patlamadan iki gün önce, ABD Büyükelçiliği'nin saldırı gerçekleştirileceğini vatandaşlarına bildirdiği ve TÜRGEV'in de sosyal medya aracılığıyla çalışanlarını ve öğrencilerini patlama olacağı konusunda uyardığı anlaşılmaktadır. Ayrıca patlamadan sonra yapılan açıklamalarda, bu şekilde patlatılmaya hazır 20 aracın daha olduğu bildirilmektedir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını istediği soru önergesini TBMM Başkanlığı'na ileten Baydar, önergesinde şu ifadelere yer verdi:
"Ankara'nın göbeğinde 5 ay içinde 3 büyük patlama yaşanırken, Milli İstihbarat Teşkilatı başka hangi daha önemli işlerin peşindedir ki bu patlamaların önlenmesi hususunda hiçbir varlık gösterememiştir? Hükümetiniz, ABD Büyükelçiliğini patlama olacağı hususunda bilgilendirmesine rağmen, kendi yurttaşlarını bilgilendirme ihtiyacı neden duymamıştır? TÜRGEV patlama olacağı bilgisini nereden ve nasıl temin etmiştir? Patlama olacağı bilgisi, resmi birimlerce mi TÜRGEV'e mi iletilmiştir? Şayet öyleyse; ilgili resmi kurumlarca TÜRGEV ile paylaşılan bu bilgi, neden halkımızdan gizlenmiştir?
Böylesi bir bilgilendirmeyle, olası bir patlamada yaşamını yitirecek kişiler arasında bile "yandaş" ve "yandaş olmayanlar" gibi bir ayrım mı gözetilmektedir hükümetinizce? Önümüzdeki günlerde 20 aracın daha her an bir patlamaya karışacağı bilgisi karşısında, hükümetiniz ve yetkili birimler, yine patlamaların gerçekleşmesini mi bekleyecektir? Patlamalardan sonra, saldırıyı gerçekleştirenlerin kimliğini açıklamak hususundaki hükümet "cengaverliği', patlamaların gerçekleşmesini önlemek konusunda neden sergilenememektedir? Türkiye'nin başkentinde 5 ay içinde gerçekleştirilen 3 büyük bombalı saldırıda toplam 175 kişinin yaşamını yitirmiş olması karşısında, istifa etmeyi düşünüyor musunuz?"