Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile İran arasında bölgesel konularda bazı görüş ayrılıklarının bulunduğunun bir gerçek olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki siyasi diyaloğu güçlendirmek suretiyle görüş ayrılıklarının asgariye indirilmesi, müştereklerin azamiye çıkartılmasının iki ülkenin lehine olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleşen ikili görüşme ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey oturumunun ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısı öncesinde iki ülke arasında varılan anlaşmalar, ilgili bakanlar ve bürokratlar tarafından imzalandı.
"TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİNDE VAİZİ VE CEVDET YILMAZ DEVREDE"
Konuşmasına Besmele çekerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani'ye "Aziz kardeşim" diye hitap etti. 13'sü düzenlenen İİT zirvesinden sonra bugün Ankara'da Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin Ankara'da yapıldığını söyledi. Bu toplantının aynı zamanda Ruhani'nin Türkiye'ye bir resmi ziyareti olduğunu belirten Erdoğan, "Bugünkü Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantımız üçüncü bir araya gelişimiz oldu. Sayın Ruhani başkanlığındaki İran heyeti ile ilişkilerimizi gerek dar kapsamda gerekse geniş kapsamlı olarak ele alma imkanını bulduk. Dar kapsamda bu güne kadar ne gibi adımlar attık, nerelerde eksiklerimiz var, bundan sonra ne gibi adımlar atabiliriz, bunları değerlendirme fırsatı bulduk" dedi.
Türkiye-İran ilişkilerinin daha iyi noktalara taşınması konusunda İranlı Bakan Vaizi ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ı kendileri için birer vekil tayin ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bundan sonraki süreci arkadaşlarımız yakın takibe almak suretiyle Türkiye-İran ilişkilerinde gerek siyasi, askeri, ticari, kültürel, ulaştırma alanlarında yakın takip edecekler ve bütün attığımız adımların sonuçlarını kendilerinden takip etmiş olacağız" diye konuştu.
"30 MİLYAR DOLAR HEDEFİNİ EN YAKIN ZAMANDA ATACAĞIMIZ ADIMLARLA GERÇEKLEŞTİRECEĞİMİZE İNANIYORUM"
"Türkiye-İran ilişkileri son yıllarda maalesef bir gerileme içinde" açıklamasında bulunun Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülke arasındaki 30 milyar dolar hedefi için atılan adımların yakın zamanda sonuç vereceğinin altını çizerek, "Aslında 22 milyar dolara kadar çıkmış olan ticaret hacmi maalesef bu yaptırımlar nedeniyle 10 milyar dolara kadar düşmüştü. Şimdi bunu yeniden toparlayıp, asıl hedefimiz olan 30 milyar dolardı, bu 30 milyar dolar hedefini en yakın zamanda atacağımız adımlarla gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bugün yaptığımız görüşmelerde karşılıklı yatırımlarımızı artırma yönündeki kararlılığımızı teyit ettik. Ekonomilerimizin birbirini tamamlayıcı özelliklerini göz ardı etmeden, bu özelliklerden hareketle girişimcilerimizi teşvik etmek suretiyle gerek İran'da yatırımlar, gerekse İranlı girişimcilerin Türkiye'deki yatırımları, hatta bir araya gelmek suretiyle üçüncü ülkelerde bazı yatırımlar yapmalarını teşvik etmemizin üzerinde durduk. Türk-İran ilişkilerinde işadamlarının ticarette, taşımacılıkta gümrükte ve diğer alanlarda engellerle karşılaşma dönemini sona erdirme konusunda işbirliği halindeyiz. İşadamlarımızla birlikte her kesimden insanlarımızın karşılıklı ilişkilerini güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapma hususunda mutabık kaldık. Atacağımız adımlarla Türk-İran ilişkilerinin özünün herhangi bir komşuluk ilişkisinin çok ötesinde olduğu yönündeki kanaatini somut çıktılara dönüştürmekte kararlıyız" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE İLE İRAN ARASINDA BÖLGESEL KONULARDA BAZI GÖRÜŞ AYRILIKLARININ BULUNDUĞU BİR GERÇEK"
Türkiye ve İran'ın küresel ve bölgesel düzeyde önemli ülkeler olduğunu kaydeden Erdoğan, "Hali hazırda bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunları ile bunlara bağlı olarak ortaya çıkan insani krizlerin üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekiyor. Ülkelerimizin Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizde akan kanın ve krizlerin durdurulması için gereken çalışmalara öncülük etmesi şart. Sayın Ruhani ile bu çerçevede görüş ve değerlendirmelerimizi baş başa paylaşma fırsatı bulduk. Türkiye ile İran arasında bölgesel konularda bazı görüş ayrılıklarının bulunduğu bir gerçek. Bölgede akan kanın durdurulması gerektiği konusunda hemfikir olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bölgemizdeki gelişmelere mezhepsel temelde yaklaşılmasının hiçbir fayda sağlamayacağı, bilakis yıkıcı etkileri olacağı hususunda yakın görüşlere sahibiz, bizim için belirleyici olanın İslam başlığında beraber olmamız, o noktada bir ve dayanışma içinde geleceğe yürümemizdir. Terörle mücadele özellikle uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyulduğu ve bu çerçevede teröre karşı sıfır tolerans uygulanarak, "iyi terörist, kötü terörist" ayrımı yapılamayacağı anlayışını paylaşıyoruz. Suriye ve Irak'ın toprak bütünlükleri ve siyasi birliklerinin korunması gerektiği konusunda görüş birliği içinde bulunduğumuzu gördük. Aramızdaki siyasi diyaloğu güçlendirmek suretiyle görüş ayrılıklarını asgariye indirmeyi, müşterekleri azamiye çıkarmayı sağlamamız ülkelerimizin lehinedir. Bu şekilde davrandığımızda bölgemizdeki sorunlara dışarıdan değil, yine bölge içinden çözümler geliştirilmesini sağlamamız halinde netice biran önce alacağımıza inanıyorum. Bölgenin iki önemli ülkesi olarak bizlere sorumluluk düştüğünün farkındayız. Çalışmalarımızı bu bilinçle sürdüreceğiz" açıklamasında bulundu.