Dört İstanbul

Yüksel YAZICI

                                                                     Dört  İstanbul

Mizah gibi… Yıkılan Güney’deki şehirler yenilenerek dört tanesi birer İstanbul olacakmış!

Bu iktidarın çılgın projeleri çoğaldıkça çoğalıyor vallaha… Zaten bina, gökdelen, Toki sitelerinden başka bir şeyi gözleri görmüyor ki!

Vaktiyle birisi demişti ki, “Kahkannın olmadığı yerde olmam, yokum!”

İşte o söylem gibi tıpkı… Yani iktidar diyor ki:

“Rantın olmadığı yerde ben yokum!”

Ve iktidardakilerin aklına üretim müretim gelmiyor çok şükür! Varsa yoksa rant…

Üreten ve de kendi alanında tekel olan bir çok cumhuriyet kazanımından   yaklaşık 800 civarındaki fabrikalar, tesisler yabancılara ya da yandaşlara satıldı. İçlerinde öyleleri var ki, örneğin gerçekte trilyon değerinde bir tesis, ama nasıl edilmişse edilmiş ve  tufaya getirilip  bir liraya satılmış!

Bu adı konulan bir lira, nasıl ödendi o da bellisiz vallaha…

Buna batı dünyasında “at pazarlığı” deniliyor ve malını satan kişi av oluyor hiç farkına varmadan..Burada av olan ise sahipsiz olan devlet!..

Kanal İstanbul örneğin… Dağlar, tepeler yarılarak ikinci bir İstanbul Boğazı yapılacak , içinden gemiler Karadeniz’e indirilecek sözde! Henüz yapımına geçilmedi ama, Trakya bölgemizde arazisini yüksek fiatla satan satana… Ve bu arazileri alan firmalar sır gibi saklanıyor!

Neden saklanıyor, şundan…

Trakya’nın altı petrol ve bor madeni kaynıyor. Ederi de öyle milyar filan değil, yüzlerce trilyon dolar! İnsanın dudaklarını uçuklatacak bir rakam bu…

İşte Kanal İstanbul adlı çılgın projenin altında bu yatıyor! Ve birilerine peşkeş çekilerek Trakya , Anadolu’dan  ve dolayısıyla Türkiye’den koparılacak! Yani Trakya topraklarının altındaki akıl almaz hazine, işbirlikçi yöneticiler eliyle yabancılara yok fiatına uçacak!

Ve  bu da yetmiyor bizim iktidar temsilcilerine…Şimdi de yeni bir proje ortaya atıldı. Başta Diyarbakır ve Urfa olmak üzere tamamı dört Güney şehrimiz  birer yeni İstanbul  olacakmış!

Aylardır terör tezgahı kurularak yıkılan kimi şehirlerimiz  ve bu dümenle iktidarlığını sürdüren  parti, yıkımı tamamladı sayılır. Ve sıra geldi ranta… Bu parlak fikir, her zaman yapıldığı gibi  havuç olarak gösterilerek perişan olmuş cahil halkın mallar gaspedilecek!

Nasıl mı? Şöyle efendim:

Göz koydukları şehirlerin en değerli yerleri Toki eliyle lüks binalar ya da gökdelenlerle doldurulup, her şeyi yıkılmış insanların tapulu arazileri zorla elden çıkmış olacak… Ve onlar ya ülkenin daha geri bölgelerine ya da kurulacak şehirlerin en kenar mahallelerine taşınarak yurtlarından arındırılacak! Ve şimdi onlara, “şehriniz güzelleşiyor, çağdaşlaşıyor, zenginleşiyor” masalı kabul ettirilerek yapılacak bütün bunlar ne yazık!

İstanbul’un içine de böyle edildi işte… Toki eliyle ve “Kentsel Dönüşüm” dümeniyle  o kadar çok insanın canı yandı ki… Bunların bazıları hala farkında değil ve iktidarın güzel bir şey yaptığını sanarak  beklenti içindeler....  Bu zavallılar, olanları anlayana kadar Üsküdar’da sabah olacak elbet!

Oysa ki iktidarın yapması gereken, çok sayıda İstanbul değil! Olması gerekenler ise Diyarbakır’ın Diyarbakır, Urfa’nın Urfa olmasıdır.  Tabii İstanbul’ da,  böyle gider de  kalırsa eğer; tek İstanbul olarak kalmalıdır. Biz İstanbul sakinlerinin, iktidardan istediğimiz ve beklentimiz budur, şatafatlı ve akıl ötesi havuç projeler değil!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.