Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen gençler ve sporcular ile iftar programında konuştu.
İstiklalimizin sembol gününün, istikbalimizin teminatı olan gençlere armağan edilmiş olmasının rastgele bir tercih olmadığını belirten Erdoğan, “Milletlerin özgürlük davaları ancak nesilden nesile aktarılabilirse anlamlıdır. Malazgirt Zaferi’nden bugüne kadar bu coğrafyada verdiğimiz mücadelelerin tamamı sonraki nesillere daha güçlü, güvenli, müreffeh bir ülke bırakmak içindir. Sultan Alparslan Malazgirt’te zafer kazandığında 40’lı yaşlarının başındaydı, Osman Gazi bir cihan devletine dönüşecek beyliğini kurduğunda 20’li yaşlarındaydı, Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşındaydı, Mustafa Kemal 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak bastığında 30’larının sonundaydı. Görüldüğü gibi tarihimizde iz bırakan büyük isimlerin önemli bir bölümü genç veya genç sayılabilecek yaşlarda bu büyük başarıları elde etmişlerdir. Merhum Arif Nihat Asya, ‘Delikanlım, işaret aldığın gün Ata’ndan yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın. Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın.’Sizlerde işaret aldığınız gün Ata’nızdan yürüyeceksiniz ve millet yürüyecek arkanızdan. 15 Temmuz’da işte böyle yaptık. Milletimizle, gençlerimizle, kadınlarımızla, her kökenden, her meşrepten insanlarımızla birlikte yürüdük. Tanklara, toplara, helikopterlere, F-16’lara, silahların namlularına karşı cesaretle yürüdük ve zafere ulaştık. Siz yürüdünüz, size düşman olanlar 16 saatte pes etti. Mesele bu. Demek ki silahlar, F-16’lar, şunlar bunlar değil; imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür imansız olan paslı yürek sinede yüktür. O gece imanlı olan yüreklerin, imansız olanlara karşı bir zafer gecesiydi. İstiklal Marşımızda Akif; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın. Mesele bu. İşte o imanlı yürekler siper ettiler göğüslerini, yılmadılar, usanmadılar ve zaferi elde ettiler. Türkiye olarak o geceden beri geleceğimize daha da güvende bakıyoruz. Şu gördüğünüz Külliye’nin etrafında 26 şehit verdik, 39 gazimiz var. Burası bombalandı ama onlar istediklerine ulaşamadılar. Zira biz bir şeye inanıyoruz: hesapların üzerinde bir hesap vardır. O da Allah’ın hesabıdır. İçinizde gidemeyenlere tavsiyem; Endülüs’e mutlaka gidin ve o Sarayı mutlaka gezin, o kubbenin etrafında bir müjde yazar, o da şudur: Allah’tan başka galip yoktur. Bunlar yaşanarak elde edildi, görüldü. Bunları biz de yaşadık, yaşıyoruz. Gençlerimizden beklentimiz; hangi alanda çalışırsanız çalışın en iyisi olmak gayret göstermeleridir. Hans, George bunlar yapar da Ahmedimiz, Mehmedimiz yapamaz mı, onlar da yapar” ifadelerini kullandı.
“Diğer alanlar gibi siyaseti de boş bırakmayın” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, milletvekili aday adaylığı listelerinin hazırlandığını ve 21 Mayıs’ta YSK’ya teslim edeceklerine dikkat çekerek, “Ben şu anda telaştayım, hemen sizinle konuşmayı bitirip izin alacağım, zira listelerimizi hazırlıyoruz. Pazartesi akşamına kadar listelerimizi YSK’ya teslim etmemiz lazım. Kılı kırk yaralım diyoruz ve bu listelerimizin içerisinde 18, 19, 20 yaşında gençlerimiz de olsun istiyoruz. Belki şimdi listelerin başında, ilk çeyreğinde çok fazla olmayabilir ama bu bir adımdır. Şu anda bu hazırlıkları yapıp bu gençlerimizi bir sonraki seçimlere hazırlamak, Mart’ta yapılacak yerel seçimlere hazırlamak, bu yerel seçimlerle beraber artık 18, 19, 20, 21, 22 mesela kazanacak yerlerde olan şu anda 20, 21, 22 yaşında gençlerimiz de var. Onların da maşallahı var, zeki, pırlanta, yabancı dilleri dün bir tanesi önümü kesti, daha lisede okuyor. ‘Ben de müracaat ettim Başkanım’ dedi. ‘Hayırlı olsun kızım’ dedim. Bu özgüven bile çok önemli. Kapılar bir açıldı neler oluyor. Biz göreve geldiğimizde 30 yaşta ancak seçilebiliyordu. 18 yaş seçme yaşıydı, 30 yaş seçilme yaşıydı. Biz, seçmektir asıl zor olan. Bir zaman bir siyasetçi ’ben Taksim meydanına 4 ayaklı koysam onu bile seçtiririm’ diyordu. O günden bugünlere geldik. Çünkü irade yoktu. İrade bir kişinin elindeydi” dedi.