AK Parti hareketinde "edep" kavramının önemli olduğunu ifade eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Mümkün olsa önce Kılıçdaroğlu'ndan başlamak üzere bütün evlerin baş köşesine "edep yahu" hattını yerleştirmek isterdim" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Sürekli Eğitim Merkezi'nde (AKSEM) ilk dersi verdi. Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen programa Başbakan Ahmet Davtuoğlu, AB Bakanı Volkan Bozkır, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Ak Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ve çok sayıda partili katıldı. İlk ders için kürsüye çıkan Başbakan Davutoğlu, gençlerin yoğun tezahüratı dolayısıyla bir süre konuşmasına başlayamadı.
Başbakan Davutoğlu ilk derste AK Parti'nin siyasi geleneğini anlattı. Siyasi partilerin doğru bir çerçeveye oturması durumunda kalıcı olabileceğini söyleyen Davutoğlu,
"Bizim hareketimiz insanlığı kuşatan kadim bir geleneğin ürünüdür. AK Parti Türkiye gibi belli konjonktürel şartlarda ortaya çıkmış bir yapı değildir. AK Parti de Türkiye de konjonktüre hapsedilemez. Habil ile Kabil'den bu yana insanlık tarihi iki ayrı yaklaşımın eseri oldu. Habil gibi merhameti, vicdanı savunanlar Kabil'in temsil ettiği zulme karşı ayrı bir cepheyi temsil ettiler. Biz AK Parti hareketi olarak safımız bellidir. Biz her zaman hakkın, hukukun, adaletin temsilcisi olan bir geleneğin ürünleriyiz. Hz. İbrahim Nemrut'a niye karşı çıkmışsa, Hz. Musa Kızıl Deniz'e açılan yolu hangi inançla açmışsa, Hz. Peygamber hangi tevhit inancı ile yola çıkmışsa biz de o yolun yolcusuyuz. Hareketimizin esas anlamı, muhtevası bu hak arayışının insanlığın özgürlük ve güvenlik arayışının ürünü olmasıdır. Mekke'den Medine'ye yürüyen o kutlu gençler, Medine'yi kurmak üzere yola çıkan o aydınlık önderler bugün de bizim yolumuzu aydınlatıyorlar" diye konuştu.
"HER ADIMDA BU TARİHİ TEMELİ HATIRLAYIN"
"Biz köksüz değiliz, biz nevzuhur değiliz, biz kökü tarihin derinliğinden gelen bir kutlu yürüyüşün bugünkü temsilcileriyiz" ifadelerini kullanan Davutoğlu, AK Partili gençlere her adımı atarken bu tarihi temeli hatırlamalarını söyledi.
Başbakan Davutoğlu, AK Parti'nin milli bir demokrasi hareketi olduğunu vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti gerçek muhtevası itibariyle istiklal savaşının ortaya koyan değerlerin takipçisidir. 1. Dünya savaşı o büyük kadim geleneğin son savunma hattıydı. Orada sömürgeciliği yerleştirmek isteyenlere karşı harekete geçen mazlum milletlerin hepsi istiklal harbi ile temsil edildi. Türkiye bu temsilin ürünüdür. Biz Türkiye tarihinde cumhuru temsil eden, demokrasiyi temsil eden, milli iradeyi temsil eden çizginin bugünkü sözcüleriyiz. Bürokratik elitizim ile cumhur hep karşı karşıya gelmiştir. Ezanı Muhameddi'nin aslından koparılmasından, tarihi değerlerimizin tümüne savaş açılmasına kadar giden bu elitist bürokrasiye karşı biz cumhuru temsil eden kökten geliriz. Gerçek cumhuriyetçi biziz, gerçek milli biziz, gerçek demokrasinin sözcüleri biziz" şeklinde konuştu.
28 ŞUBAT SÜRECİ
Salonu dolduran gençlere 28 Şubat günlerini hatırlatan Başbakan Davutoğlu, "28 şubatın bin yıl sürecek iddiasına karış "biz kadimin temsilcileriyiz ve kıyamete kadar buradayız" diyen çizginin adı Ak Partidir. O günlerde birileri bize başka ülkelerin adreslerini gösteriyordu. "İstiyorlarsa şu ülkelere gitsinler" diye. Bilmiyorlardı ki biz buraya geçici bir bağ ile bağlı değiliz. Biz bu ülkenin asli sahipleriyiz. Cumhuri bir çizgiye dayanan "yeter söz milletin" diyen, demokrat bir gelenekten bahseden, milliliği savunan hareket 2001 yılında bu sefer Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde bütün bu çizgiyi siyaset sahnesine çıkardı" ifadelerini kullandı.
"HİÇ BİR SİYASİ PARTİ ÜZERİNE AK PARTİ KADAR ÇOK ULUSLARARASI MAKALE YAZILMADI"
Cumhuriyet tarihinde pek çok siyasi parti kurulduğunu hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbir siyasi parti üzerine Ak Parti kadar çok uluslararası makale yazılmadı. Hakkımızda bazen hakarete varan, bazen ağır eleştiriye bazen övgüye varan büyük bir literatür oluştu. Biz siyasetin nesnesi olmaya değil, öznesi olmaya geldik. Biz tarihin nesnesi değil, tarihin öncüsü olmaya geldik. Onun için mazlum milletlerin sesi bizim sesimizdir. Birçok dost ülkede AK Parti adı başka partilere ilham oldu. Adalet ve Kalkınma adına nice partiler kuruldu. Onlar biliyorlardı ki sizler AK Parti teşkilatının neferleri ve bizler sadece kendimiz için değil, tüm o milletler için siyaset yapıyoruz"
"KENDİ HELİKOPTERİNİ, KENTİ TANKINI ÜRETEN, KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYAN TÜRKİYE VAR"
AK Parti'nin bir vizyon hareketi olduğunu söyleyen Davutoğlu, "14 yıl önce bu ülkenin vakur insanları başı eğik dolaşıyordu. Çünkü borç isteyen bir Türkiye vardı. Deprem olduğunda İstanbul'dan Ankara'dan Sakarya'ya ulaşamayan aciz devlet vardı. Sağlık hastanelerin önünde sıra beklerken vefat eden yaşlılar vardı. Şimdi ise borç isteyen değil, borç veren bir Türkiye var. Güvenliği söz konusu olduğunda başı dik şekilde kendi helikopterini kullanabilen, kendi tankını üretebilen, kimseye muhtaç olmayan bir Türkiye var. Bu vizyon hareketinin ürünüdür" dedi.
AK Parti'nin siyasi bir hareket olmadan önce ahlaki bir hareket olduğunun altını çizen Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Ahlaki özümüzü koruyacağız. Ahlaki özden kopan bir hareket bir çıkar grubu haline dönüşür. Ben Ak Parti teşkilatına güveniyorum. Diyecekler ki "biz bir çıkarın değil ahlaki bir idealin peşindeyiz" Aramızda siyaseti çıkar alanı olarak görenler olmayacak. Ola ki çıkarsa onlardan hesap soracağız. Hz. Ömer'in adaletini sadece birbirimize örnek olarak anlatmak için okumadık, yaşatmak için yaşadık. Siyasi hayatın esası fedakarlıktır. Her şeyden önce kendisini milletine adama düşüncesidir. Siyasi ahlakı bu anlamda kendi özümüzde ve mutlaka AKSEM'in bütün derslerinde en temel meselemiz olarak ele alacağız. 14 yılda bana cumhurbaşkanımıza nice saldırılar oldu. Nice hakaretler, komplolarla karşı karşıya kaldık. Bunları hiç birisi bizi yıkamaz emin olun. Bunları hiçbiri bizim gönlümüzdeki imanı, dizimizdeki dermanı, yeni dünya idealimiz yıkamaz. 7 Haziran'da ayağımızın tökezlediğini zannedenler 1 Kasım'da derslerini aldılar. Bizi yıkacak tek şey siyasette ahlaki özümüzü kaybetmek. Bütün saldırıları göğüsleyebiliriz, milletimizin bağrına her türlü gideriz. Biz terörün zulmünden, yedi düvenin saldırmasından, bize dönük her türlü komplo yapan paralel çetelerden, vesayetçi odaklardan korkmayız. Onların her saldırısı bizi güçlü kılar. Ahlaki özümüzü kaybedersek, bizi 28 Şubat'ın zor şartlarında sahip olduğumuz devrimci ahlaki ölçüleri kaybedersek tehlike o zaman başlar. Aramızda şahsi menfaat ve çıkar hesabı yapanların yeri yoktur, olmayacaktır. Liyakati terk edip "şu benim yakınım" diyenlerin bizim aramızda yeri olmamalı. Yanlış bir şey gördüğünüzde sesinizi ahlaki bir ölçüde yükseltin. Gücün bizi yozlaştırmasına izin vermeyin. Güç onu tutanın elinde değer de kazanır, elinde tutan kişiyi en büyük azaplara da götürebilir. Gücümüzü makamlardan değil, yüreğimizde taşıdığımız imandan alırız. Hesabımızı da o iman ile Allah'a veririz"
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARI
Başbakan Davutoğlu, konuşmasında dokunulmazlıklar konusuna da değinerek, "Dokunulmazlık dosyası geldiğinde korkacağımız zannettiler. Biz de çıktık hodri meydan dedik. Hiçbiri meydanda kaldı mı? Kalamadılar. Anayasa geçici madde değişikliğini meclise sunuyoruz. Ortada CHP, MHP, HDP var mı? Yok. Ama biz bu meydandayız. Allah bizi milletimizin huzuruna hiçbir zaman bu ahlaki özden kopmuş şekilde çıkartmasın" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NA GÖNDERME
AK Parti hareketinde edep kavramının önemine değinen Davutoğlu, "Mümkün olsa önce Kılıçdaroğlu'ndan başlamak üzere bütün evlerin baş köşesine "edep yahu" hattını yerleştirmek isterdim. Bütün siyasi partilere, okullara, bütün mekanlara edep yahu. Hat kelamın kalemle kemale ulaştığı sanatın adıdır. Bizim nihai hedefimiz bu mekanları uzun süre işgal etmek değil. Kim bir makamı "uzun süre muhafaza edeyim" derse Allah onu bizim yanımızda barındırmasın" şeklinde konuştu.
Gençlere tavsiyelerde de bulunan Davutoğlu, "Başkası hakaretle muamele ederse, biz ona edep dersi vereceğiz. Hakaret size yakışır, güzel söz bize yakışır. Kadına karşı sözle taciz size yakışır, yetimiz başını okşamak, kadına onurla davranmak bize yakışır" dedi.