HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş seçim vaatlerini açıkladı.
Demirtaş, twitter hesabından "Liderlerden çözümünü duymak istediğim 3 mesele var: 1- gençlerin geleceklerine nasıl umut olacasınız? 2- Kadın yurttaşlari toplumda nasıl eşit hale getireceksiniz? 3- Emeklilikten sonraki hayatı nasıl daha mutlu kılacaksınız? Süslü cümleler kurmak kolay, bunlara cvp var mı?" sorularını yönelttiği tweet'i alıntılayarak; gençler, kadınlar ve emekliler için vaatlerini sıraladı.
Demirtaş, gençlere ilişkin vaatlerinde, "Her genç için "Genç Kart' projesi ile günlük yaşamlarına destek olacağız. Aylık 500 TL kredi yüklenecek olan "Genç Kart' ulaşım, yemek, kültür, sosyal faaliyetler, iletişim gibi alanlarda kullanılabilecek. Her gence şart aranmaksızın "Genç Kart' sağlanacaktır." ifadelerini kullandı.
"CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ İLE MÜCADELE"
Kadınların çoğunlukta olduğu bir Cumhurbaşkanlığı yönetim mekanizması oluşturacaklarını vurgulayan Demirtaş, "Kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz saldırılarına karşı daha sonuç alıcı idari, hukuki, kültürel tedbirler alacağız. Ancak asıl hedefimiz, şiddeti ortaya çıkaran cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek olacaktır." dedi.
Demirtaş, emeklilere yönelik vaatleri ile ilgili de ise şunları yazdı:
"Emekli maaşı olmayan bir milyon yaşlıya, aylık 1.000 lira ödeme yapacağız. En düşük emekli maaşını 3.000 lira yapacağız. Kıdem tazminatı ve emeklilik ikramiyesini güvence altına alacağız. Böylece çalışanlar, zamanları geldiğinde emekli olmaktan imtina etmeyecekler. Bu yolla, gençlere yeni iş alanları da açmış olacağız."
Demirtaş'ın açıklamalarının tam metni şöyle:
GENÇLER...
Türkiye'de gençlerin önündeki en büyük engel AKP iktidarı ile derinleşen yoksulluktur. Yoksulluk ve tüm fırsat eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması, gençlerin potansiyellerini açığa çıkaracaktır.
Toplumdaki yoksulluğu ortadan kaldıracak şekilde, gelir dağılımında ve vergilendirmede adaleti sağlamamız çok gereklidir. Toplumda bir yaraya dönüşmüş işe alımlardaki torpili kaldırmak, gençlerin mesleklerine aidiyetini ve geleceğe bakışını güvenli hale getirecektir. Ülkemizde her beş gençten biri işsizdir. Sadece iş hayatındaki çalışma sürelerinin kısaltılmasını, askeri harcamalann kısıtlanmasını ve kamudaki makam arabası, helikopter, uçak gibi israf kalemlerinin bitirilmesini sağlayarak bile gençlere büyük bir istihdam alanı yaratabiliriz. Her genç için "Genç Kart' projesi ile günlük yaşamlarına destek olacağız. Aylık 500 TL kredi yüklenecek olan "Genç Kart' ulaşım, yemek, kültür, sosyal faaliyetler, iletişim gibi alanlarda kullanılabilecek. Her gence şart aranmaksızın "Genç Kart' sağlanacaktır.
"Gençlerin sorunlarını en iyi ben çözerim" demek yerine, bu sorunları "en iyi gençlerin kendisi çözer" demek gerekir. Siyasetçilerin gençlere verebilecekleri en büyük umut "dürüst, ahlaklı, şeffaf ve mütevazı" siyasetçi profili ile siyasete olan saygı, ve ilgiyi arttırmaktır. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nı a,racağız, "Gençlik Bakanlığı" adı altında yeni bir bakanlık kuracağız. Bakanın kendisi gerçelcten de genç olacak ve bu bakanlığın tek amacı gençleri geleceğe en iyi şekilde hazırlamak olacaktır. Gençlik Bakanlığı, diğer bütün bakanlıklan da gençler için özel uygulamalar ve projeler konusunda zorlayacak ve harekete geçirecek bir tür koordinatör bakanlık gibi olacaktır. Gençlerimizin demokrasiyi, kültürün bir unsuru olarak özümsemiş, ülkenin, toplumun ve elbette tüm insanlığın yararına düşünebilen, üretebilen özgür bireyler olarak yetişmelerini sağlamak Türkiye'nin en büyük güvencesi olacaktır. Biz gençleri hiçbir kalıba sokmaksızın, fikirleri ne olursa olsun, kendileı-ini özgürce ifade edebildikleri, geleceklerini başka bir ülkede değil, bu bereketli topraklarda gördükleri bir ülke var edeceğiz.
KADINLAR...
Kadınların eşit yurttaş olmaları erkekler tarafından bahşedilecek bir lütuf değildir. Türkiye'de kadınlara yönelik politikalar iktidarın siyaset anlayışının turnusol kâğıdıdır. AKP'nin 16 yıllık politikasının en dip noktası kendini kadınların bedenine, yaşam tazına ve değerlerine yönelik saldırılar olarak gösterdi.
Bize düşen şey kazanılmış olan hakları anayasal, yasal, idari, pratik açıdan güvenceye almaktır. Erkek egemen zihniyetin değişmesi için toplumsal seferberlik başlatmaktır. Örneğin erkek siyasetçiler kadınlara dair konuşurken "kadınlarımız" demeyi bırakmakla ilk adımı atabilirler. Kadınlar bizim değildir, kadın kadındır, bize ait değildir. Hiç "erkeklerimiz" diyen erkek siyasetçi gördünüz mü mesela?
Kadınlar eşit ve özgür olmadan toplum asla özgür olmaz. Demokrasi toplumu olamayız. Cumhuriyetimizin daha fazla demokrasi ile buluşmalı için en önemli başlıklardan biri de kadınların daha özgür ve eşit olmaları mücadelesinin başarıya ulaşmasıdır. Bu bakış açısıyla, kadınların çoğunlukta olduğu bir Cumhurbaşkanlığı yönetim mekanizması oluşturacağız. Kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz saldırılarına karşı daha sonuç alıcı idari, hukuki, kültürel tedbirler alacağız. Ancak asıl hedefimiz, şiddeti ortaya çıkaran cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek olacaktır.
Türkiye, çocuk doğurma oranlarının en yüksek, buna karşın ulaşılabilir çocuk bakım merkezlerinin en az olduğu ülkelerden biri. Bu nedenle ilk adımlardan biri olarak çocuk bakım ve eğitim merkezlerinin sayısını arttıracağız. Böylece kadınların sosyal, ekonomik ve siyasal hayatına katılımının önündeki en önemli engellerden birini ortadan kaldıracağız.
EMEKLİLER...
12 milyon emeklinin üçte ikisi hâlâ çalışıyor, Yani aslında emekli olamadılar. Bizler yaşam kalitelerini arttırarak emeklileri emekli edeceğiz. Emekli maaşı olmayan bir milyon yaşlıya, aylık 1.000 lira ödeme yapacağız. En düşük emekli maaşını 3.000 lira yapacağız. Kıdem tazminatı ve emeklilik ikramiyesini güvence altına alacağız. Böylece çalışanlar, zamanları geldiğinde emekli olmaktan imtina etmeyecekler. Bu yolla, gençlere yeni iş alanları da açmış olacağız.
Emekli olup hayatının geri kalanını dinlenerek, gezerek, okuyarak, ailesi ile zaman geçirerek tamamlayacak her insanın sahip olması gereken haklar çalışırken sahip olduklanndan kesinlikle daha fazla olmalıdır. Bu bir sadaka falan değil, emekçilerin ülke ve toplum adına yaptıklanndan dolayı hak ettikleri onurlu bir kazanımdır. Emekliler, uçaklar dâhil ulusal veya uluslararası seyahatlerden yüzde 50 indirimle yararlanacaklar. Ücretsiz sağlık hizmetini evde veya hastanede eksiksiz alacaklar. Şehir içi ulaşım, müze ziyaretleri, tarihi ören yerleri vb. ücretsiz olacak. Emekliler bütün kültürel etkinliklerden indirimli yararlanacak. Turizm Bakanlığı'nın Türkiye'nin her yerinde sağlayacağı anlaşmalı otellerde yüzde 50 indirimle tatil yapabilecek. Yerel yönetimler aracılığıyla emeklilere yönelik müzik, resim, edebiyat, el sanatlan, teknoloji, bilişim atölyeleri açılacak. Her emekli yurttaş aylık standart bir milctarda ücretsiz cep telefonu ile konuşma ve internet hakkına sahip olacak.
Emekliler sendika kurup hükümetle her yıl sosyal ve ekonomik haklar konusunda pazarlık yapma hakkına sahip olacak. Emekli olduktan sonra çalışacak yurttaşların emekli aylığından yapılan kesintiler kaldırılacak. Peki, bunlar neden yapılmalı? Çünkü onlar bu ülkeyi alınlannın teri ile var ettiler. Başka bir gerekçe lazım mı ki? Bütün bunlann kaynağı da, yandaşlara tanınan vergi aflarında, ülkeden kaçırılan paralarda, ödenen yüksek faizlerde, dev israf projelerinde, örtülü ödenek gibi kalemlerdedir.
Bunlarla birlikte, bir de Cumhurbaşkanlığının masraflarını kısarsak kaynak yeter de artar bile :) Bunların hepsini de "BEN" yaparım demiyorum, "BİZ" yaparız diyorum. Yeter ki "BİZ" olalım. Selamlar.