Galatasaray'ın önemli isimlerinden Garry Rodrigues, Faslı top cambazı ve eski futbolcu Soufiane Touzani'nin Youtube kanalına bir röportaj verdi.
Garry Rodrigues, verdiği röportajında kariyerinin ilk yıllarından, Galatasaray'da yaşadığı şampiyonluğa kadar birçok önemli anıyı anlattı.
İşte Garry Rodrigues'in Soufiane Touzani'ye verdiği röportajın öne çıkan bölümleri...
''Hikayem burada Sparttan 20 Kulübü'nde başladı. Sonra ise Sparta Kulübü'nde her şey ciddileşmeye başladı. Orada altyapıda oynuyordum. Leroy Fer ve Wijnaldum gibi oyuncularla tanışmıştım. U 18 takımlarından sonra Feyenoord benimle ilgilendi ve sonrasında oradaki U10 takımına alındım.''
''Her şey ondan sonra başlamıştı. Çok mutluydum. Kendimi Feyenoord stadına çok yakın hissediyorum. Orada krallar gibi hissediyordum ama bu sevincim pek de uzun sürmedi. U16 takımından gönderildim. Sezon yarısında bana değişmem gerektiğini söylediler. Disiplin ve mantalite açısından. Antrenmanlara gecikiyordum, okulda başarısızdım. Ben de kendimi anlayamıyordum. Ergenlik çağındaydım. En yetenekli oyuncu benim diye düşünüyordum, disiplin ne ki diyordum. Ayrıldığım gün ağladım ve neden ben diye düşündüm.''
''16 yaşımda bir yıllığına Portekiz'e taşındım. Her şeyi geride bırakıp babamla gittik. Orada futbolcu olan bir amcam vardı. 17 yaşımda Sporting'de antrenmanlara başladım. Beni 2. ligden bir takıma yolladılar. Amacım Sporting'e geri dönmekti ama olmayınca ben de Hollanda'ya döndüm.''
''POSTACILIĞI BIRAKIP, 'ARTIK GELMEYECEĞİM' DEDİM''
''Futbolcu olmak istediğimi her zaman biliyordum, inancımı hiç kaybetmedim ve buna hep inandım.''
''Hollanda'ya döndükten sonra evdeydim, okula gitmiyordum ve aileme yardımcı olmak istiyordum. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Yaşım ilerlemişti. Evde ödenmesi gereken faturalar vardı. Ben de işe başladım. Gece vardiyası olan bir iş. Bir yıl dişimi sıktım. Bunu anlatırken gururlanıyorum.''
''Boshuizen Kulübü'nde yeniden canlandım. 25 gol, 22 asist yaptım. Tekrar bir yerden başlamam gerekiyordu. Sonra beni izlemeye geldiler. Orada herkes beni tanıyordu. Daha sonra ADO'ya transfer oldum. 1+1 yıllık sözleşme imzalamıştım. Ben sadece profesyonel futbol dünyasına geri dönmek istiyordum. Postacılığı bırakıp, 'Artık gelemeyeceğim' demiştim.''
''Oradan hemen Dordrecht'e kiralandım. Bana şans verilmemişti. Çok öfkelenmiştim. Çünkü ufak da olsa bir şans hak ettiğimi düşünüyordum. Ama ben her daim oynamak istiyordum ve bu Dordrecht'te mümkündü. Sonra Levski Sofia'ya transfer oldum. Ailem ve arkadaşlarım, 'Gitme sakın. Maaşını vermezler, orada yok olacaksın' gibi sözler söylüyordu. Fakat herkese yaptığım seçimin arkasında olduğumu söyledim. Sofia'ya gidip, oradan yükselmeyi hedeflediğimi söyledim.''
''REAL MADRID MAÇINDA RONALDO'NUN FORMASINI ALDIM''
''Sonra İspanya'ya kiralandım, Elche'ye. Kulübü tanımıyordum, İspanya'da ilk senemdi. Orada çok şey öğrendim. İspanya'da müthiş bir futbolcu oldum. O zamanlar maçlardan önce uyuyamazdım. Çünkü çok önemli bir maça çıkacağımı, önemli oyunculara karşı oynayacağımı biliyordum. Barcelona maçında Dani Alves'e karşı oynamıştım. Real Madrid maçından sonra Ronaldo'nun formasını aldım. Formasını değiştirmek isteyen çok oyuncu vardı ama o ''Ben formayı Yeşil Burun Adalı Garry'e söz verdim'' demiş. Maç sonrası formasını verdi. O formayla bize 3 gol atmıştı. İspanya'dan sonra PAOK'a gittim. Çok güçlü bir Rus sahipleri var. Kendisini tanıyorsunuzdur, silahla sahaya girmişti. Tam bir Rus.''
''Sonra ise Cimbom geldi. Cimbom gelince titremeye başlarsın. Galatasaray güzel bir kulüp. Cimbom'un geldiğini duyduğumda, yani Türkiye ve Avrupa'nın büyük kulüplerinden. Wesley, Nigel, Donk oradaydı. Harika ve büyük oyuncular oradaydı. Önceki yıllarda Poldolski oynamıştı. Galatasaray kapını çaldığında artık daha fazla düşünmenin anlamı yoktur.''
''Galatasaray'a geldiğimde kulübe ve oyunculara aşırı saydım vardı. Bu her zaman doğru bir yaklaşım olmayabilir. Sonuçta nerede oynadığının farkında olmayan oyuncular da var. Ben PAOK'tan geldim ve kendimi kanıtlamam gerekiyordu. Bunu başaracağıma da inanıyordum. Ocak ayında transfer oldum ve alışmam gerekiyordu. Arada bir oyuna giriyordum. Bruma vardı, driplingleri çok iyi. Sneijder ve Yasin Öztekin vardı. Tecrübeli bir takım.''
''ŞAMPİYON OLUNCA GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM''
''4,5 yıllığına imzalamıştım. İlk yarım senemi alışmakla geçirdim. İkinci sezon %100 olmak istiyordum. Yani geçen sezon. Şampiyon olduk. En önemlisi de buydu. Şampiyonluk şarkımın sözleri çok güzeldi 'Artık gerçek oldu'. Hayatımda yaşadığım onca olaydan sonra şampiyonluk yaşama hayalim ilk kez Galatasaray ile gerçek oldu. Şampiyon olduğumuzda gözyaşlarımı tutamadım. Çok değerli bir an. Çok özel bir andı.''
Garry Rodrigues, verdiği röportajında kariyerinin ilk yıllarından, Galatasaray'da yaşadığı şampiyonluğa kadar birçok önemli anıyı anlattı.
İşte Garry Rodrigues'in Soufiane Touzani'ye verdiği röportajın öne çıkan bölümleri...
''Hikayem burada Sparttan 20 Kulübü'nde başladı. Sonra ise Sparta Kulübü'nde her şey ciddileşmeye başladı. Orada altyapıda oynuyordum. Leroy Fer ve Wijnaldum gibi oyuncularla tanışmıştım. U 18 takımlarından sonra Feyenoord benimle ilgilendi ve sonrasında oradaki U10 takımına alındım.''
''Her şey ondan sonra başlamıştı. Çok mutluydum. Kendimi Feyenoord stadına çok yakın hissediyorum. Orada krallar gibi hissediyordum ama bu sevincim pek de uzun sürmedi. U16 takımından gönderildim. Sezon yarısında bana değişmem gerektiğini söylediler. Disiplin ve mantalite açısından. Antrenmanlara gecikiyordum, okulda başarısızdım. Ben de kendimi anlayamıyordum. Ergenlik çağındaydım. En yetenekli oyuncu benim diye düşünüyordum, disiplin ne ki diyordum. Ayrıldığım gün ağladım ve neden ben diye düşündüm.''
''16 yaşımda bir yıllığına Portekiz'e taşındım. Her şeyi geride bırakıp babamla gittik. Orada futbolcu olan bir amcam vardı. 17 yaşımda Sporting'de antrenmanlara başladım. Beni 2. ligden bir takıma yolladılar. Amacım Sporting'e geri dönmekti ama olmayınca ben de Hollanda'ya döndüm.''
''POSTACILIĞI BIRAKIP, 'ARTIK GELMEYECEĞİM' DEDİM''
''Futbolcu olmak istediğimi her zaman biliyordum, inancımı hiç kaybetmedim ve buna hep inandım.''
''Hollanda'ya döndükten sonra evdeydim, okula gitmiyordum ve aileme yardımcı olmak istiyordum. Bir şeyler yapmam gerekiyordu. Yaşım ilerlemişti. Evde ödenmesi gereken faturalar vardı. Ben de işe başladım. Gece vardiyası olan bir iş. Bir yıl dişimi sıktım. Bunu anlatırken gururlanıyorum.''
''Boshuizen Kulübü'nde yeniden canlandım. 25 gol, 22 asist yaptım. Tekrar bir yerden başlamam gerekiyordu. Sonra beni izlemeye geldiler. Orada herkes beni tanıyordu. Daha sonra ADO'ya transfer oldum. 1+1 yıllık sözleşme imzalamıştım. Ben sadece profesyonel futbol dünyasına geri dönmek istiyordum. Postacılığı bırakıp, 'Artık gelemeyeceğim' demiştim.''
''Oradan hemen Dordrecht'e kiralandım. Bana şans verilmemişti. Çok öfkelenmiştim. Çünkü ufak da olsa bir şans hak ettiğimi düşünüyordum. Ama ben her daim oynamak istiyordum ve bu Dordrecht'te mümkündü. Sonra Levski Sofia'ya transfer oldum. Ailem ve arkadaşlarım, 'Gitme sakın. Maaşını vermezler, orada yok olacaksın' gibi sözler söylüyordu. Fakat herkese yaptığım seçimin arkasında olduğumu söyledim. Sofia'ya gidip, oradan yükselmeyi hedeflediğimi söyledim.''
''REAL MADRID MAÇINDA RONALDO'NUN FORMASINI ALDIM''
''Sonra İspanya'ya kiralandım, Elche'ye. Kulübü tanımıyordum, İspanya'da ilk senemdi. Orada çok şey öğrendim. İspanya'da müthiş bir futbolcu oldum. O zamanlar maçlardan önce uyuyamazdım. Çünkü çok önemli bir maça çıkacağımı, önemli oyunculara karşı oynayacağımı biliyordum. Barcelona maçında Dani Alves'e karşı oynamıştım. Real Madrid maçından sonra Ronaldo'nun formasını aldım. Formasını değiştirmek isteyen çok oyuncu vardı ama o ''Ben formayı Yeşil Burun Adalı Garry'e söz verdim'' demiş. Maç sonrası formasını verdi. O formayla bize 3 gol atmıştı. İspanya'dan sonra PAOK'a gittim. Çok güçlü bir Rus sahipleri var. Kendisini tanıyorsunuzdur, silahla sahaya girmişti. Tam bir Rus.''
''Sonra ise Cimbom geldi. Cimbom gelince titremeye başlarsın. Galatasaray güzel bir kulüp. Cimbom'un geldiğini duyduğumda, yani Türkiye ve Avrupa'nın büyük kulüplerinden. Wesley, Nigel, Donk oradaydı. Harika ve büyük oyuncular oradaydı. Önceki yıllarda Poldolski oynamıştı. Galatasaray kapını çaldığında artık daha fazla düşünmenin anlamı yoktur.''
''Galatasaray'a geldiğimde kulübe ve oyunculara aşırı saydım vardı. Bu her zaman doğru bir yaklaşım olmayabilir. Sonuçta nerede oynadığının farkında olmayan oyuncular da var. Ben PAOK'tan geldim ve kendimi kanıtlamam gerekiyordu. Bunu başaracağıma da inanıyordum. Ocak ayında transfer oldum ve alışmam gerekiyordu. Arada bir oyuna giriyordum. Bruma vardı, driplingleri çok iyi. Sneijder ve Yasin Öztekin vardı. Tecrübeli bir takım.''
''ŞAMPİYON OLUNCA GÖZYAŞLARIMI TUTAMADIM''
''4,5 yıllığına imzalamıştım. İlk yarım senemi alışmakla geçirdim. İkinci sezon %100 olmak istiyordum. Yani geçen sezon. Şampiyon olduk. En önemlisi de buydu. Şampiyonluk şarkımın sözleri çok güzeldi 'Artık gerçek oldu'. Hayatımda yaşadığım onca olaydan sonra şampiyonluk yaşama hayalim ilk kez Galatasaray ile gerçek oldu. Şampiyon olduğumuzda gözyaşlarımı tutamadım. Çok değerli bir an. Çok özel bir andı.''