Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütlerinin alfabedeki tüm harfleri tüketircesine sürekli farklı isimlerle dünyayı aldatmaya çalıştıklarını belirterek, hangi harfi, hangi kısaltmayı kullanırsa kullansın hepsinin aynı olduğunu söyledi.
Yozgat Bozok Üniversitesi Senatosu tarafından kendisine verilen Fahri Doktora Unvanı Takdim Töreni'ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada, Bozok Üniversitesi yönetimine kendisine bu fahri doktora unvanına layık gördükleri için özellikle teşekkür etti. 1 Mart 2006 tarihin Bozok Üniversitesi ile ilgili attıkları tarihi adımı hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben bu vesileyle bu kuruluşta emeği geçen gerek Cemil Çiçek Bey'e, gerek Bekir Bey'e, gerek o dönemdeki milletvekili arkadaşlarımıza huzurunuzda çok çok teşekkür ediyorum. Bozok Üniversitemizin kuruluşunun Başbakanlığımın dönemine isabet etmesinden dolayı duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Nereden başladık, nereye geldik. Üniversiteleri lüzumsuz addedenlere şu anda 13 bini aşkın öğrencisiyle bu üniversitemiz aslında çok iyi bir cevaptır" dedi.
"GÜZELİM ÜNİVERSİTELERİN MOLOTOFLARLA, TAŞLARLA CAM ÇERÇEVELERİNİ İNDİRİYORLAR"
Bugün Türkiye'de 193 üniversitenin bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yola 76 üniversite ile bu yola çıktık. Ülkemizin üçte birinde vardık. Bizim asıl hedefimiz Muş'taki, Hakkari'deki bir gencim üniversiteye girmek isterse nasıl girecek. Ailesinin mali imkanları yeterli mi? İstanbul'a, Ankara'ya nasıl gelecek? Orada kalma imkanları var mı? Şimdi artık Hakkari'deki öğrenci benim şehrimde üniversitem var diyor. Biz üniversiteyi inşa ederken bölücü terör örgütünün mensupları o ayrımcılar, ayrılıkçılar, bu güzelim üniversitelerimizi molotoflarla, taşlarla, sopalarla cam çerçeve indirdiler. Selahaddin Eyyubi havalimanı yaptık Hakkari'ye. Havan toplarıyla bu havalimanını vurdular. Dört tane müteahhit değişti. Havalimanını Hakkari'ye kuruyorsun, İstanbul'la Hakkari arasını 1 saat 40 dakikaya indiriyorsun. Ama bunlarda medeniyet insanlık anlayışı yok ki. Müteahhitleri kaçırdılar. Biz buna rağmen Hakkari'de Selahaddin Eyübi havaalanını bitirdik. Çünkü bizim bir derdimiz vardı. Ben Tayyip Erdoğan olarak ülkemin dört bir yanına bir insan olarak gitmeyi arzu ediyorsam, Hakkarili bir kardeşim de ülkenin dört bir yanına rahatlıkla gitme imkanına sahip olmalıdır İnsana insan olarak değer vermek budur. "Atalarımız "vakit nakittir" demiş ya. Vakti nakde çevirmek buradan geçiyor. Geçmişte Hakkari'den otobüse bindiğinizde İstanbul'a iki günde varılıyordu. Şimdi 1 saat 40 dakikada varıyorsun. Nakde dönüştürmek bu artık modern dünyanın, medeni olmanın imkanlarından istifade edebilmenin yolu buradan geçiyor" dedi.
Türkiye'de 25 havalimanı varken şu anda 57 havalimanının olduğunu belirten Erdoğan, "Buralara bir azimle, gayretle geldik. Bütün bu adımlar atılırken de 76 üniversite bu ülkeye yetmez dedik, 81 ilimizin her birine en az bir üniversite yapacağız dedik ve 193 üniversiteyi 81 vilayetimize yaptık. Bu tabi aynı zamanda inancın işi. Gençler, başarının altyapısında inanmak, çalışmak, araştırmak, uygulamak var. Ondan sonra takip, takip, takip. Neticeye böyle ulaşırsınız. Şu anda 193 üniversitemiz arasında bilimsel bir rekabetin yaşanıyor olması ülkemiz için bir kazançtır. Bu yarışta Bozok Üniversitesi'nin hiç de küçümsenemeyecek bir aşamada olduğunu biliyorum ama hocam daha fazlasını bekliyorum" diye konuştu.
"TERÖR SALDIRILARI BÖLGEDE GÜÇ MÜCADELESİNİN YANSIMASINI İÇİNDE BARINDIRIYOR"
Türkiye çok yoğun bir terör saldırısı altında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör eylemlerinin sadece bölgenin dinamikleriyle ilgili olmadığının aynı zamanda küresel güç mücadelesinin yansımalarını da içinde barındırdığını biliyoruz. Bugün Şefaatli ilçemizde bir şehidimizi daha toprağa verdik. Yozgat 10 şehit verdi. Bin yıldır kesintisiz süren bir mücadeleden söz ediyoruz. Kuru toprağa vatan diyemezsiniz. Tabuta bir arsa vardır bir de arazi vardır. Bir toprağın vatan olması için onun şehit kanıyla sulanması lazım. Bizim bayrağımızın renginin kırmızı olması da tesadüf değildir. Rengini şehitlerin kanından almıştır. Ülkemizi ve milletimizi hedef alan saldırıların bu derece artması Türkiye'yi hedeflerinden kopartıp, yeniden kendi içine kapatma amacına yöneliktir. 13 sene önce Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolar civarındaydı şu anda 700 milyar doların üstündeyiz. Hamdolsun şu anda kişi başına milli gelire bakarsak 10 bin dolar gibi bir rakamı yakalamışız. Ama bu Türkiye'ye yakışmıyor. Bu millet daha da üste bu rakamı taşır. Planlarımızı, programlarımızı adım adım uygulamaya devam edeceğiz. Bizim 2023 hedefimiz dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri haline geleceğiz. Milli gelirimizi 2 trilyon dolara, kişi başına milli gelire de 25 bin dolara çıkartacağız dedik. Savunma sanayimizde dışa bağımlılıktan kurtulacağız dedik. Kendi uçağımızı üretebilen bir ülke olacağız. İhracatımızı 500 milyar dolara çıkartacağız. Bozok Üniversite rektörümüz gözünü uzaya dikmiş vaziyette. Aynı şekilde savunma sanayinin Ankara'yı üs merkezi haline getirme çalışmamız var. Cari açığı kapatma hedefimiz var. İşsizliği tek haneli rakama indirme hedefimiz var. Yoksulluğu azaltma hedefimiz var. İstanbul'u en önemli bölgesel ve küresel bir merkez haline getireceğiz. Olmaz böyle şey dedikleri tüm projeler gerçekleşiyor. İşte Marmaray Projesi. Boğazın altında Marmaray geçiyor. 2,5 yılda yaklaşık 125 milyon yolcu taşıyor Marmaray. Hiçbir zaman bir aksama olmadı" diye konuştu.
"HEDEFİMİZ 26 AĞUSTOS'TAN ÖNCE KÖPRÜNÜN AÇILIŞINI YAPMAK"
"Şimdi hamdolsun Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü bitirdik. Hedefimiz 26 Ağustos'tan önce köprünün açılışını yapmak" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar sıradan olaylar değil. Kanal İstanbul'la birileri dalga geçti. İnandık, çalıştık, sağolsun Ulaştırma Bakanımla beraber buna kafa yorduk. Gittik, geldik güzergah takibi yaptık. Biz bunu yapar mıyız, yaparız. Şu anda inşallah çalışmalar başlıyor, kısa bir zaman sonra ihalesi yapılır. Karadeniz'i Marmaray'a bağlamak suretiyle biter. Bu proje aynı zamanda siyasi bir projedir. Sadece gelir amaçlı bir proje değil. Türk milleti bu projeyle bir tarih yazacak. Dedemiz Fatih kadırgaları karadan yürüttü, biz de Marmaray'ı denizin altından yürüttük. Bir de bu yıl Avrasya Tüneli'ni açıyoruz. Avrasya Tüneli'nden herkes aracıyla geçecek denizin altından. Bu aşılmakta zorlanan İstanbul trafiğini aşmak için yapıyoruz. Atalarımız hazıra dağ dayanmaz der. Siz milli bütçeden bunları yapacağım dersen çoğu zaman yapamazsın. Aslolan siz bütçe oluşturabiliyor musunuz, çeşitlendirebiliyor musunuz? Acaba bu dev projeleri gerçekleştirebiliyor musunuz? İşte biz bunu yaptık. Bunu yaparken bazı arkadaşlarımız, dostlarımız "olmaz" dediler ama biz yaptık. Havalimanların çoğu devletin kasasından bir kuruş çıkmadan yapılan projelerdir. Yavuz Sultan Selim projesinde bizim cebimizden çıkmadı.
Yeni enerji, ulaşım, haberleşme projelerini süratle hayata geçirerek Türkiye'yi çok güçlü bir altyapıyı oluşturacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılı için tam 100 ayrı hedefi hayata geçireceğiz. Terör örgütlerinin sokaklara, evlere döşedikleri bombalar bu vizyonumuzu da hedef alıyor. Ankara'da, İstanbul'da patlayan bombalar oradaki masum insanlarla birlikte bu hedeflerimize de zarar vermeye yöneliktir. Türkiye'nin bu kadar dayanaklı, basiretli, soğukkanlı olacağını bunlar hesaba katamadılar. Onun için bugün işler farklı istikamette gelişti."
"BİZ ENSARIZ"
Türkiye'ye gelen 3 milyon göçmen için kimseden para istemediklerini ifade eden Erdoğan, "Biz kimseden para istedik mi? Hayır, tam aksine kapılarımızı açtık. Bir taraftan çadır kentleri, bir taraftan konteynerler oluşturduk. Niye, gücümüz ve güvenimiz vardı. Bugün de var gücümüz, güvenimiz. Biz göreve gelmeden önce 2002'nin sonunda veren el değildik, alan eldik. Ama şimdi veren el konumundayız. Veren el alan elden hayırlıdır, bunu biliyoruz. Dünyada dönor ülkeler arasında üçüncü ülkesiyiz. Bir Amerika, iki İngiltere, üç biziz. Eğer milli gelire göre hesaplarsak birinci ülkeyiz. Onların cebinde bir şeyler var ama çıkmıyor. Şu anda yılda 3 milyar avro vereceğiz vs. diyorlar. İnşallah verirler. Verseler de vermeseler de biz ensarız, onlar şu anda muhacir, gereğini yaparız" dedi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İSMİ NE OLURSA OLSUN HEPSİ AYNI"
Terör örgütü şehit ettiği asker, polis, korucu, sivil vatandaşları hedef aldığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Saldırılar bizim canımızı yakıyor. Ama emin olun, güvendikleri dağdan birer birer devrilmeye ve arkalarından ç başladı. Yaşanan her hadise terörün yüzünü uluslararası kamuoyuna bir kez daha gösteriyor. Buradan onlara sesleniyorum; bölücü terör örgütü alfabedeki tüm harfleri tüketircesine sürekli farklı isimlerle dünyayı aldatmaya çalışıyor. Hangi kısaltmayı kullanırsa kullansın hepsi aynı. İster PKK, ister KCK, YPG, TAK, DHKP/C olsun ne olursa olsun. DAİŞ, El Kaide, Eşşebab, Boko Haram bunların hepsi insanlık düşmanı, demokrasi düşmanı, özgürlük düşmanı yapılardır, bunu böyle bilin. Bunların dini, vatanı, ırkı, milleti yoktur. Günahsız bir insana silah doğrultuyorsanız sizin insanlıktan nasibiniz yoktur. Şayet siz PKK tamam ama PYD terör örgütü değildir derseniz sadece kendinizi kandırmış olursunuz. Bunların başları bu belgelerde bu isimleri kullanıyor zaten. Geçen Sayın Barzani yaptığı açıklama bunların ikisinin de aynı olduğunu açıkça söyledi. Bu örgütünün mensupları da, biz de bu tavrınıza güler ey dünya ey batı. Deve kuşu gibi kafayı kuma gömmek ortadaki gerçeği değiştirmiyor. Geçtiğimiz günlerde Belçika hükümetini eleştirmiş, Belçika'ya koynunuzda yılan besliyorsunuz diye ikaz etmiştim. Bugün Belçika'nın durumu ortadır. Biz Gaziantep'te yakalıyoruz, Belçika'ya iade ediyoruz ve maalesef serbest bırakıyorlar. Aynı ikazı PYD terör örgütü değildir diyenler için de yapıyorum. Belçika'da eylem yapan canlı bombaların DAEŞ mensubu olması kimseyi yanıltmasın. Çıkar çatışması içerisine girildiği an bölücü örgütün farklı harflerle kendini ifade eden yapılarından herhangi birinin mensubu da her hangi bir Avrupa Amerika veya Rusya şehrinde yapabilir. Rusya zaden diyor ki Moskova'da bunlara ofis açtırttım bol bol da silah veriyorum. Bunu da biliyorum, bumerang gibi döner bir gün seni de vurur. Ankara'da masum halkı hedef alan örgüt zaten hiçbir insani ve ahlaki ölçüsü kalmamış bir yapıdır. Onlar için Ankara ile Londra'nın, İstanbul ile Berlin'in Newyork ile Moskova'nın farkı yok ki bu gerçeği görmek için ne çok derin istihbarat bilgilere ne de fiyakalı unvanlara sahip olmaya ihtiyaç yok, her şey tüm çıplaklığıyla ortada. Siz teröristlere şu veya bu gerekçe ile kucak açar, birlikte yol yürümeye kalkarsanız o terörist eninde sonunda silahını bombasını size de çevirir. Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar diye bize Nasrettin Hoca'dan miras kalan bir söz var ya. Biz sadece bölücülü örgüt ile mücadelesi 30 yıl süren neredeyse dünyadaki neredeyse tüm terör örgütlerinin hedefi olan bir ülkeyiz. Terör konusunda bizden daha gerçekçi tavsiye alınabilecek bir başka ülke bulamazsınız. Terör örgütleri karşısında ilkeli durun, kendinizi de kurtarın bize de faydanız dokunsun diyoruz. Avrupa'da birçok terörist var. Sadece bir ülkeye 4 bin dosya teslim ettim. O günden bugüne en ufak bir gelişme yok. O ülke başkanı bana "o dosyaların sayısı şuanda 4 bin 500 oldu, hepsi yargıda" dedi. Sizin yargınız bu kadar ağır mı çalışıyor. Hani geciken adalet adalet değildir diyordunuz. Şu anda onlar da "yandım" diyenlerden. Neyle mülteci konusunda. Ama terör orada onları da vuracak. Akılsız başın cezasını ayaklar çeker diye bir söz var. Biz de dirayetsiz yöneticilerin cezasını masum insanlar çekmesin diye bu ikazları yapıyoruz. Türkiye'nin ve dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılardan çıkış yolu ararken en büyük desteği üniversitelerden bekliyoruz" dedi.
"AKADEMİSYENLER DEVLETİNİN MİLLETİNİN YANINDA OLMALI"
Bazı akademisyenlerin ve onları koruyan üniversitelerin terör örgütlerinin yanında yer almayı tercih ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu tavrın hakla, hukukla, demokrasiyle, özgürlükle, hakla, hukukla bir alakası yok. Düşünce, inanç özgürlüğünün elde edilmesinin yolu terör olamaz. Terör örgütünün yanında yer almak ancak ideolojik körlükle izah edilebilir. Çünkü terörün gözü kördür. Biz böyle bir bağnazlıkla yaklaşım tarzını akademisyenlere yakıştıramıyoruz. Ama biliyoruz ki üniversitelerimizde 150 bin akademisyen içinde bu tür düşünce içerisinde olan akademisyenlerimizin sayısı 3-5 bini geçmez. Aynı şekilde paralel yapılanmaya sempatiyle bakan akademisyenlerin sayısının da az olduğunu biliyorum. Ancak sütün içindeki kıl gibi sayıları az da olsa bu kişilerin üniversitelerde sergiledikleri görüntü maalesef en çok bu kurumlara zarar veriyor.
Ben buradan ülkesini ve milletini seven gelişmeleri sağduyulu bir şekilde değerlendirebilen, bilimsel ve kişisel ahlak sahibi akademisyenlerimize çağrıda bulunuyorum. Sizlerde düşüncenizi, tavrınızı, endişelerinizi gür bir sesle kamuoyuna duyurmalısınız. Bunu elbette öncelikle bilimsel çalışmalarınızla ve eserlerinizle yapacaksınız. Bununla birlikte iç ve dış kamuoyuna bu ülkenin, bu milletin akademisyenler tarafından da sahiplendiğini gösterecek güçlü kampanyalar yürütmelisiniz. Burada cumhurbaşkanı sıfatıyla söz ediyorum. Ülkemizin ve milletimizin bekası söz konusu olduğunda Tıpkı Çanakkale'deki gibi akademisyenlerimizi en önde görmek arzusuyla bunları söylüyorum. Bozok Üniversitesinin Türkiye'nin 2023 hedefleri gibi ülkenin ve milletimizin geleceğine sahip çıkma konusunda da öncü ve örnek bir üniversite olacağına inanıyorum. Bu duygularla bir kez daha sizlere Şahsıma layık gördükleri fahri doktora unvanı için üniversite yönetimine kalbi şükranlarımı arz ediyorum. Öğrencilerimiz için başarılarının artarak devam ettiği bir dönem niyaz ediyorum, zihin açıklığı diliyorum. Hocalarımıza da başarılar temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.