Türkiye’de gündem andan ana değişiyor… Artık olanları izleyebilmek dahi sorun olmaya başladı. Çünkü bir olay bitmeden yenisi tezgaha konuluyor ki, her biri öncekinden daha bir tumturaklı!
Özetle anlaşılıyor ki, doğada beklendiği gibi siyasette de çok sıcak bir yaz geçireceğiz.
Son olanlar gerçekten büyük ve artık hiç kimseye şaşırtıcı da gelmiyor. Görevi pamuk ipliğine bağlı olan Başbakan Davutoğlu’nun elinden bazı yönetim hakları alınıp tırpanlandı ve bir anlamda tüyleri yolunmuş kaza döndürüldü.
Zaten ta başından beri kendisinde bulunan o hakları hükümsüz gibiydi aslında… Her kullanılışında sarayın işine gelmiyorsa engelleniyordu. Bu durum giderek sıklaşınca da, yine sarayın partiye talimatı ile sayın Davutoğlu’nun imkanları budandı ve tam anlamıyla cıscıbıllak bırakıldı.
Siyaset böyle bir şey!
Yani siyaset her an tepe-taklak olabilecek ihtimallerle örülüdür her zaman... Bakmayın parti yönetimindekilerin zaman zaman gülücükler içinde kol kola olduklarına! Hepsi değilse de tamamına yakını birbirlerine gülerken, içlerinden diş gıcırdattıkları herkesçe bilinmektedir ve asıl garabet ise, bu durumun hoş karşılanmasıdır.
Son olaylara gösteriyor ki iktidar partisinin yakında genel kurula gideceği ve yeni bir başbakanın seçileceği aşikar! Binali Yıldırım, medyada ilk aday olarak gösterilmeye çalışılıyorsa da, benim sanıma göre bu isim Mustafa Şentop ya da İsmet Sezgin olabilir. Daha da gerçeğini söylersek yeni başbakanın cumhuriyet öncesindeki damat Ferit örneğinde olduğu gibi damat Berat Albayrak’ın yapılma şansı daha bir yüksektir. Şimdilerde bu iki isim yıpratılmasın diye ağızlara alınmıyor elbet! Fakat galiba sarayın istemi budur ve hiç kuşku yok ki yerine getirilecektir. Çünkü AK Parti, diğer partiler gibi liderinin izni olmadan bir başka aday çıkarmasına olanak yoktur!
Evet… İktidarın baş adamları siyasetin cilvesi nedeniyle birbirlerine greko-romen tarzında böyle arkadan dolanırlarken, ülke içinde ve dışında oluşan alevler ise çoğalmayı sürdürüyor.
Terör, en büyük baş belası elbet!.. Durdu duracağı da yok bu gidişle! Daha PKK terör örgütünün pisliği temizlenmeden, çok başlı yılan olan İşid belası da başını kaldırıp sınırlarımızı ve sabrımızı yoklamaya başladı bile…
Dolayısıyla da, komşumuz halindeki bu kanlı terör örgütü; hemen hemen her gün roket atışlarıyla güneydeki şehirlerimizi tehdide yöneldi ve dozajını artırarak da devam ediyor. Şu ana kadar 20 civarında yurttaşımızın ölümüne sebep olan bu kanlı örgüte karşı yapabildiğimiz fazla bir şey de yok üzgünüm ki!
Düşürülen Rus uçağı nedeniyle artık o bölgedeki sınır ötesine uçaklarımızın girememesi ve terör örgütüne gerekli olan darbenin vurulamaması… Yani koalisyon savaş uçakları İncirlik’ten kalkıyor istedikleri yerleri vurup kalktığı yere geri dönüyor, fakat bizim uçaklarımız sınırı iki santim dahi aşamıyor! İçler acısı bir durum kısacası…
Ve kanlı terör örgütü, gözünü Kilis ile çevresine dikmiş, o bölgedeki halkı tedirgin etmeye devam ediyor. Sahip olduğu camilerde Kilis’in kilise ile özdeşleştirilerek, can almaya gözü dönmüş militanlarına hutbelerle hedef gösteriyor. Ki anlaşılacağı üzere böylelikle İşid’in son hedefinin Türkiye olacağı netleşiyor gibi…
Özetle yakın süreçlerin, sınır bölgemizde nasıl sıcak çatışmalara sahne olacağı hesaplanamıyor bile… Hele ki, başkanlık ayağına HDP yakın süreçte tamamen çökertilir, kaynamakta olan MHP’de muhalif hareketi taraflı mahkemeler yoluyla bastırabilirse ve arkasından da en kısa süreçte bir baskın seçim oluşursa seyreyleyin siz gümbürtüyü! Çünkü o arada terör, içte ve dışta hayli kazanımlar elde etmiş olabilir ve yurt içinde tam bir kaosun başlayabileceği sır değil!
Ya bunların tersi olursa? Yani HDP, yapılacak bir erken seçimde CHP’yi destekleyip MHP’deki muhalifler genel kurulu yapabilirse, görünen manzara baştan-başa değişecektir. Çünkü MHP’nin desteği olmayan bir Ak Parti zorlanabilir. Ki, zaten böyle bir ahvalde post kapma telaşı ortaya dökülecek, ardından da birbirlerine gireceklerdir.
Neden derseniz, şundan:
Denizin bittiği ve görünen ilk kara parçasının hemen önünde yüce divan ışıklarının yanıp söndüğü bir kabustan öte, gerçek! Ve bugüne kadar bir arada tutan dikişler, çok ayyuka çıkmamış olsa da patlamaya başladı. Ki, iç kaynama biraz daha ilerlerse, sökülen yerlerin yeniden dikiş tutması pek olası görülmüyor!
Unutmamak gerekir ki devletlerin de insanlar gibi yaşam planları vardır ve İlahi adalet er-geç yerini bulacaktır. Esen kalınız…
NOT: 14-15 ve 21-22 Mayıs günleri 8. Kocaeli Fuarı bünyesindeki
“Oneol Yayınevi”nde kitaplarımı imzalayacağım, tüm okurlarımı bekliyorum.