Başbakan Ahmet Davutoğlu, dokunulmazlıklar konusunda MHP ve CHP'ye çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, "MHP bir açıklama yaptı, CHP'nin de tutumunu görmek istiyorum. Biz tek başımıza kalsak da ne yapacağımızı biliriz ama Meclis'in itibarını korumak hepimizin ortak meselesi" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin, "İran ve Türkiye Suriye'de ateşkesi destekliyor" ifadelerini değerlendirerek, "Irak savaşı 2003'te olduğunda bunu biz bölge ülkeleri çözmeli demiştik. Biz ilkesel olarak hep bölge ülkelerinin kendi meselelerini çözerek bölgedeki kavgaya son vermesini benimsedik. Suriye'de bölge ülkeleri ile istişareye önem verdik. Türkiye ve İran'ın özel konumları var. Doğrudan komşuluk ilişkileri var. İran seyahatimiz esnasında Türkiye ile İran'ın Suriye konusunda ortak bir perspektif gerçekleştirmesi imkanlarını araştırdık. Bazı konularda mutabık kaldık. Bu açıklama böyle değerlendirilebilir. Bunlardan biri bölge ülkelerinin bunları birlikte konuşması. Bu diğer ülkelerin dışlanması anlamına gelmiyor. Ancak özellikle son dönemde bölge ülkelerinin kanaatleri çok dikkate alınmadan yaşanan gelişmeler söz konusu oldu. Bölge ülkeleri hepimiz ortak kaderi paylaşıyoruz. Sayın Ruhani ile mutabık kaldığımız ikinci husus ateşkesin sürdürülmesi ve kardeş kanının durması. Şu an ateşkes kırılgan durumda. Maalesef Rusya hala hava harekatına devam ediyor. Rejimin ihlalleri var. İran'ın bu konuda etkisini kullanması önemli. Üçüncü husus Suriye'nin toprak bütünlüğü. Son dönemde B planı, Suriye'nin parçalanması, terör gruplarına ülkenin terk edileceği gibi senaryolar dolaşıyor. Buna izin vermemek için mutabıkız. Parçalanmış bir Suriye istemiyoruz. Bizim bölgeyi daha büyük ölçekte bir araya getirecek çabalara girmemiz lazım. Dördüncü husus ise yeni Suriye'de herkesin temsil edildiği bir siyasi yapı olsun. Bir etnik grubun bir yerde egemenliği olmasın. Irak'ta bu yapılamadığı için huzurun sağlanamadığını görüyoruz. Son husus ise DEAŞ ve PKK'ya karşı birlikte hareket etme kararlılığı. Bu hususlar aslında bir çerçeve çiziyor. Bu çerçevede biz İran'la da, komşu ülkelerle de görüşmeleri sürdüreceğiz. Sayın Ruhani'nin bugünkü açıklamaları da bu çerçeveye uygun açıklamalar" şeklinde konuştu.
HDP'li milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekelere ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Davutoğlu, "Dokunulmazlıklar konusu bir dönemdir gündemde. Sadece siyasilerin değil toplumun gündeminde. Terörü teşvik eden bazı açıklamalar, taziye ziyareti milletin vicdanında derin izler doğurdu. Bunu yok sayamayız. Dokunulmazlık, siyasileri Meclis kürsüsünü fikir özgürlüğü içinde kullanma özgürlüğüdür. Kimsenin Meclis kürsüsüne müdahale etmemesini teminat altına alan özgürlüktür. Bu bağlamda dokunulmazlığı savunacağız. Ama dokunulmazlık diğer siyasi faaliyetlerde hukuk dışına çıkmak özgürlüğü değildir. Sadece Türkiye'nin batısında değil, ziyaret ettiğim Doğu ve Güneydoğu illerinde de bu tepki var. Cuma günü onlarla beraberdim. Şunu ifade ettiler. "Bunlar bizi temsil etmiyor Sayın Başbakanım" diyorlar. Yükselen bir toplumsal tepki var. Bu haklı bir tepki. Dokunulmazlıkların istismarını engelleyecek bir tavır almamız gerekebilir" ifadelerini kullandı.
"MHP BİR AÇIKLAMA YAPTI, CHP'NİN DE TUTUMUNU GÖRMEK İSTİYORUM"
Dokunulmazlık meselesinin bir parti meselesi olarak görülmemesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti;
"Bunun bir parti meselesi olmaması için çağrıda bulundum. MHP ve CHP'ye de çağrıda bulundum. MHP bir açıklama yaptı, CHP'nin de tutumunu görmek istiyorum. Biz tek başımıza kalsak da ne yapacağımızı biliriz ama Meclis'in itibarını korumak hepimizin ortak meselesi. HDP içinde eski müftünün çıkıp açıklamasını bekliyorum böyle bir taziye olur mu. İnsanlar niye vefattan sonra "haklarını helal ettiniz mi" sorusuna muhatap olurlar. Teröriste o 29 canın yakınları hakkını helal ediyor mu? Etmediler. Bunun cevabını vermek lazım. HDP içinde olup da akademik hayattan tanıdığım profesörler var. Çıkıp cevap vermelerini bekliyorum. Bu meseleyi bütün Meclis'in itibarını koruyan bir mesele haline dönüştürmemiz lazım. Biz AK Parti olarak Meclis'in onurunu koruruz ama bakalım diğerleri ne yapacaklar, bunu da gördükten sonra atacağımız adımlar, hukuk ne gerektiriyorsa onu yaparız. Ama toplumun vicdanının her gün zedelenmesine izin vermeyiz."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bahçeli'nin yeni anayasa çalışmaları konusundaki açıklamalarına da değinerek, "Sayın Bahçeli daha önce de pek çok konuda olduğu gibi ben konuşmayı okudum. Mantık ve cümleleri arka arkaya getirdiğimde sonuç çıkarmakta zorlandığım yerler oldu. Sayın Bahçeli'nin bu konuda daha açık ifadeler kullanması atılacak adımlar açısından önemli. "CHP olursa iyi olur Anayasa Komisyonu'nda ama olmasa da ben varım" netliğini görmek isteriz. Gerçekten tutumunu açık ve net görmek isteriz gerek Anayasa Komisyonu, gerek referandum konusundaki. Olumlu bir adım atarsa Anayasa Komisyonu kaldığı yerden devam eder. CHP'nin "başkanlık sistemi olursa gelmem" demesi diğerlerine örnek teşkil etmemeli. Ümit ederiz Sayın Kılıçdaroğlu bir kez daha düşünür. Çünkü görüştüğümüzde böyle bir şey söylememişti. Bu arada ne oldu bu tutum değişti bilmiyorum. Sayın Bahçeli tutumunu açık net ortaya koymasını bekliyoruz" dedi.
"BİZ GEREĞİNİ YAPTIK, AB'NİN DE BİZİ ÜMİTLENDİREN HUSUSU AVRUPA'DA MÜLTECİ KONUSUNDAKİ DUYARLILIĞIN ARTMASI"
Davutoğlu, AB'nin 29 Kasım'da mutabık kalınan konular ve ne kadar mülteci alacağı konusunda gerekli adımları atmadığının hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:
"Bu bir eylem planı ve bu planın Türkiye tarafına düşen unsurlar var. Biz Türkiye tarafı ile ilgili önemli adımlar attık. AB'nin 3 milyar avro ve alacağı mülteci kotalarla ilgili bildirimde bulunması lazım. Türkiye tek başına da olsa bunu göğüsler. Ancak sayın Merkel ile olan son görüşmemizde inşallah önümüzdeki günlerde AB ile mutabık kaldığımız mültecilerle ilgili projeleri gerçekleştireceğiz. Mültecileri ağırladığımız illerde okul yapılması ve diğer konularda ciddi bir hareketlenme bekliyoruz. Yarın da bu projeleri görüşeceğiz. Mültecilerin alımı ile ilgili yarın önemli konulardan biri olacak. Burada bir sıralamayı doğru görmüyoruz. Önemli olan eş zamanlı adımların atılması. Bu insani bir konu. Biz gereğini yaptık, AB'nin de bizi ümitlendiren hususu Avrupa'da mülteci konusundaki duyarlılığın artması."