Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da arasında bulunduğu 9 kişinin tutuklanmasına hükmeden Nöbetçi Hakimlik, kararında gazetenin PKK terör örgütünü masum gibi göstermeye çalıştığı ve FETÖ ile ilgili haberlerde 'terör örgütü' ifadesinin kullanılmadığına vurgu yaptı.
Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik soruşturmada sorguları tamamlanan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Kara, Bülent Utku, Önder Çelik, Güray Öz, Mustafa Kemal Güngör, Turhan Günay, Yayın Danışmanı ve yazar Kadri Gürsel, karikatürist Musa Kart, tutuklanmaları talebi ile mahkemeye sevk edildi. Gazetenin yazarlarından Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin savcılık ifadelerinin ardından yaşları ve hastalık durumları gerekçe gösterilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gazetenin gazetenin Muhasebe Müdürü Günseli Özaltay ve eski Muhasebe Müdürü Bülent Yener de aynı gerekçeyle savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı.
Dün gece gerçekleşen sevk işleminin ardından adliyeye getirilen şüphelilerin sorgusu sabaha kadar sürdü. İstanbul Nöbetçi 9’uncu Sulh Ceza Hakimliği, kararını saat 10.30’da açıkladı. Nöbetçi Hakimlik, Murat Sabuncu, Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Önder Çelik, Kadri Gürsel, Turhan Günay, Musa Kart, Hakan Karasinir ve Mustafa Kemal Güngör'ün "terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan tutuklanmasına hükmetti.
“Sokaktaki tehlike” manşeti
İstanbul 9’uncu Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama kararında, Cumhuriyet Gazetesi'nin pek çok haber ve manşetinde FETÖ ve PKK silahlı terör örgütünün propagandası sayılabilecek ve örgüt lehine algı oluşturabilecek haberlere yer verdiğini belirtti. Gazetenin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 17 Temmuz tarihinde "Sokaktaki tehlike" manşeti ile çıktığını kaydeden hakimlik, "Demokrasisine sahip çıkan, darbe tehdidini püskürtmek için sokaklara inip geleceğine sahip çıkan millet üzerinden toplumu kalıplaştırmaya neden olabilecek haberde Cumhurbaşkanımızın tanka asılan posterinin manşet yapılarak sokağa çıkıp demokrasisine sahip çıkılma hadisesinin tehlike olarak görüldüğü.." ifadelerine yer verildi.
FETÖ, Cumhuriyet’i seçti
Hakimlik kararında MİT TIR'larının durdurulmasına ilişkin görüntülerin yayınlanmasına da hatırlatma yapılarak, “FETÖ kumpası olduğu mahkemelerce tespit edilen MİT'e ait yardım TIR'larının durdurulmasına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğrafların manşetten yayınlandığı, Sözcü Gazetesi'nde yayınlanan bir yazıda daha önce Taraf Gazetesi'ne kendi sızıntılarının taşeronu olarak kullanan bu gizli yapı FETÖ, MİT TIR'ları haberinde olduğu gibi belgeleri servis etmek için artık Cumhuriyet'i seçti" ifadeleri kullanıldı.
Mustafa Balbay’ın o tweeti
Kararda, Cumhuriyet Vakfı eski yöneticisi ve yazarı CHP Milletvekili Mustafa Balbay'ın attığı, "Cumhuriyet'te FETÖ'cülükten Kürtçülüğe kadar her şey serbest, CHP Milletvekili olarak yazı yazmak yasak" tweetine yer verilerek, “Söz konusu gazetenin terör örgütleri tarafından kullanıldıklarının bir delili olduğu" şeklinde ifade kullanıldı.
Cumhurbaşkanına karşı ayaklanma yöntemi önerisi
Gazetenin manipülasyon ile gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket edip iç kargaşa çıkartmaya ve ülkeyi yönetilemez hale getirmeye yönelik haberlere imza attığı kaydedilen kararda, Cizre'de gerçekleşen hendek ve çukur kazma olaylarında gazetenin PKK terör örgütünün masum gibi gösterilmeye çalışıldığı belirtildi. Şüphelilerden Kadri Gürsel'in 12 Temmuz 2016 tarihli "Erdoğan babamız olmak istiyor" başlıklı yazısında sübliminal mesaj verdiği anlatılan kararda, "Seçimle gelen Cumhurbaşkanına karşı ayaklanma ve buna benzer gayri meşru bir yöntem önerildiği" belirtildi.
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği seçimlerinin yasalara aykırı şekilde gerçekleştiği vurgulanan kararda, FETÖ terör örgütü ile bağlantısı olan ya da örgüt ile işbirliği içerisine girmek isteyenlerin yönetimde yer alması için seçim yapıldığı ve yasalara da aykırı hareket edildiği anlatıldı.
FETÖ ile ilgili yazılarda ‘terör örgütü’ denilmiyor
Gazetede yer alan haberlerde ve köşe yazılarında FETÖ ile ilgili 'terör örgütü' denilmediği anlatılan kararda, "Bu şekilde tüm şüphelilerin Cumhuriyet Gazetesi'nin süreklilik arz eden bu terör örgütlerinin reklam ve propagandasını yapma faaliyetlerinden sorumlu oldukları ve üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphe altında bulundukları kanaatine varılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
FETÖ’nün organize ettiği Abant toplantıları
Kararda, şüphelilere ilişkin 17-25 Aralık sürecinde Ergenekon savcılarının Cumhuriyet'te yer aldığı, eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile görüştükleri, gazetenin devletçi, geleneksel, laik ve ulusalcı çizgisini ansızın değiştirip devleti hedef aldığı, devleti hedef alan FETÖ kaynaklı haberleri manşete taşıdığı, gazetenin yazarlarının FETÖ'nün organize ettiği Abant toplantılarına katıldıkları anlatıldı. Yine gazetenin 'Eksik Demokrasi' haberiyle Yenikapı mitingini hedef gösterdiği, HDP'nin mitingde olmamasını eksik demokrasi şeklinde belirttiği anlatıldı.
Adli kontrol tedbiri yetersiz
Kararda, şüpheliler hakkında adli kontrol tedbirlerinin sakıncalı ve yetersiz olacağı ifade edilerek, “Şüphelilerin serbest kalmaları halinde kaçacağı, nitekim fırsat bulduklarını yasal ve gayri yasal yollarla kaçtıkları daha önceden farklı soruşturma dosyaları içeriklerinden anlaşılmış olması... şüphelilerin haklarında silahlı terör örgütüne üye olmamakla beraber örgüt adına faaliyette bulunmak suçundan yürütülen soruşturma kapsamında ayrı ayrı tutuklanmalarına" denildi.
Dündar ve Atalay’a yakalama kararı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre öncesinde darbeyi meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturmada, aralarında gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun da bulunduğu çok sayıda isim gözaltına alınmıştı. Soruşturma kapsamında gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı. Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu savcılarından Murat İnam tarafından yürütülen soruşturmada, bu sabah ifade alımı işlemi için Başsavcıvekilleri Hasan Yılmaz, Zafer Koç ile Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Özgür Metin görevlendirilmişti. Soruşturmada görevlendirilen savcılar, ifadeleri almak için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gitmişti. Savcılık sorgusu tamamlanan şüphelilerden 9’u tutuklama talebiyle adliyeye sevk edilmişti.