DENİZLİ (İHA) – Denizlispor Teknik Direktörü Bülent Uygun, kulüplerin bulunduğu borç batağından dolayı sürdürülebilirliği arttırmak adına maçların mutlaka devam etmesi gerektiğini söyledi.
Korona virüs sebebiyle Süper Lig'e verilen aranın ardından hazırlıklara tekrar başlayan Denizlispor'da Teknik Direktör Bülent Uygun, İhlas Haber Ajansı'na önemli açıklamalarda bulundu. TFF'nin haziran ayında liglerin tekrar başlaması yönünde verdiği kararı değerlendiren Uygun, "Öncelikle futbol adına hayırlı, uğurlu olsun. Zor bir süreçten geçiyoruz. Geçtiğimiz bu zorlu süreç, dünyayı saran korona virüs herkes gibi bizleri de etkiliyor. İnsanların hayati tehlikesi olmuş olması ve bu yönde verilecek her karar, insanın canından daha değerli değildir. Türkiye'ye getirisi ne oldu? Bundan önce kahraman Mehmetçiklerimiz şehit olduğunda ateş düştüğü yeri yakıyordu. Ne kadar zor olduğunu daha iyi anladığımızı düşünüyorum. Bunlarla birlikte canını, bizim canlarımız yerine feda edecek şekilde korona virüs üzerine giden sağlık personelimiz var. Onları da gösterdikleri hassasiyetten dolayı cani gönülden kutlarım" diye konuştu.
"Biz Türkiye olarak, yaklaşık 140 devlete sağlık malzemesi gönderiyoruz"
Maçların, kulüplerin bulunduğu bu borç batağından dolayı sürdürülebilirliği arttırmak adına mutlak ve mutlak devam etmesi gerektiğini dile getiren Bülent Uygun, "İnsan sağlığı da bununla beraber önemli. Yaklaşık 150'şer kişinin çalıştığı kulüplerimizde, ekonomik olarak her türlü gelirin durduğu bir ortamdan bahsediyoruz. Almanya'da 15 Mayıs itibariyle sezon başlıyor. Diğer bazı ülkelerde de başlamış durumda. Hatta Almanya'da 10 taneye yakın futbolcu Covid-19'a yakalanmış, onları izole etmiş durumdalar. Bizde sadece 7 tane futbolcu karantinaya alınmış durumda. Bundan dolayı da ben inanıyorum ki, 12 Haziran'a kadar bu virüsün bir çoğunu ortadan def edeceğiz. Biz Türkiye olarak, yaklaşık 140 devlete sağlık malzemesi gönderiyoruz. Aynı zamanda da devlet olarak inanılmaz derecede bu konuda hassas davranarak, bu virüsün yayılmasını engelledik. Başka devletlerin terör örgütlerine silah desteği verdiği yerde, biz dünyaya devlet olarak sağlık malzemeleri vererek, bir kez daha kulüpler olarak gururlanmış olduk. Bundan dolayı da inşallah virüsü en yakın zamanda atlatıp hep birlikte sağlıklı, huzurlu, güzel günlere birlikte gideceğimize cani gönülden inanıyorum" şeklinde konuştu.
"Bu krizi fırsata çevirip, kendi ekolümüzü ortaya çıkarmamız gerekiyor"
Zamansız verilen aranın kulüpleri, oyuncuları ve çalışanları mutlaka etkileyeceğini hatırlatan başarılı teknik adam, "Bununla ilgili mutlaka bir plan, proje yapmak gerekiyor. Alt yapı ile ilgili uzun yıllardan beri benim söylediğim, "Federasyonun, alt yapı hocalarının maaşlarını vermesi." Onun dışında vergileri bizim kendimizin ödemesi gibi… Gelir, giderden fazla harcama yaparsa yöneticilerin bu işlerden sorumlu olması gibi projeler söylemiştim. Şimdi bunlardan etkilenmeme şansı yok ve etkilenmeye de devam edilecektir. Bundan dolayı da mutlak ve mutlak kulüplerimizde yeni bir yapılanma ve planlama, devlet olarak da yapmamız gerekiyor. Kulüplerimizi tekrar iyi bir şekilde ayağa kaldırıp, yabancı sayısının sınırlandırılması, alt yapı gençlerimize gereken desteğin verilmesi gibi ve futbol federasyonumuzda online eğitim sistemine geçerek yeni bir futbol ekolünün oluşturulması gibi bir çok eksiğimiz var. Bunları tamamlamamız gerekiyor. Açıkçası bu krizi kendimize bir fırsat gibi görüp, Türk futbolunda yeni bir ekolü ortaya çıkarmalıyız. Mesela Hollanda'nın tiki taka taktiği gibi. Almanya, İspanya, Brezilya gibi. Farklı ekolleri, biz kendi ekolümüzü de bu işin içine katarak mutlak ve mutlak kendimize yeni bir Türk futbol ekolü oluşturmaya ihtiyacımız var. Bu krizden kurtulabilmek, kulüpleri borç batağından kurtarabilmek adına" ifadelerini kullandı.
"Uzun süre üzerlerinde futbola özgü antrenman yapamadık"
Takımın yüzde 80'inin oruçlu olduğunu da söyleyen Bülent Uygun, "Uzun süre futbola özgü antrenman yapamadık. Şu anda yüklememiz gerektiğinde, neler yapmamız gerektiğini doğru bir planlama içerisinde yapmamız gerekiyor. Futbolcularımız evlerinde, spor aletleriyle sadece vücut endekslerini yavaşlatmak, performanslarının düşmesini önlemek için antrenmanlar yaptılar. Biz 4-5 gün önce antrenmanlara gelir gelmez, Covid-19 testinden sonra kendilerine testler yaptık. Bu testlerde şimdiye kadar kendilerini tatile gönderip geri geldikleri, aldığımız performanslarla kıyasladım. İnanır mısınız daha fazla düşüş yaşamış durumdalar. Çünkü, futbolcularımızın spor ve sporcu psikolojisi içerisinde yaşadıkları sendrom, gelecek kaygısı, onları bir nevi darma dağın etmiş ve bu sürecin içerisinde çok büyük zararlar görmüş durumdalar. Bir futbol müsabakası içerisinde, sporcular 30-40 metrelik sprintler atar. 20-40 kere sıçrama yapar ve bununla birlikte 15 kilometre hızla 3 kilometrelik koşular yapar, 60 metrelik yüksek hızla spritler atar, dönmeler, gitmeler, gelmeler gibi 500-600 tane hareketler yapar. Bundan dolayı antrenmanları periyotlarken, sakatlıkların önüne geçmek için 4-6 haftalık bir antrenman sürecine ihtiyacımız vardı. Bu süreç içerisinde kuvvet, dayanıklılık, sürat antrenmanları yapmaya ihtiyaç olduğu gibi hazırlık maçları da yapmamız gerekiyor ama bu mümkün olmayacak gibi gözüküyor. Şu anda kendi ligimizin maçını nasıl yapacağımızı düşündüğümüz bir ortamda hareket ediyoruz. Sporcu psikolojisini de iyi analiz etmemiz lazım. Biz biraz daha şanslıyız çünkü Rıdvan Ekmekçi, Arda Coşkun, Bülent Ağbuğa hocalar gibi Pamukkale Üniversitesi Spor Bilimi hocalarıyla çalışarak sporcu psikolojisini ortadan kaldırıyoruz. Yüksek yoğunlukta egzersiz sonrası çabuk toparlanmak için antrenmanlarımızı ona göre ayarlıyoruz ki antrenman kaynaklı kas, kiriş, bağ dokusu ya da Allah göstermesin hazırlık dönemini iyi geçiremezsek ayak kırılmasına kadar oluşabilecek sakatlıkların önüne geçmek zorundayız. Bununla alakalı, yeterli miktarda ve etkin şekilde kuvvet antrenmanları ve diğer antrenman metotlarını uygulamazsak çok büyük sakatlıklar olur. Bunun da Türk futboluna çok büyük zararlar vereceği düşüncesindeyim açıkçası" dedi.
"Bu süreci doğru planlayıp, yönetmek gerekiyor"
Türk futbolundan beklentilerini de sıralayan tecrübeli çalıştırıcı, "Öncelikle bizim ulaşımlarımızın nasıl yerine getirilmesi gerektiğini Türkiye Futbol Federasyonu planlamalı. Mesela hava yolu firmalarıyla sponsorluk anlaşması yaparak, maliyetine bizleri günü birlik maçlara götürmek gibi. Stadyumdaki alınması gereken tedbirlerin en güzel şekilde alınmasına kadar, bizler de kendimizi hijyen ortamında tutacak şekilde, bu müsabakaları oynayıp, en azından insanların futbola karşı özlemlerini gidermek adına bu süreci doğru planlayıp, yönetmek gerekiyor. Bu arada, futbolcular tabii performans olarak da gerçek anlamda tekrar iyi bir performans göstermesi için de zamana ihtiyaçları var ve 4-6 haftalık zaman zaten başlamış durumda. Bunu da iyi değerlendireceğimizi düşünüyorum ama benim federasyondan beklentim, özellikle online eğitim dediğimiz, bütün bölgelere yayılmış şekilde eğitimlerini iyi yapan, bütün eğitmenlerinin doğru donanımlar yapıp gençleri futbola kazandırmak için planlanan ve bunun akabinde de alt yapılarındaki futbol devrimlerini iyi yapıp, gençlerimizin önünü açtığı, tamamen gerekirse takım sayısını da yükselterek, gençlerimizin daha çok oynamasını sağlayacak şekilde bir sistemin çalışmasını yapıp, hayata geçirmesinin beklentisi içerisindeyim" açıklamasını yaptı.
"Yeni sezonla ilgili herhangi bir anlaşma yapmadık"
Son olarak Denizlispor'u değerlendiren Bülent Uygun, sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
"3 maçta 7 puan aldık ve çok iyi bir ivme yakalamıştık. Bu süreç içerisinde yaklaşık 10 hafta alınamayan performansla, bizim gelmemizden sonra gösterdiğimiz performans bizim açımızdan mutluluk vericiydi. İnanıyorum ki bu sezon, Denizlispor'umuzun hak ettiği, güzel yerlerde bitirecektir. Yeni sezonla ilgili anlaşma yapmadık. Hayırlısıysa, başarı getirecekse, bizim de Denizlispor'a yararımız olacaksa, anlaşarak yolumuza devam etmeyi, olmazsa da Denizlispor camiasına teşekkür ederek, kendilerinden müsaade isteyerek, kendimize yeni bir yelkenleri açarak yolumuza devam edeceğiz inşallah."