Galatasaray Doğa Sigorta Erkek Basketbol Takımı'nın oyuncuları Aaron Harrison, Nigel Hayes ve Galatasaray Basketbol Şubesi Medya Sorumlusu Mete Budak, GS TV'de özel açıklamalarda bulundu.
Aaron Harrison'ın programdaki açıklamaları şu şekildeydi:
"Milli takım arasındayız, bu dönemi antrenmanlarda sıkı çalışarak geçirmek istiyoruz. Milli takım arasından sonra ligde önemli bir dönem bizi bekliyor. Bu arada hem takım olarak hem de bireysel olarak kendimizi geliştirme şansı yakaladık. Bu açıdan bakınca bizim için verimli bir ara oldu.
Geç kurulan bir takımız, aynı zamanda çok da genç bir takımız. Daha önce birbiriyle oynama şansı olmayan birçok genç oyuncudan kurulu bir takımız. Sezonun başlangıcı bizim için çok sert geçti. Birbirimize alışma süremiz uzun sürdü. Sezon başındaki o süreç bize uzan vadede faydalı da oldu açıkçası. O zorluklarla karşılaşınca sezonunun devamında yakaladığımız galibiyet serisinde bize yardımcı oldu. İnişli çıkışlı bir sezon geçirdiğimiz doğru, her geçen gün daha iyiye gitmek istiyoruz.
Amerika'dan ve ailemden ilk defa bu kadar uzak kaldım. Benim için tabi ki zor bir durum. Geçen sezon bittiğinde Amerika dışına çıkma kararımı almıştım. Galatasaray ile görüşmeye başladıktan sonra Türkiye'ye gelmem üç gün içerisinde gerçekleşti. İlk geldiğimde havalimanında bagajlarımı kaybettim, neyse ki üç gün içerisinde bagajlarımı bana ilettiler. Avrupa'ya gelmek tabi ki herkes için zor, ilk yılımda tabi ki zorlanacaktım. Galatasaray'daki deneyimim şu ana kadar çok güzel gidiyor ve bu kadar güzel şartlar içerisinde Galatasaray'da bulunduğum için minnettarım.
Fenerbahçe maçında sezon boyunca görmediğimiz bir taraftar desteği vardı. Beni kolej yıllarıma döndürdü, kolejde de bu kadar kalabalık taraftarlar önünde oynamıştım. Galatasaray taraftarı çok ünlü bir kitle. Onların destekleri mutlaka takımın oyununa etki ediyor. Umarım sezonun devamında da taraftarlarımız bize aynı desteği göstermeyi devam ederler.
Fenerbahçe maçı kolejden beri kariyerimde oynadığım en büyük maçlardan biriydi. Benim için özel bir gündü, özel bir performans ortaya koydum. Kolejde de büyük maçlarda daha iyi performanslar gösteriyordum. Bu tarz maçların atmosferini seviyorum.
Galatasaray'ı seviyorum, takım arkadaşlarımı, taraftarlarımızı, şehri ve antrenör ekibimizi çok seviyorum. Burada olmaktan dolayı da mutluyum ancak geleceğin neler getireceğini görmek için sezonun bitmesini beklememiz gerekiyor.
Şehirle alakalı hiçbir sıkıntımın olmadığını söyleyebilirim. Genelde turistik yerleri geziyorum, herkes bize gezmemiz gereken yerler hakkında tavsiyeler de bulunuyorlar. Bunun dışında da alışveriş yapmayı çok seviyorum ve İstanbul'da alışveriş yapabileceğiniz birçok yer var.
Bence Avrupa ve Amerika basketbolu arasında oyun stili anlamında çok büyük farklılıklar yok. Savunma üç saniyesi kuralına alışmam biraz zor oldu. Oyun temposu burada NBA'e göre daha düşük. Her pozisyona burada çok daha fazla önem verilerek oynanıyor. Ancak sonuç olarak Amerika'da da burada da oynadığımız oyun basketbol. Bu yüzden çok büyük farklılıklar olduğunu düşünmüyorum.
Pınar Karşıyaka'nın iyi bir taraftar kitlesi olduğunu biliyorum. Çok da iyi bir takıma sahipler, bizim için rekabetçi bir maç olacak o yüzden heyecanla bekliyorum.
Daha önce hiç futbol maçına gitmemiştim ve Galatasaray – Trabzonspor maçında inanılmaz bir atmosfer vardı. Daha önce böyle bir atmosfer yaşamamıştım. Taraftarların desteğinin takıma pozitif etki yaptığını görebiliyorduk. Benim için unutulmaz bir deneyimdi."
Nigel Hayes ise şu ifadeleri kullandı:
"Takım olarak ve bireysel olarak çok yararlı bir ara oldu. Geride kalan maçlarda kaybetmemize neden olan ufak detaylar üzerine çalışıp o hataları düzelterek daha iyiye gitmeye çalışıyoruz. Lige dönmeden önce çok sıkı şekilde antrenman yaptığımızı söyleyebilirim.
Yeni bir takım kurarken işimizin zor olacağını biliyorduk, başantrenörümüz de bize bunun zor olacağını söylemişti. Bunun bir süreç gerektireceğini, daha önce birbirimizle hiç oynamadığımızı ve birbirimizi tanımamız gerektiğini koçumuz bize her zaman söylüyordu. Takımdaki oyuncuların birbirini tanımak için zaman ihtiyacı vardı. Sezon içerisinde bence bu periyodu iyi atlattık, iyi bir takım haline geldik. Kazanmamız gereken maçları kazanmaya başladık.
Fenerbahçe maçında takım olarak çok iyi bir oyun sergiledik. Koç da o maç için takım olarak oynamamız gerektiğini ve her zaman boş şutu bulmamız gerektiğini söylemişti. Biz de maç boyunca bunu yaptık ve galibiyet ile sahadan ayrıldık. Fenerbahçe maçında takım olarak neler yapabileceğimizi herkese gösterdiğimizi düşünüyorum. Koçun bize verdiği talimatları uyguladık ve kırk dakika boyunca mücadele ederek Avrupa'nın en iyi takımlarından birine karşı sonuna kadar kafa kafaya oynadık ve sahadan galibiyet ile ayrıldık. Bu maçı biz sezon içerisinde kendimize referans olarak görüyoruz ve diğer maçlara hazırlanırken de o maçtaki oyunu tekrarlamak isteğiyle hazırlanıyoruz.
Kişisel olarak konuşmam gerekirse saha içerisinde duygularıyla hareket eden bir oyuncu değilim. Taraftarların bu yüzden oyunumu çok etkilediği olmamıştır. Ancak takım olarak bakmak gerekirse taraftarımızın desteğini bizi pozitif yönde çok etkilediğini söyleyebilirim. Daha fazla taraftarın maça gelmesinin bizim elimizde olduğunu biliyoruz. Biz iyi oynadığımız ve maç kazandığımız sürece muhakkak daha fazla taraftarımız maçlarımıza gelecektir. Onlara bize gösterdikleri destek için teşekkür ediyorum.
Benim için Türkiye'ye adapte olmak kolay oldu. Bu biraz karakterimle de alakalı, kolay adapte olabilen bir insanım. Meraklı da bir insanım, insanlarla etkileşime geçmeyi seviyorum. Türk kültürü çok geniş bir kültür ve sürekli bir şeyler öğrenmek istiyordum. Benim için adapte olmak bu yüzden çok zor olmadı. Olabildiğince entelektüel seviyemi arttırmak isteyen bir insanım, bunun için de birden fazla dil konuşabilmeniz gerekiyor. Avrupa'daki takım arkadaşlarıma baktığımda herkes iki üç farklı dil konuşabiliyor. Ben de bu konuda kendimi geliştirmek istediğim için Türkçe'yi öğrenmek istedim. Dışarıya çıktığınızda insanlarla Türkçe iletişim kurabildiğiniz zaman bu size çok büyük bir fayda sağlıyor. Yeni bir dil öğrenmenin hafızaya da çok büyük katkısı olduğu için bu konuda çaba gösteriyorum.
Takımdaki herkesin birbiriyle çok iyi iletişimi var. Takım olarak çok iyi bir kimyaya sahibiz, o yüzden herkes birbirini çok seviyor.
Basketbola başladığım dönemde kendime idol alarak aldığım oyuncunun Göksenin Köksal olduğunu söyleyebilirim. (gülerek)
Takım olarak savunma ribaundlarında ve top kayıplarında sıkıntı yaşadığımızı söyleyebilirim. Eğer bu iki konuya dikkat edersek ve topun kıymetini bilirsek maçları kazanmak için daha fazla maç kazanmak için çok daha fazla şansımız olacağını düşünüyorum.
Kurallarda bazı büyük değişiklikler var. Benim başıma bela olan kurallardan birisi sezon başında oynadığımız hazırlık maçlarından birinde yaşanmıştı. Mola almak istemiştim, ancak oyuncuların burada mola alması gibi bir durum yok. Pozisyonun devamında da panik yaparak top kaybı yaptım. Onun dışında steps kuralı burada farklı ve hakemlerin özellikle Amerikalı oyunculara bu açıdan daha çok dikkat ettiğini düşünüyorum. Onun dışında savunma üç saniyesi ve çemberdeki topa oyuncuların vurabilmesi de alışmakta zorlandığım farklı kurallar.
Sezona biraz yavaş başladığımı söyleyebilirim, o dönemde yaşadığım sıkıntıların büyük kısmı mentaldi. O sorunlarımı kafamda çözdükten sonra sezon boyunca iyi performans gösterdiğimi söyleyebilirim.
Antrenman yapmak güzel, arada olmak güzel. Çünkü hatalarınızın üzerine çalışma şansı ve kendinizi geliştirme şansı buluyorsunuz. Ancak hiçbiri maça çıkmak kadar keyifli olmuyor. Bu yüzden bu arada tabi ki basketbola olan açlığım arttı diyebilirim.
Geldiğimiz Trabzonspor maçında fantastik bir atmosfer vardı. O kadar kalabalık bir kitlenin tezahürat yapması inanılmaz bir deneyimdi. Umarım bizim maçlarımızda da aynı atmosferi yaşarız"
Aaron Harrison'ın programdaki açıklamaları şu şekildeydi:
"Milli takım arasındayız, bu dönemi antrenmanlarda sıkı çalışarak geçirmek istiyoruz. Milli takım arasından sonra ligde önemli bir dönem bizi bekliyor. Bu arada hem takım olarak hem de bireysel olarak kendimizi geliştirme şansı yakaladık. Bu açıdan bakınca bizim için verimli bir ara oldu.
Geç kurulan bir takımız, aynı zamanda çok da genç bir takımız. Daha önce birbiriyle oynama şansı olmayan birçok genç oyuncudan kurulu bir takımız. Sezonun başlangıcı bizim için çok sert geçti. Birbirimize alışma süremiz uzun sürdü. Sezon başındaki o süreç bize uzan vadede faydalı da oldu açıkçası. O zorluklarla karşılaşınca sezonunun devamında yakaladığımız galibiyet serisinde bize yardımcı oldu. İnişli çıkışlı bir sezon geçirdiğimiz doğru, her geçen gün daha iyiye gitmek istiyoruz.
Amerika'dan ve ailemden ilk defa bu kadar uzak kaldım. Benim için tabi ki zor bir durum. Geçen sezon bittiğinde Amerika dışına çıkma kararımı almıştım. Galatasaray ile görüşmeye başladıktan sonra Türkiye'ye gelmem üç gün içerisinde gerçekleşti. İlk geldiğimde havalimanında bagajlarımı kaybettim, neyse ki üç gün içerisinde bagajlarımı bana ilettiler. Avrupa'ya gelmek tabi ki herkes için zor, ilk yılımda tabi ki zorlanacaktım. Galatasaray'daki deneyimim şu ana kadar çok güzel gidiyor ve bu kadar güzel şartlar içerisinde Galatasaray'da bulunduğum için minnettarım.
Fenerbahçe maçında sezon boyunca görmediğimiz bir taraftar desteği vardı. Beni kolej yıllarıma döndürdü, kolejde de bu kadar kalabalık taraftarlar önünde oynamıştım. Galatasaray taraftarı çok ünlü bir kitle. Onların destekleri mutlaka takımın oyununa etki ediyor. Umarım sezonun devamında da taraftarlarımız bize aynı desteği göstermeyi devam ederler.
Fenerbahçe maçı kolejden beri kariyerimde oynadığım en büyük maçlardan biriydi. Benim için özel bir gündü, özel bir performans ortaya koydum. Kolejde de büyük maçlarda daha iyi performanslar gösteriyordum. Bu tarz maçların atmosferini seviyorum.
Galatasaray'ı seviyorum, takım arkadaşlarımı, taraftarlarımızı, şehri ve antrenör ekibimizi çok seviyorum. Burada olmaktan dolayı da mutluyum ancak geleceğin neler getireceğini görmek için sezonun bitmesini beklememiz gerekiyor.
Şehirle alakalı hiçbir sıkıntımın olmadığını söyleyebilirim. Genelde turistik yerleri geziyorum, herkes bize gezmemiz gereken yerler hakkında tavsiyeler de bulunuyorlar. Bunun dışında da alışveriş yapmayı çok seviyorum ve İstanbul'da alışveriş yapabileceğiniz birçok yer var.
Bence Avrupa ve Amerika basketbolu arasında oyun stili anlamında çok büyük farklılıklar yok. Savunma üç saniyesi kuralına alışmam biraz zor oldu. Oyun temposu burada NBA'e göre daha düşük. Her pozisyona burada çok daha fazla önem verilerek oynanıyor. Ancak sonuç olarak Amerika'da da burada da oynadığımız oyun basketbol. Bu yüzden çok büyük farklılıklar olduğunu düşünmüyorum.
Pınar Karşıyaka'nın iyi bir taraftar kitlesi olduğunu biliyorum. Çok da iyi bir takıma sahipler, bizim için rekabetçi bir maç olacak o yüzden heyecanla bekliyorum.
Daha önce hiç futbol maçına gitmemiştim ve Galatasaray – Trabzonspor maçında inanılmaz bir atmosfer vardı. Daha önce böyle bir atmosfer yaşamamıştım. Taraftarların desteğinin takıma pozitif etki yaptığını görebiliyorduk. Benim için unutulmaz bir deneyimdi."
Nigel Hayes ise şu ifadeleri kullandı:
"Takım olarak ve bireysel olarak çok yararlı bir ara oldu. Geride kalan maçlarda kaybetmemize neden olan ufak detaylar üzerine çalışıp o hataları düzelterek daha iyiye gitmeye çalışıyoruz. Lige dönmeden önce çok sıkı şekilde antrenman yaptığımızı söyleyebilirim.
Yeni bir takım kurarken işimizin zor olacağını biliyorduk, başantrenörümüz de bize bunun zor olacağını söylemişti. Bunun bir süreç gerektireceğini, daha önce birbirimizle hiç oynamadığımızı ve birbirimizi tanımamız gerektiğini koçumuz bize her zaman söylüyordu. Takımdaki oyuncuların birbirini tanımak için zaman ihtiyacı vardı. Sezon içerisinde bence bu periyodu iyi atlattık, iyi bir takım haline geldik. Kazanmamız gereken maçları kazanmaya başladık.
Fenerbahçe maçında takım olarak çok iyi bir oyun sergiledik. Koç da o maç için takım olarak oynamamız gerektiğini ve her zaman boş şutu bulmamız gerektiğini söylemişti. Biz de maç boyunca bunu yaptık ve galibiyet ile sahadan ayrıldık. Fenerbahçe maçında takım olarak neler yapabileceğimizi herkese gösterdiğimizi düşünüyorum. Koçun bize verdiği talimatları uyguladık ve kırk dakika boyunca mücadele ederek Avrupa'nın en iyi takımlarından birine karşı sonuna kadar kafa kafaya oynadık ve sahadan galibiyet ile ayrıldık. Bu maçı biz sezon içerisinde kendimize referans olarak görüyoruz ve diğer maçlara hazırlanırken de o maçtaki oyunu tekrarlamak isteğiyle hazırlanıyoruz.
Kişisel olarak konuşmam gerekirse saha içerisinde duygularıyla hareket eden bir oyuncu değilim. Taraftarların bu yüzden oyunumu çok etkilediği olmamıştır. Ancak takım olarak bakmak gerekirse taraftarımızın desteğini bizi pozitif yönde çok etkilediğini söyleyebilirim. Daha fazla taraftarın maça gelmesinin bizim elimizde olduğunu biliyoruz. Biz iyi oynadığımız ve maç kazandığımız sürece muhakkak daha fazla taraftarımız maçlarımıza gelecektir. Onlara bize gösterdikleri destek için teşekkür ediyorum.
Benim için Türkiye'ye adapte olmak kolay oldu. Bu biraz karakterimle de alakalı, kolay adapte olabilen bir insanım. Meraklı da bir insanım, insanlarla etkileşime geçmeyi seviyorum. Türk kültürü çok geniş bir kültür ve sürekli bir şeyler öğrenmek istiyordum. Benim için adapte olmak bu yüzden çok zor olmadı. Olabildiğince entelektüel seviyemi arttırmak isteyen bir insanım, bunun için de birden fazla dil konuşabilmeniz gerekiyor. Avrupa'daki takım arkadaşlarıma baktığımda herkes iki üç farklı dil konuşabiliyor. Ben de bu konuda kendimi geliştirmek istediğim için Türkçe'yi öğrenmek istedim. Dışarıya çıktığınızda insanlarla Türkçe iletişim kurabildiğiniz zaman bu size çok büyük bir fayda sağlıyor. Yeni bir dil öğrenmenin hafızaya da çok büyük katkısı olduğu için bu konuda çaba gösteriyorum.
Takımdaki herkesin birbiriyle çok iyi iletişimi var. Takım olarak çok iyi bir kimyaya sahibiz, o yüzden herkes birbirini çok seviyor.
Basketbola başladığım dönemde kendime idol alarak aldığım oyuncunun Göksenin Köksal olduğunu söyleyebilirim. (gülerek)
Takım olarak savunma ribaundlarında ve top kayıplarında sıkıntı yaşadığımızı söyleyebilirim. Eğer bu iki konuya dikkat edersek ve topun kıymetini bilirsek maçları kazanmak için daha fazla maç kazanmak için çok daha fazla şansımız olacağını düşünüyorum.
Kurallarda bazı büyük değişiklikler var. Benim başıma bela olan kurallardan birisi sezon başında oynadığımız hazırlık maçlarından birinde yaşanmıştı. Mola almak istemiştim, ancak oyuncuların burada mola alması gibi bir durum yok. Pozisyonun devamında da panik yaparak top kaybı yaptım. Onun dışında steps kuralı burada farklı ve hakemlerin özellikle Amerikalı oyunculara bu açıdan daha çok dikkat ettiğini düşünüyorum. Onun dışında savunma üç saniyesi ve çemberdeki topa oyuncuların vurabilmesi de alışmakta zorlandığım farklı kurallar.
Sezona biraz yavaş başladığımı söyleyebilirim, o dönemde yaşadığım sıkıntıların büyük kısmı mentaldi. O sorunlarımı kafamda çözdükten sonra sezon boyunca iyi performans gösterdiğimi söyleyebilirim.
Antrenman yapmak güzel, arada olmak güzel. Çünkü hatalarınızın üzerine çalışma şansı ve kendinizi geliştirme şansı buluyorsunuz. Ancak hiçbiri maça çıkmak kadar keyifli olmuyor. Bu yüzden bu arada tabi ki basketbola olan açlığım arttı diyebilirim.
Geldiğimiz Trabzonspor maçında fantastik bir atmosfer vardı. O kadar kalabalık bir kitlenin tezahürat yapması inanılmaz bir deneyimdi. Umarım bizim maçlarımızda da aynı atmosferi yaşarız"