İngiltere'nin köklü kulüplerinden Arsenal'de 24 yıllık başkan yardımcılığı ve Premier Lig yönetiminde üst düzey idarecilik yaparak Ada futbolunun en etkili isimlerinden biri olan David Dein, Milliyet'in sorularını yanıtladı.
Avrupa'nın en büyük ligi olarak kabul edilen Premier Lig'in bu seviyeye yükselmesinde önemli paydaşlardan olan Dein, yakın dostu Ali Koç ile beraber Bodrum Cup için geldiği İstanbul'da samimi açıklamalarda bulundu.
David Dein, bilhassa Fenerbahçe ve Ali Koç'a ayrı parantez açtı. Koç'un sarı-lacivertli kulüpte çok önemli bir değişim başlattığını ve kendisine sabır gösterilmesi gerektiğini kaydeden David Dein, "Başkan şu anda Fenerbahçe'yi düzeltiyor. Bu da zaman alacak, bir günde olmuyor" dedi.
Türk kulüplerini takip edebiliyor musunuz?
"Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe-Başakşehir maçını izledim ve eğlenceli ve tutkulu bir oyun olduğunu söylemeliyim. Çok çekişmeli ve yüksek tempoluydu. Aslında Fenerbahçe bu maçta biraz şanssızdı. Başakşehir'den daha fazla şans elde ettiler ve topa daha fazla sahip oldular ama gole çeviremediler. Sabırlı olmak gerekiyor."
The Bodrum Cup'ta da birlikte hareket ettiğiniz Ali Koç, Fenerbahçe'de başkanlığa seçildi. Sizin de yakından tanıdığınız Damien Comolli, Fenerbahçe'de göreve başladı. Bu değişimi nasıl yorumlarsınız?
"Ali Koç, Türkiye'de tanıdığım insanlar arasında çok saygı duyulan ve arzulu birisi. Fenerbahçe'ye başarı getireceğinden hiç şüphem yok. Taraftarlara buradan sakin olmaları gerektiği mesajını iletmek istiyorum. Çünkü bunlar bir anda olan şeyler değil. Takımlar zaman içinde evriliyor ve aceleci olmamak gerekiyor. Ali'nin azmi, kararlılığı ve tutkusuyla Fenerbahçe'nin başarılı olacağından eminim. Herkesin sabırlı olması gerekiyor. Aynı zamanda başkanlığı bu sene devraldığında kulübün birçok sorunu olduğunu da hatırlamak lazım. Bu onun için de kolay bir şey değil. Şu anda Fenerbahçe'yi düzeltiyor. Bu da zaman alacak, bir günde olmuyor. İnanın bana o da kazanmak istiyor. Fenerbahçe'ye çok zaman ayırıyor ve başarılı olacağından hiçbir şüphem yok."
Türk kulüplerinin Şampiyonlar Ligi seviyesinde kalmak ve istikrar yakalamak adına atması gereken adımlar nelerdir?
"İngiltere'de olanla aynısı. Her şey dönüp dolaşıp tek bir kelimeye geliyor: değerlendirme. Şampiyonlar Ligi'nde istikrar elde etmek iki faktöre bağlı. Bunun ilki gençleri yetiştirmek ve genç oyuncuları dahil etmek. Kendi yeteneğinizi kendinizin yetiştirmesi gerekiyor. Diğer yanda ise denizaşırı oyuncularla bunu desteklemeniz ve tamamlamanız gerekiyor. Hepsini bir araya getirmelisiniz. Bir de hangi oyuncuları getireceğinizin değerlendirilmesi var. Bu da teknik direktör ve baş yetenek avcısı gibi kulüple bağlantılı kişilerin becerisi."
İngiltere Premier League'nin adeta tüm dünyada en iyisi olmasındaki ana faktör nedir? Siz bu konuda İngiltere futbolu için çok önemli bir isimsiniz.
"Dünyanın en iyi statlarının bazıları burada ve kısa zamanda bir Dünya Kupası'na ev sahipliği yapabilecek durumdayız. Tottenham her an 60.000 kapasiteli yeni stadyumunun kapılarını açabilir. Aynı zamanda Everton'ın 55.000, Chelsea'nin de 60.000 kişi kapasiteli stadyumlar inşa ettiğini biliyoruz.
Bir örnek vermem gerekirse, Londra'dan İstanbul'a tam bir yenilikçi olan ve diğer havayollarının örnek olarak alması gereken Türk Hava Yolları'yla uçarken Manchester United-Newcastle maçının canlı yayınını uçaktaki ekrandan izledim.
Yönetim şekilleri değişti. Arsene Wenger kulübe geldiğinde yalnızca Arsenal'in değil, tüm İngitere'nin yönetim şeklini beslenme ve eğitim alışkanlıklarıyla değiştirdi ve her şeyi modernleştirdi. Kendi tarzında bir öncüydü."
Premier Lig'in gelişiminde de rolünüz çok büyük ve özellikle futbol kulüplerinin yönetimi konusunda bir uzmansınız. 20. yüzyılın idare şekliyle 21. yüzyıl arasında ne gibi farklar var?
"Futbolun yönetilme şekli zaman içinde gözle görülür bir şekilde değişti. 1983'te Arsenal'in Yönetim Kurulu'na katıldığımda toplam ciro 2 milyon pounddu. Şimdi ise kulübün toplam cirosu 500 milyon pound. 60 bin kişi kapasiteli yeni stadyumun sponsoru olan televizyon kanalına çok teşekkür ediyorum.
Arsenal'in bu rekabet içerisinde bir yere sahip olduğunu düşünüyorum çünkü muhteşem bir stadı, inanılmaz bir eğitim alanı ve iyi bir ekibi var. Futbol 20 veya 30 yıl önce olduğundan çok farklı. Örnek vermek gerekirse Bournemouth gibi nispeten küçük kulüpler bile televizyon hakları sayesinde sezona 100 milyon pound ile başlıyor. Yıllar önce böyle bir şey olmazdı. Premier Lig şu anda yüzde 96 doluluk ile oynuyor. Bu da Premier League'deki tüm statların tamamıyla dolu olduğu anlamına geliyor."
Arsenal'da 1983-2007 yılları arasında uzun yıllar görev yaptınız. Arsene Wenger gibi bir isimle çalıştınız. Premier League ve FA Cup şampiyonlukları gördünüz. Bugünlerde ise Arsenal bir değişimde ve kupa kazanamıyor açıkçası, neler söylemek istersiniz?
"Kulüpte 24 yıl görev aldım ve bu sürede toplamda 18 kupa kazandık. Aynı zamanda 49 maç mağlup olmayan kadro, 'Yenilmezler'i de yarattık. Özellikle yılın sonunda Arsene Wenger'in de ayrılmasının ardından kulübün bu başarıyı devam ettirebildiğini görüyor ve ilerleyen yıllarda kupa kazanmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu sezon ilk iki haftada Manchester City ve Chelsea ile maç yaptık, birkaç hafta içerisinde Liverpool ile karşı karşıya geleceğiz. Arsenal'in başarılı bir performans göstermeye devam edeceğini umuyor ve inanıyorum."
2006'da Arsenal ile Şampiyonlar Ligi finalini, 2000'de de Galatasaray'a UEFA Kupası finali kaybettiniz. Bir takımın bu elit kupaları kazanmak için nasıl bir aşamada olması lazım?
"Kupaları kazanmak, herkesin bildiği üzere önemli bir başarı. İngiltere'deki ligde 20 takım var ve 38 maç oynanıyor. Bu takımların hepsi ligde olduğu gibi kazanmak istiyor. Dolayısıyla futbol çok rekabetli ve UEFA Kupası'nın finalinde Galatasaray'a yenilmek çok üzücüydü ama her yıl denemeye devam ediyoruz."
The Bodrum Cup oldukça köklü ve geleneği olan bir turnuva. Sizin organizasyon için görüşleriniz nelerdir?
"Bu yıl The Bodrum Cup 30. yılını kutluyor. Bence bu çok önemli bir başarı çünkü yalnızca birkaç organizasyon hiç ara vermeden devam edebiliyor. The Bodrum Cup uluslararası bir deniz festivali ve Akdeniz'in en önemli yat yarışlarından birisi oldu. Organizasyon, Yunan rotalarıyla iki ülkeyi ve tüm Avrupa kıtasını bir araya getiriyor. Bu yıl The Bodrum Cup, tarihinde bir ilk olarak İstanbul'dan başlayacak. Ek olarak İstanbul ve Bodrum etaplarının da farklı isim sponsorları var. Bu yıl Four Seasons Hotel The Bodrum Cup Istanbul Challenge ve American Hospital The Bodrum Cup'ın katılımcılarını birçok aktivite bekliyor."
Avrupa'nın en büyük ligi olarak kabul edilen Premier Lig'in bu seviyeye yükselmesinde önemli paydaşlardan olan Dein, yakın dostu Ali Koç ile beraber Bodrum Cup için geldiği İstanbul'da samimi açıklamalarda bulundu.
David Dein, bilhassa Fenerbahçe ve Ali Koç'a ayrı parantez açtı. Koç'un sarı-lacivertli kulüpte çok önemli bir değişim başlattığını ve kendisine sabır gösterilmesi gerektiğini kaydeden David Dein, "Başkan şu anda Fenerbahçe'yi düzeltiyor. Bu da zaman alacak, bir günde olmuyor" dedi.
Türk kulüplerini takip edebiliyor musunuz?
"Geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe-Başakşehir maçını izledim ve eğlenceli ve tutkulu bir oyun olduğunu söylemeliyim. Çok çekişmeli ve yüksek tempoluydu. Aslında Fenerbahçe bu maçta biraz şanssızdı. Başakşehir'den daha fazla şans elde ettiler ve topa daha fazla sahip oldular ama gole çeviremediler. Sabırlı olmak gerekiyor."
The Bodrum Cup'ta da birlikte hareket ettiğiniz Ali Koç, Fenerbahçe'de başkanlığa seçildi. Sizin de yakından tanıdığınız Damien Comolli, Fenerbahçe'de göreve başladı. Bu değişimi nasıl yorumlarsınız?
"Ali Koç, Türkiye'de tanıdığım insanlar arasında çok saygı duyulan ve arzulu birisi. Fenerbahçe'ye başarı getireceğinden hiç şüphem yok. Taraftarlara buradan sakin olmaları gerektiği mesajını iletmek istiyorum. Çünkü bunlar bir anda olan şeyler değil. Takımlar zaman içinde evriliyor ve aceleci olmamak gerekiyor. Ali'nin azmi, kararlılığı ve tutkusuyla Fenerbahçe'nin başarılı olacağından eminim. Herkesin sabırlı olması gerekiyor. Aynı zamanda başkanlığı bu sene devraldığında kulübün birçok sorunu olduğunu da hatırlamak lazım. Bu onun için de kolay bir şey değil. Şu anda Fenerbahçe'yi düzeltiyor. Bu da zaman alacak, bir günde olmuyor. İnanın bana o da kazanmak istiyor. Fenerbahçe'ye çok zaman ayırıyor ve başarılı olacağından hiçbir şüphem yok."
Türk kulüplerinin Şampiyonlar Ligi seviyesinde kalmak ve istikrar yakalamak adına atması gereken adımlar nelerdir?
"İngiltere'de olanla aynısı. Her şey dönüp dolaşıp tek bir kelimeye geliyor: değerlendirme. Şampiyonlar Ligi'nde istikrar elde etmek iki faktöre bağlı. Bunun ilki gençleri yetiştirmek ve genç oyuncuları dahil etmek. Kendi yeteneğinizi kendinizin yetiştirmesi gerekiyor. Diğer yanda ise denizaşırı oyuncularla bunu desteklemeniz ve tamamlamanız gerekiyor. Hepsini bir araya getirmelisiniz. Bir de hangi oyuncuları getireceğinizin değerlendirilmesi var. Bu da teknik direktör ve baş yetenek avcısı gibi kulüple bağlantılı kişilerin becerisi."
İngiltere Premier League'nin adeta tüm dünyada en iyisi olmasındaki ana faktör nedir? Siz bu konuda İngiltere futbolu için çok önemli bir isimsiniz.
"Dünyanın en iyi statlarının bazıları burada ve kısa zamanda bir Dünya Kupası'na ev sahipliği yapabilecek durumdayız. Tottenham her an 60.000 kapasiteli yeni stadyumunun kapılarını açabilir. Aynı zamanda Everton'ın 55.000, Chelsea'nin de 60.000 kişi kapasiteli stadyumlar inşa ettiğini biliyoruz.
Bir örnek vermem gerekirse, Londra'dan İstanbul'a tam bir yenilikçi olan ve diğer havayollarının örnek olarak alması gereken Türk Hava Yolları'yla uçarken Manchester United-Newcastle maçının canlı yayınını uçaktaki ekrandan izledim.
Yönetim şekilleri değişti. Arsene Wenger kulübe geldiğinde yalnızca Arsenal'in değil, tüm İngitere'nin yönetim şeklini beslenme ve eğitim alışkanlıklarıyla değiştirdi ve her şeyi modernleştirdi. Kendi tarzında bir öncüydü."
Premier Lig'in gelişiminde de rolünüz çok büyük ve özellikle futbol kulüplerinin yönetimi konusunda bir uzmansınız. 20. yüzyılın idare şekliyle 21. yüzyıl arasında ne gibi farklar var?
"Futbolun yönetilme şekli zaman içinde gözle görülür bir şekilde değişti. 1983'te Arsenal'in Yönetim Kurulu'na katıldığımda toplam ciro 2 milyon pounddu. Şimdi ise kulübün toplam cirosu 500 milyon pound. 60 bin kişi kapasiteli yeni stadyumun sponsoru olan televizyon kanalına çok teşekkür ediyorum.
Arsenal'in bu rekabet içerisinde bir yere sahip olduğunu düşünüyorum çünkü muhteşem bir stadı, inanılmaz bir eğitim alanı ve iyi bir ekibi var. Futbol 20 veya 30 yıl önce olduğundan çok farklı. Örnek vermek gerekirse Bournemouth gibi nispeten küçük kulüpler bile televizyon hakları sayesinde sezona 100 milyon pound ile başlıyor. Yıllar önce böyle bir şey olmazdı. Premier Lig şu anda yüzde 96 doluluk ile oynuyor. Bu da Premier League'deki tüm statların tamamıyla dolu olduğu anlamına geliyor."
Arsenal'da 1983-2007 yılları arasında uzun yıllar görev yaptınız. Arsene Wenger gibi bir isimle çalıştınız. Premier League ve FA Cup şampiyonlukları gördünüz. Bugünlerde ise Arsenal bir değişimde ve kupa kazanamıyor açıkçası, neler söylemek istersiniz?
"Kulüpte 24 yıl görev aldım ve bu sürede toplamda 18 kupa kazandık. Aynı zamanda 49 maç mağlup olmayan kadro, 'Yenilmezler'i de yarattık. Özellikle yılın sonunda Arsene Wenger'in de ayrılmasının ardından kulübün bu başarıyı devam ettirebildiğini görüyor ve ilerleyen yıllarda kupa kazanmaya devam edeceğine inanıyorum. Bu sezon ilk iki haftada Manchester City ve Chelsea ile maç yaptık, birkaç hafta içerisinde Liverpool ile karşı karşıya geleceğiz. Arsenal'in başarılı bir performans göstermeye devam edeceğini umuyor ve inanıyorum."
2006'da Arsenal ile Şampiyonlar Ligi finalini, 2000'de de Galatasaray'a UEFA Kupası finali kaybettiniz. Bir takımın bu elit kupaları kazanmak için nasıl bir aşamada olması lazım?
"Kupaları kazanmak, herkesin bildiği üzere önemli bir başarı. İngiltere'deki ligde 20 takım var ve 38 maç oynanıyor. Bu takımların hepsi ligde olduğu gibi kazanmak istiyor. Dolayısıyla futbol çok rekabetli ve UEFA Kupası'nın finalinde Galatasaray'a yenilmek çok üzücüydü ama her yıl denemeye devam ediyoruz."
The Bodrum Cup oldukça köklü ve geleneği olan bir turnuva. Sizin organizasyon için görüşleriniz nelerdir?
"Bu yıl The Bodrum Cup 30. yılını kutluyor. Bence bu çok önemli bir başarı çünkü yalnızca birkaç organizasyon hiç ara vermeden devam edebiliyor. The Bodrum Cup uluslararası bir deniz festivali ve Akdeniz'in en önemli yat yarışlarından birisi oldu. Organizasyon, Yunan rotalarıyla iki ülkeyi ve tüm Avrupa kıtasını bir araya getiriyor. Bu yıl The Bodrum Cup, tarihinde bir ilk olarak İstanbul'dan başlayacak. Ek olarak İstanbul ve Bodrum etaplarının da farklı isim sponsorları var. Bu yıl Four Seasons Hotel The Bodrum Cup Istanbul Challenge ve American Hospital The Bodrum Cup'ın katılımcılarını birçok aktivite bekliyor."