CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, Türkiye'de terörün bitmesi için Ak Parti'nin politikalarını değiştirmesi gerektiğini belirterek, bunun için yapılması gereken 4 adım önerdi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. MYK'nın gündemini CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke düzenlediği basın toplantısında anlattı.
Ankara Kızılay'da yaşanan terör saldırısının toplantıda ele alındığını anlatan Böke, şöyle konuştu: "Cumhurbaşkanının terör örgütlerinin silahsız da olabileceğine dair açıklamalarından mevcut tek adam rejiminin ülkemizi soktuğu terör sarmalını bir siyasi fırsat olarak kullanma cüretini göstermeye devam edeceği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı bunu söyledikten bir gün sonra birileri yine Cumhurbaşkanının konuşmasını emir bilmiş olacak ki 3 akademisyen tutuklandı. Tutuklanma gerekçeleri terör örgütünü eleştirmemek. İnsanları bir şey söylemedikleri için tutuklamak ancak totaliter tek adam rejimlerinde görülen bir uygulamadır. Bu tek adam rejiminin sahibi terör sorununa neden olan politikalarını değiştirmek ülkeyi güvene ve huzura kavuşturmak yerine yine önce ben önce benim iktidarım diyor. Tek adam rejimi için kendi rejimlerini tehdit etmeyen hiçbir şey bir politika değişikliği gerektirmiyor. Türkiye'nin bir terör ve ölüm sarmalına sürüklenmesinin nedeni tam bu anlayıştır. Önce benim iktidarım diyenler, istihbarat ve güvenliği ülkenin güvenliği için değil kendi ihtiyaçlarına göre biçimlendirdiği için başkentimizde bomba üzerine bomba patlıyor."
"DERHAL YAPILMASI GEREKEN 4 ADIM ÖNERİYORUZ"
Böke, önce benim iktidarım diyenler olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bunlar toplumsal barışı sağlamak yerine terör meselesine kendi dönemsel çıkarlarına göre yaklaştıkları için bugün Türkiye terör sarmalında. Artık boş laflara bitmek bilmeyen güvenlik zirvelerine her terör saldırısından sonra hiçbir siyasi sorumluluk almadan vatandaşla alay eder gibi verilen demeçlere hiçbirimizin tahammülü kalmadı. Bu sorunu hemen bugün ciddiyetle ele almak Türkiye'yi teröre teslim etmiş olan AKP politikalarını değiştirmek zorundayız. Bunun için derhal yapılması gereken 4 adım öneriyoruz. Türkiye'yi tüm terör örgütlerinin hedefi haline getiren sınır güvenliğini tamamen ortadan kaldırmış olan dış politika 180 derece değişmeli. Cenevre'de devam ediyor olan Suriye görüşmeleri Türkiye için Orta Doğu'ya yönelik müdahaleci dış politikadan dönmek için bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Hükümet derhal Suriye politikasını değiştirmeli. Suriye'de barışı önceleyen yapıcı bir siyaset izlenmeli. Türkiye'nin sınır güvenliği derhal Türkiye için sağlanmalı."
Meclis'in yeniden işler hale getirilmesi gerektiğini anlatan Böke, "Türkiye'nin terör sarmalından çıkması için etraflı bir tartışma yapılmalı ve buradan mutlaka somut çözüm önerileri çıkarılarak vakit kaybetmeden siyasi olarak hep birlikte uygulanmalı. Bu doğrultuda Sayın Genel Başkanımız Meclis Başkanına yaptıkları görüşmede bir mektup sundu. Bu konuda açık bir çağrı yaptı. Siyaset kurumu ve Meclis için vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamaktan daha öncelikli hiçbir şey olamaz" dedi.
Meclis'in derhal görevini yapması gerektiğini anlatan Böke, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye üst üste terör saldırılarının hedefi olurken en temel görevini yerine getirmekte aciz kalan ve başarısız olan İçişleri Bakanı Efkan Ala derhal istifa etmeli veya Sayın Başbakan tarafından görevden alınmalıdır. Güvenlik ve istihbarat rejimi bir kişinin çıkarlarına hizmet etmek yerine ülkenin güvenliğini öncelik haline getirecek şekilde yeniden acilen düzenlenmelidir. Emniyet istihbarat gibi güvenliği doğrudan ilgilendiren kurumlar başta olmak üzere bürokraside parti çıkarlarına göre değil, ülke çıkarlarına göre partiye yakınlık esasına göre değil liyakat esasına göre atama yapılmalıdır. Bu 4 acil önlem derhal alınmazsa bu duruma seyirci kalınmaya devam edilirse aman biz eleştirilmeyelim bizim politikalarımız aynı kalsın denilirse AKP Hükümeti de terörün ortağı olacaktır."
"BİZİM MUHATABIMIZ HÜKÜMETTİR"
Böke, daha sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. Böke, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın terörün tanımının değiştirilmesiyle ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine "Bizim muhatabımız hükümettir. Böyle bir hukuki düzenleme değişikliği yapılacaksa bu değerlendirmenin yapılabilmesi için önce hükümetten bir tasarının sunulması gerekmektedir. Şuan böyle bir tasarı olmadığı içinde bunun teknik detayını tartışmak için doğru bir zemin yoktur. Cumhurbaşkanının ortaya atmış olduğu bir çerçeve Türkiye'yi bu dikta rejimini derinleştiren çok tehlikeli bir yere taşımaktadır. Üç akademisyenin tutuklanmış olması ifade özgürlüğüne vurulmuş yeni bir kelepçedir. Birbirimizin düşüncelerine ortak olmak zorunda değiliz ama birbirimizin sözlerine özgürlüğüne ortak olmak zorundayız" yanıtını verdi.
"BÜTÜN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRALIM"
Böke, dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili soruya şöyle yanıt verdi: "Dokunulmazlıklarla ilgili CHP'nin ilkesel tavrında hiçbir değişiklik yoktur. CHP siyasetçilerin kürsü dokunulmazlığı dışında hiçbir dokunulmazlığının olmaması gerektiğini baştan beri savunmaktadır. Buradan bir kez daha açık bir çağrı yapalım ve diyelim ki, gerçekten cesaretiniz varsa bütün siyasi partiler için kürsü dokunulmazlığı dışındaki bütün dokunulmazlıkları gelin yarın hep beraber kaldıralım."
"TÜRKİYE'NİN YAŞIYOR OLDUĞU BU TERÖR VE ÖLÜM SARMALINDAN ÇIKIŞIN TEK ADRESİ VAR O DA MECLİS'TİR "
Böke, teröre karşı birlik ve beraberlik konusunda CHP'nin ilkesel tavrının net olduğunu söyledi.
Teröre karşı birlik ve beraberliğin öncelikli olduğunu anlatan Böke, sözlerini şöyle tamamladı: "Her şeyden önce ülkenin yönetiminde bir birlik ve beraberlik bunun da siyasi bir çatı olan ve Türkiye'nin en temel organı olan Meclis kapsamında bütün partileri dahil ederek yapılması gerektiği ve her konuda böyle yapılması gerektiğinin de yine ilkesel olarak her fırsatta ifade ediyoruz. Dün Meclis Başkanına iletmiş olduğumuz mektupta da söylediğimiz gibi şuan Türkiye'nin yaşıyor olduğu bu terör ve ölüm sarmalından çıkışın tek adresi vardır. O da Meclis'tir ve Meclis kapsamında yer alan siyasi partilerin bir birlik ve beraberlik içerisinde bu soruna çözüm üretmesidir. Bu görüşümüzde bir değişiklik yok."