Çocuğun büyüme ve gelişimini olumsuz yönde etkileyen her türlü istismara çocuk istismarı denir. Ve maalesef çocuk istismarı tarih boyunca yaşanmaktadır. Çocukluk dönemi, cinsel gelişim ve bilgilenmenin henüz tamamlanmadığı bir süreçtir. Bu dönemde yaşanabilecek bir cinsel istismar eyleminin, özellikle aile içinde yaşanması çocukta meydana gelebilecek zararı daha da ağırlaştırmaktadır. Cinsel istismar çocuklarda uzun süreli duygusal ve davranışsal etkilere, korku, depresyon, kızgınlık, düşmanlık ve uyumsuz cinsel davranışlara yol açar.
Son zamanlarda da ülkemizde neredeyse her gün bir çocuk cinsel istismar haberini, haberlerini görmekteyiz. Çocuk, taciz ve tecavüz olaylarının aynı cümlelerde geçmesi bir felakettir. TÜİK verilerine göre, son 10 yılda çocuk istismarı konusundaki dava sayısında patlama olduğunu ve 482 bin 908 kız çocuğunun evlendirildiğine dair belgeler bulunmaktadır. Hal böyle olunca Cinsel istismara erken yaşta yapılan evliliklerin de etkisi olduğunu düşünmekteyim.
Bir anne olarak vicdanım hiç rahat değil. Vicdan ve ahlak sahibi hiçbir milletvekilinin bu önergeye sıcak bakmayacağını ve desteklemeyeceğini umuyorum.
Meclise sunulan bu önerge ile, tecavüz suçları aklanacak, failler korunacak, geçmiş istismar suçları affedilecek, çocuk yaşta evlilikler normalleşecektir.Cinsel istismarın mutlaka şiddet içermesi gerekmez, çocuğun rızasının olup olmadığına bakılmaz. Bu bir gerçektir ve gerçeklik asla reddedilemez.
Önce karşınızdaki, kundaktaki, başucunuzdaki, yanı başınızdaki, beşikteki, sabah okula gönderirken saçını okşadığınız kızına, "oğlum büyük adam olacak" dediğiniz evladınıza bir bakın. Baktınız mı ? Şimdi elinizi vicdanınıza koyun.
'' Bu ülkede çocuklarla tecavüz cümleleri yan yana geçmesin.'' Temennimiz budur ve bu böyle devam edecektir.
Saygı ve Sevgilerimle