Cumhurbaşkanı Erdoğan Ramazan Uyarısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Üsküdar Kısıklı'daki yeni binası, düzenlenen törene katıldı.

Açılışa; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve çok sayıda davetli katıldı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak ve yeni evlenen kızı Sümeyye Bayraktar da yer aldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de kadın haklarının savunulması konusundaki tartışmaların çarpık bir anlayış ile yürütüldüğünü belirterek, "Kadın haklarını savunma adına adeta insana ait gerçekleri inkar eden, kesinlikle bu topraklara ait olmayan bir bakış açısı yıllarca bu konuyu tekeline almıştır. Kadını yaratılış fıtratından, toplumsal ve biyolojik gerçekliğinden tecrit eden görüşler aslında onun hakkını savunmuyor. Tam tersine kadını özgürlüğünden uzaklaştırıyor. Altını onu değerli kılan özellikleri bir kenara bırakıp daha altında demiri eşitlediğinizde adaletli olamazsınız. İnsanlığın yarısını oluşturan kadın anneliği ile evinin ve çocuklarının üzerindeki etkinliği ile zerafeti ile sahip olduğu farklılıklarla kadındır. Bu gerçeği bir kenara bırakıp erkek ile kadını birbirlerine hasım olarak, rakip olarak gören anlayışı kesinlikle reddediyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin büyük hedeflerine ulaşabilmesi için her ferdinin potansiyelini değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, "Kadınlarımızın üretimin gizli kahramanı olduğunu biliyoruz. Tarlada, bostanda çalışan, evinden hayvancılıktan el sanatlarına kadar pek çok üretimi gerçekleştiren kadınların bu konumları artık daha görünür hale gelmeye başlamıştır. Aynı şekilde kamuda, özel sektörde, ticarette de kadınlarımız önemli görevler üstleniyor. Çalışabilir nüfusumuz içinde istihdama katılan kadınlarımızın oranı her yıl artıyor. Ülkemizde istihdama katılan kişi sayısı arttığı halde, işsizlik oranı aynı düzeyde düşmüyor. Buna dikkat etmemiz lazım. Çünkü geçmişte istihdam rakamları içinde gözükmeyen kadınlarımız artık etkin şekilde yerlerini alıyorlar. Evinin hanımı olarak, çocuklarının annesi olarak zaten çok önemli hizmetler gerçekleştiren kadınlar, iş hayatında da temsil edilmeye başladı. 2004 yılında yüzde 20 dolayında kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 32'ye yaklaşmış durumda" şeklinde konuştu.

Kadının iş hayatındaki konumunun, anneliğini asla geriye atmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Çalışıyorum diye annelikten imtina eden bir kadın aslında kadınlığını inkar ediyor demektir. Bu benim samimi düşüncemdir. Anneliği reddeden, evini çekip çevirmekten vazgeçen bir kadın iş dünyasında istediği kadar başarılı olsun özgünlüğünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyadır, eksiktir, yarımdır. Kadın insanın yarısıdır. O yarısı olmazsa insan da olmaz. Anneliği reddetmek, işte insanın yarısından vazgeçmektir. İnsanlıktan vazgeçmektir. Anne olmazsa insanlık olur mu? Bunun için her fırsatta en az 3 çocuk tavsiyesi yapıyorum. Bunu ben yapmıyorum Rabbim emrediyor, Peygamberimiz söylüyor. "Nikahlanınız, çoğalınız, ebedi alemde diğer topluluklara kaşı ümmetimin çokluğu ile iftihar edeceğim" buyuruyor. Öyleyse bizler böyle bir medeniyetin mensupları olarak bunu bir kenara koyamayız. Üretmek kesinlikle anneliğe engel değildir. Çalışan kadınların anneliğini teşvik için önemli düzenlemeler yaptık. Hamilelik, doğum ve süt izinlerinden esnek çalışmaya, işyerlerinde kreş zorunluluğuna kadar kadınlarımızın anneliğini kolaylaştıracak imkanları devreye soktuk" ifadelerini kullandı.

Yarın başlayacak Ramazan'da kurulan lüks sofralar konusunda da uyarılarda bulunan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu gece ilk teravih kılınıyor. Ardından ilk sahuruna kalkacağımız, yarın ilk orucumuzu tutacağımız Ramazan ayının sizler, milletimiz ve İslam aleminin hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Ramazan bizim için aylardan bir ay değildir. Ramazan manevi değeri yanında bizlere sorumluluklarımızı hatırlatmak için ayrıca önemlidir. Şayet soframızı öncelikle mağdurlarla, mazlumlarla, garip gureba ile paylaşmıyorsak, Ramazan'ın idrakine varamayız demektir. 5 yıldızlı otellerde lüks iftarlar falan onlar Ramazan ayının idrakine varamamak demektir. Fakir fukara ile, garip gureba ile bir araya gelebiliyorsak, cemiyetler olarak üyelerimizle bir araya gelip mütevazi sofralar şeklinde yapabiliyorsak o zaman çok güzel olur. Ramazan asla zenginlerin birbirlerini en lüks sofralarda ağırladığı bir ay değildir. Tam tersine Ramazan bu sofraların esas sahiplerine, asıl hak edenlerine açılması gereken bir aydır. Bugün ülkemizde 3 milyon mülteci var. Bunun yanında vatandaşlarımız içinde zor şartlarda olanlar var. Haziran sıcağında emeğiyle, alın teri ile ailesinin nafakasını kazanmak için çalışan kardeşlerimiz var. Ramazan sofralarının asıl hak edenleri işte bunlardır. İmkanı olanlar için söylüyorum eğer her gün iftar soframızı bu insanlardan bir kısmı ile paylaşmıyorsak, Ramazan'ın ruhuna uygun davranmıyoruz demektir. Fitremizle, sadakamızla, zekatımızla mağdurlarını ve mazlumların yüzünü güldürmüyorsak, Ramazan'ı hakkı ile değerlendiremiyoruz demektir. Ramazan midemizi aç bırakmak değildir, gönlümüzü alabildiğine doyurmak demektir. Gönül doygunluğu da bu şekilde sağlanır."

Erdoğan konuşmasının ardından protokol üyeleri ile birlikte açılışı gerçekleştirdi ve KADEM'in yeni binasını gezdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri