Bu haftamızın Hikâyesi bizzat yaşanılan bir Hikâye Karadeniz’in en doğusu Artvin’den buyurun birlikte okuyalım.
Zamanın birinde Artvin’in Şavşat ilçesinin bir köyünde yaşayan bir çiftçi, Sonbahar ayında bağında yetiştirdiği meyvelerden toplamış. Bu meyveleri kağnı arabasına yüklemiş ve düşmüş yola! Akşam saatlerinde Ardahan’ a gelmiş. Orada bu meyveleri arpa ile takas eder, gün sonunda da öküzleri bir hana kapatır, kendisi de bir köşeye kıvrılır ve uyur. Sabah uyandığında bir bakar ki, ne öküzler var, nede tahıllar. Bin bir zahmet ile takas ettiği arpalar ve öküzleri çalınmıştır. Başlar öteye beriye koşturmaya, ama nereye gitse bir sonuç alamaz. Bunun üzerine jandarma karakoluna giderek durumu anlatır. Fakat jandarma komutanı bunu bir azarlar bir azarlar ki sorma gitsin! Ne demeye öküzlerine sahip çıkmazsın yatıp uyursun diye bu azarlamaları devem ederken, canı burnuna çıkan bizim Şavşatlı ‘’Sayın Kumandanım benim devletim uyumuyor diye yatıp uyudum, bilsem devletim de uyuyor beni korumayacak uyumazdım’’ deyince; komutan daha da hiddetlenir bizim Şavşatlıyı kovar.
Kovar kovmasına ama söyledikleri de dokunmuştur.
Hemen jandarmalara haber verirler, gün bitmeden Şavşatlının öküzleri bulunur. Bunun üzerine komutan Şavşatlıyı çağırır ve der ki; bak Devlet uyumuyormuş senin öküzlerini nasıl buldu ve sana teslim ediyor. Bunun üzerine Şavşatlı suratını asar ve şu cümleyi kurar Ah Komutanım devlet öyle uyuyordu ki ben dürttüm de uyandı…
Evet can dostlarım kıssadan hisselere bu haftada devam edelim dedik. Şimdi biz yazılarımız, şiirlerimiz ve seçmen oyu ile arada bir dürteceğiz ki, uyuyanlar uyansın.
Hadi bakalım uyuyanları görelim.