Kılıçdaroğlu: Faizleri Yüzde 1’e İndiren Kanunu Getir, Destek Vereceğim

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikayetçi. Ee indirin kardeşim. Siz faizleri indirdiniz de CHP olarak biz engel mi olduk....

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikayetçi. Ee indirin kardeşim. Siz faizleri indirdiniz de CHP olarak biz engel mi olduk. Bak Meclis'e getir bir kanun, kanun teklifi ver, faizler yüzde 1'i geçemez de, vallahi destek vereceğiz. Faizleri yüzde 1'e indiren kanunu getir, destek vereceğim kardeşim" dedi.

-"SEN BAŞBAKAN DEĞİL MİSİN?"-

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:

"İş kazalarında Avrupa birincisiyiz, dünyanın da üçüncüsüyüz iş kazalarında.

Bana diyorlar ki mağdurlara neden sahip çıkıyorsun? Ben zalime mi sahip çıkayım.

İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır.

Türkiye'yi tefeci faizden ancak CHP kurtarır.

Sayın Başbakan dert yanıyor. Sen başbakan değil misin? Sen neden şikayet ediyorsun?

-"FAİZLERİ YÜZDE 1'E İNDİREN KANUNU GETİR, DESTEK VERECEĞİM"-

Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikayetçi. Ee indirin kardeşim. Siz faizleri indirdiniz de CHP olarak biz engel mi olduk. Bak Meclis'e getir bir kanun, kanun teklifi ver, "faizler yüzde 1'i geçemez" de, vallahi destek vereceğiz.

Getirir mi, getiremezler, abileri izin vermez.

Faizleri yüzde 1'e indiren kanunu getir, destek vereceğim kardeşim.

Devlette ciddi bir yönetim boşluğu var, yönetemiyorlar.

Ne kadar faiz ödemiş vatandaş, 8 yıl 8 ayda tüketici kredisi ve kredi kartları dolayısıyla bankalara ödenen faiz 255 milyar 462 milyon lira. Tefeciye ödenen hariç.

Bu iktidar döneminde 14 yılda ödenen faiz devletin ödediği faiz 692 katrilyon lira.

-"BUNLARIN VALLAHİ YATACAK YERİ YOK"-

Bunların vallahi yatacak yeri yok.

Son bir haftada Türkiye Cumhuriyeti bir terör örgütüyle ilişkili konuma getirildi.

-"BİR CUMHURBAŞKANI BİR TERÖR ÖRGÜTÜYLE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ İLİŞKİLENDİRMİŞTİR"-

İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir cumhurbaşkanı bir terör örgütüyle Türkiye Cumhuriyetini ilişkilendirmiştir.

Yarın şimdi kalkıp da Türkiye Cumhuriyetine El Nusra'ya niye destek verdiniz diye soru soracaklar mı, soru soracaklar. O silahları TIR'larla kime gönderiyordunuz, işte itiraf gayet açık ve net, El Nusra'ya gönderiyordu, cihatçı gruplara gönderiyordu, neden, Müslümanları biri birine kırdırmak için. Müslüman kanını Ortadoğu'da akıtmak için. Bunların vallahi yatacak yeri yok.

-FRANSA'DAKİ OHAL'İ ANLATTI-

Fransa Dışişleri Bakanı geldi Türkiye'ye.

Fransa'daki OHAL yetkisi hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermiyor. Bizde bu yetkiyi veriyor.

Fransa'daki OHAL uygulaması keyfi değil. Biz de OHAL yetkisi aldılar, sadece olağan hal dönemini değil, dönemin ötesini de düzenleyen kanunlar çıkardılar.

Fransa'daki OHAL yetkisi kitlesel gözaltı tutuklama yetkisi vermiyor. Bizde binlerce kişiyi tutukladılar.

Necmiye Alpay 12 Eylül döneminde de hapisteydi, şimdi de hapiste. Bu döneminde 12 Eylül döneminden hiçbir farkı yoktur.

Aslı Erdoğan niye hapse atıyorsunuz?

Binali Bey'e söyledim. Bu kadar gazeteciyi bu kadar akademisyeni hapse atarsanız Türkiye'de darbe oldu lafına kimseyi inandıramazsınız. Tam tersine evet Türkiye'de darbe oldu, darbeyi AKP yaptı, gazetecileri, aydınları, öğretmenleri, öğrencileri hapse attı.

Gücü garibanlara yetiyor.

CHP iktidarında sizi öğrencilerinizle buluşturacağım.

Bütün bunların üzerine bir de AKUT çıktı. Ya bir dernek gönüllü insanlardan oluşuyor bu dernek. Onu da yakaladılar. Sizi de yargılayacağız, neden, cumhurbaşkanına hakaretten. Nasuh Bey'i aldılar önce savcıya, tutuklama istemiyle, neyse kontrollü olarak serbest bırakıldı. Akıl sır ermiyor. "

Taksim Manifestosunun 10. Maddesini okuyan CHP Genel Başkanı şöyle dedi:

"Bunu Yenikapı'da da söyledim.

Kinle, öfkeyle, intikam duygusuyla insanlar yargılanamazlar.

Demokrasi askıya alınarak darbeyle mücadele edilmez.

TBMM devre dışı bırakılarak darbeyle mücadele edilmez.

Ama bunlar aynı menzile giden iki farklı yapıydı. Yani aynı hedefi güdüyorlardı. Kendi aralarında kavga ettiler. Atamalara bakın bu atamaları kim yaptı.

Size bir örnek vereceğim.

3. sınıf emniyet amiri B.A.

1999 yılında bunu Fetullahçı olduğuna dair 15 kişilik listede yer alan emniyet amiri.

5 Mart 2005'te Sayın Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanıyken Telekominakasyon İletişim Başkanlığını kuruyor. Bu başkanlığın en önemli dairesi dinlemelerle ilgili dairesini teknik daire başkanlığına bu B.A'yı getirmek istiyorlar. Ama bir sorun var. Dönemin Cumhurbaşkanı izin vermiyor. Meclis'e bir kanun getiriyorlar. Diyorlar ki Telekominakasyon İletişim Başkanlığına ve teknik daire başkanlığına yapılacak atamalarda cumhurbaşkanı imzası olmaz. B. A'yı o dairenin başına getiriyorlar. Şimdi bu kişi 8 Eylül 2016'da tutuklandı. Kimi kimi kandırdı, kim ne yaptı, kim FETÖ terör örgütünün hamisi konumundaydı. Özel kanunu size kim çıkarttı? Sevgili Binali Yıldırım bu soruları sana soruyorum. Sen Ulaştırma Bakanıydın. Bunların arasında aslında simbiyotik bir ilişki var yani biri birinden beslenen bir ilişki var.

Sevgili Binali Yıldırım'a soruyorum, neleri istediler de siz neleri verdiniz? Biz bunu öğrenmek istiyoruz.

Sayın Hilmi Özkök dedi ki biz daha önce hükümeti uyardık, yapmayın etmeyin dedik.

Binali Bey bundan son derece rahatsız.

Sayın Başbakan'ın konuşmasından anlıyoruz ki bir yapının terör örgütü olup olmadığına devlet aleyhine çalışıp çalışmadığına, devletin güvenlik raporlarına bakarak değil, AKP ile olan ilişki durumuna bakılarak karar veriliyor.

Terör faaliyetinin başladığı gün 17 Aralık'tır diyor. 17 Aralık silahlı bir eylem değil. 17 Aralık'ta ne vardı, ayakkabı kutularından çıkan paralar vardı, 700 bin liralık kol saati vardı. Niye peki 17 Aralık'ı milat olarak alıyorlar. Kendi yolsuzluklarını kapatmak için alıyorlar. Asla kapatmayacağız.

17 Aralık'ta aynı menzile gittiğiniz, işbirliği ve güç birliği yaptığınız FETÖ ile ortaklığınızın bozulmasıdır aslında 17 Aralık.

Bu yapının başındaki kişi Pensilvanya'dan 12 Eylül 2010'da anayasa referandumu dolayısıyla şöyle diyordu, "İmkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda evet oyu kullandırmak lazım, onu diyor.

Erdoğan ne diyordu, Erdoğan okyanus ötesine teşekkürler…" (ANKA/SON)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri