15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen Darbe diye adlandırdığımız, aslında bir çizgi şeklinde çizilmiş bir barutun ateşe verilerek bir müddet sonra sönmesi veya mum ışığının elektriklerin gelmesiyle hükmünü yitirmesi gibi olmuştur,
Kısacası, darbeyi yapanlar ve yaptıranlar hazırlıksız yakalanmış, halkın polisle bir olup karşı koymasıyla, olan zavallı polisimize, vatandaşımıza ve haberi olmayan askerimize olmuştur. İlk zamanlar her ne kadar Askerimize yapılan zulmü kaleme aldıysamda, görmediklerim ve duymadıklarım ifşa edilince Askerin ve Polisin içinde başka zihniyetlerin var olduğunun ve Halk'tan biri olarak görünen, en ön saflarda milleti galyana getiren kişilerin ise düşüncelerinin aslının başka olduğu anlaşılmıştır. ''Komutanların vur emri vermesi, Askerin çoğu yerde vatandaşlarımıza ateş açması, ön saflarda koşanların bazılarının isyan çıkartmaya, toplumları birbirine düşürmeye çalıştıkları görülmüş olup, bu ve buna benzer olayların sonucunda şehit olan vatandaşlarımızın derin üzüntüsü yüreklerde tedavisisi imkansız yaralara sebep olmuştur.
Bu gün ise Türkiye'de 3 ay süreyle OHAL kararı alınmıştır. Bu karar sürecinde tüm kötü niyetli kişilerin bertaraf edilmesi planlanmıştır.
OHAL nedir? OHAL ülkemizin karşı karşıya kaldığı terör tehdidine, iç ve dış tehditlere karşı gerekli önlemlerin alınmasına, demokrasinin, hukuk devletinin, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik bir dizi tedbirdir.
Neler getirir neler götürür bilinmez. Ama şu bir gerçektir ki .... İktidarla zıt fikirde olupta, bunu demokratik bir şekilde çözme taraftarı olmayan çoğu kişinin hürriyetinin elinden alınacağı bir gerçektir. Şimdiden sindirme politikası işler olmuş, herkes kendine yavaş yavaş çeki düzen vermeye başlamıştır. İktidarın bu kadar güçlü oluşunun farkına varılması düşmanı inine çekilmeye zorlamış görünmektedir.
''Dileğim odur ki; Bu darbe hükümete vurulan bir darbe değil de; huzursuzluk yaratan, Ülkemize düşman olan, toplumu birbirine düşürmeye çalışan tüm düşmanlarımızın cesaretine vurulan bir DARBE olmasıdır.
Saygılarımla
Şehmus Çakı