Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan ve Güney Kore ziyaretleri öncesinde Atatürk Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Sayın Gül kendi değerlendirmelerini yaptılar"
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aday olmayacağı açıklamasına ilişkin yorumu sorulan Erdoğan, “Ben bu konu ile ilgili hiçbir değerlendirme yapmayacağım. Sayın Gül kendi değerlendirmelerini yaptılar. Seçim meydanı herkese açıktır. Seçim meydanı bu noktada temenni ederiz ki her siyasi parti adayını belirler. Ona göre de bizler kampanyamızı çok daha değerli kılacak adımları atarız” diye konuştu.
"Hamdolsun anketlerde 'Cumhur İttifakı' açık ara önde"
Erdoğan, 24 Haziran seçimleri öncesinde anketlerden çıkan rakamlara ilişkin ise, “Şu anda benim anketlere dayalı olarak ne paylaşır dersek hamdolsun anketler 'Cumhur İttifakı'nın açık ara önde olduğunu gösteriyor. Rakamsal bir şey bizden beklerseniz bunu vermeyeceğim. Onu zaten sizler yayın grubu olarak yapıyorsunuz, bunu görüyorsunuz. Açık ara Cumhur İttifakı hamdolsun gayet güzel bir yerde” ifadelerini kullandı.
"Bedelli askerlik hükümetimizin gündeminde değil"
Gazetecilerin soruları üzerine bedelli askerliğin hükümetin gündeminde olmadığının altını çizen Erdoğan, “Bedelli askerlik şu anda hükümetimizin gündeminde değil. Hele hele bir tarafta Afrin, bir tarafta Fırat Kalkanı harekatı olduğu bir dönemde bunu gündemimize almak şehitlerimize, gazilerimize karşı bir saygısızlık olur. Bu işlerin istismarını yapanlar da olur. İnşallah başkanlık sistemine geçiş hallolduktan sonra bunlar tekrar masaya yatırılır. Ona göre atılması gereken bir adım varsa atılır. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil” dedi.
"Aziz Sancar hocamızın böyle bir derdi yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesi ile ilgili tartışmaların hatırlatılması ve kendisi de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Nobel ödüllü bilim adamı Aziz Sancar ile yaptığı görüşmede bu konunun gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Aziz Sancar hocamızın böyle bir derdi yok. Bunların hepsinde istismar var. İstanbul Üniversitesi niye ikiye bölünüyor? Bunun üzerinde durmamız lazım. Biz bir karar aldık. Dedik ki öğrenci sayısı itibariyle nitelik, nicelik bunu yakalamamız lazım. İstanbul Üniversitesinin öğrenci sayısı 105 bine ulaşmış durumda. Burada bir kalite olamıyor, düşüyor kalite. İstanbul Üniversitesi bir marka, tarihi itibariyle eski bir üniversite. Tarihi itibariyle eski bir üniversite olması demek burada öğrenci sayısının azaltılmasına engel var demek değildir. Biz İstanbul Üniversitesi markasını ortadan kaldırıyor muyuz? Hayır böyle bir şey de yok. Bazıları soruyor. Koskoca profesör soruyor. Sonra da ‘Ben öyle olduğunu bilmiyordum’ diyor.”
"Dert yine ideoloji"
İstanbul Üniversitesi’nin ikiye ayrıldıktan sonra da kendi ismini muhafaza edeceğini vurgulayan Erdoğan, “Önce bir İbni Sina ifadesi söz konusu oldu. İbni Sina ismini kaldıralım dedik. Bir tarafta İstanbul Üniversitesi, öbür tarafta İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi şeklinde oluyor. Bu 500 yıllık maziye sahip olan isim korunuyor. Ortalama 50 bin öğrenci birinde, 50 bin bir tanesinde kalıyor. Bunlar da adrese teslim değil. Onu da bilelim. Diyorlar ki Cerrahpaşa diye bir şey yoktu. Ben kendimi bildim bileli Cerrahpaşa var. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa olarak ayrılmıyor, İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi diyoruz. Altında fakültelere baktığınız zaman hemen hemen birçok fakülte her iki üniversitede de olacak. Bu fakültelerin de her iki üniversitede aynı olması diye bir şey de yok. Bir tarafta iktisat fakültesi kalmıştı, 15 bin civarında öğrencisi var. Onu hemen diğer tarafa kaydırarak rakamı dengeleyelim dedik. İşletme bir tarafta kalmıştı, arada da dengeyi koruyalım dedik. Ortalama 50 bin civarında bir rakamla bunu sağlamış olduk. Dert yine ideoloji. Kusuru bakmasın bizim camia şu camia diye bir şey yok. Her şeyde ideolojik yaklaşımdan uzak dürüst olacağız. Biz nitelik mi arayacağız, yoksa nicelik bir arayacağız. Burada öğrenci sayısı itibariyle kaliteyi arttıracak bir adımı atalım diyoruz. Kaldı ki İstanbul Üniversitesi'ne Hasdal tarafından 700 dönüm arazi tahsis ettik. Orada da İstanbul Üniversitesi Külliyesi olacak. Oraya taşındığı zaman zaten çok daha farklı bir konuma ulaşacak" şeklinde konuştu.
"Çapa İstanbul Üniversitesi'nin belki merkezde bir irtibat bölümü olacak"
Çapa Tıp Fakültesi'nin geleceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Önce bir Çapa’yı da düşündük ama zaten deprem riski sebebiyle birçok binasının yıkılması gerekiyor. Orası yıkılacak ve orası belki İstanbul Üniversitesinin merkezde bir irtibat bölümü olacak. Orada tarihi tescilli binalardan bazıları kalacak. Zaten Beyazıt'taki bina tartışılmaz. Bütün bunlar üzerinde YÖK çalışmalarını sürdürecek" açıklamalarında bulundu.
Ankara Gazi Üniversitesi ile ilgili de aynı spekülasyonların yapıldığını söyleyen Erdoğan, "Aynı uygulama neyse orada da onu yapacağız. Üniversite sayısı sadece iki değil. Ama ikisinde maalesef bir tezgah gidiyor. Biz 20'ye yakın üniversitenin bu şekilde değişimini yapıyoruz. Kimisinde öğrenci sayısı 80-90 bine ulaşmış. Buralarda halkın bizden talepleri var. Talepler üzerine bu adım atıldı. Bu salt hükümetin almış olduğu bir karar değil. Daha önce de bu konuda attığımız adımlar var. Konya Selçuk Üniversitesi’ni ikiye böldük. Hiç böyle bir ses çıkmadı. Olmaz diye bir şey yok. Kayseri’den talep var. Orada da gelen bir şey yok olumsuz bir yaklaşım. Hep ideolojik yaklaşımlar" diye konuştu.
Serdal Altıntepe - Tuncer Cengiz