CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "HDP'nin bir Türkiye partisine dönüşmesini isteriz. HDP'nin PKK'ya karşı açık ve net tavır almasını isteriz. HDP'nin terör örgütü PKK'ya karşı, "evet bu bir terör örgütüdür ve terör örgütü lanetlenmelidir" diye açıklama yapmasını isteriz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bilkent Üniversitesi Genç Hukukçular Kulübü'nün "Gündeme Dair" etkinliğinde öğrencilerin sorularını cevapladı. "Partide PKK sempatizanlarının barınmasına neden izin veriyorsunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Böyle bir şey yok. Sosyal medyada zaman zaman yazılır çizilir böyle bir şeyimiz yok. Ben Sayın Davutoğlu'na üç soru sordum. Dedim ki, Saray'ın maliyeti kaç lira? Yanıtını ben almış değilim. Oysa hepimiz vergi veriyoruz. 256 bin dolar nereye gitti? Hep bizi suçluyorlar. Siz PKK'lılarla işbirliği yapıyorsunuz diye. Hiç yapmadık. Hayatımızda da hiç yapmadık. Her zaman söyledik. PKK bir terör örgütüdür. IŞİD bir terör örgütüdür. Her yerde her zaman söyledik bunu. Teröre karşı ortak tavır almak zorundayız. Terörün sağı solu olmaz. Katil katildir. Katilin sağcısı, solcusu olmaz diye. Bize yakın bize uzak terörist mi olur. Her beraber karşı çıkmak durumundayız. Ben Davutoğlu'na üçüncü soru olarak şu soruyu sordum, sizin milletvekillerinizden terör örgütlerinin taziyesine giden var mı? İki AKP milletvekili gitti biliyorum. İsmini açıklasın. Hiçbir CHP milletvekili çıkıp PKK terör örgütüdür değildir demedi asla ama AKP milletvekillerinden çıkıp televizyona "PKK IŞİD bir terör örgütü değildir" diye açıklama yaptılar. Ama biz suçlanıyoruz. Biz terörle mücadele yapılmasını elbette isteriz" yanıtını verdi.
"PKK TAZİYESİNE SEZGİN BEY HİÇ KATILMADI"
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun sürekli PKK taziyelerine katılmasıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hiçbir PKK taziyesine katılmadı. Sosyal medya yazıyor bunları. Bizim bir partilimizin il başkanımızın çocuğu ölmüştü. Onun cenazesine gidiyor bu bizim partilimiz. Onun dışında PKK taziyesine Sezgin Bey hiç katılmadı. Dolayısıyla Sezgin Bey her yerde ve her ortamda PKK'nın bir terör örgütü olduğunu söylemiştir, söylemeye de devam edecektir. Üstelik bunu yaparken daha Diyarbakır Baro Başkanıyken bunu söylemiştir. Bırakın CHP'ye gelmeyi" diye konuştu.
"HDP'NİN PKK'YA KARŞI AÇIK VE NET TAVIR ALMASINI İSTERİZ"
CHP'nin HDP ile ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "HDP'nin bir Türkiye partisine dönüşmesini isteriz. HDP'nin PKK'ya karşı açık ve net tavır almasını isteriz. HDP'nin terör örgütü PKK'ya karşı "Evet bu bir terör örgütüdür ve terör örgütü lanetlenmelidir" diye açıklama yapmasını isteriz. Bizim dışımızda bir siyasi partidir. Bütün siyasi partiler terör konusunda gayet açık net mesajlar vermeli. Teröre asla izin verilmemelidir" dedi.
"NEREDEN ELİT OLDUM BEN"
İç ve Doğu Anadolu'da CHP'ye karşı dinsiz, elitist gibi önyargıları nasıl kıracaklarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bir siyasal partinin dini olmaz. Din insanlar içindir. Tüzel kişilerin dini olmaz. Merkez Bankasının dini var mı? Başbakanlığın dini var mı? Yok ama hepimizin inançları var. Dolayısıyla inancın siyasete konu edinmemesi gerekir. Müslümanlık çok mükemmel bir din. Kimse kimsenin inancıyla uğraşamaz. Din kutsal bir alandır. O nedenle siyasete konu olmaz. Ama birileri özellikle yapıyor bunu. Bunun eleştirisi tek sözcülükle yapılabilir, ahlaksızlıktır bu. Elitist, sanki elit olmak suçmuş. Niye siz üniversiteyi okuyorsunuz? Elit demek seçkin, okumuş yazmış, dünyayı sorgulayan demektir. Keşke hepimiz böyle olabilsek. Belli sözcükler yeteri kadar geniş kitleler tarafından bilinmediği için elitist damgası alınıyor. Keşke hepimiz seçkin olabilsek. Kendi hayatıma bakıyorum ben. Geldiğim aile belli. Anadolu'da kuş uçmaz kervan geçmez bir köyde doğdum ben. Annem okuma yazma bilmezdi elitist olan annem. 7 kardeşten üniversiteye giden sadece benim. Sınavlara girdim kazandım. Devletin en önemli makamlarında görev yaptım. Nereden elit oldum ben. Aristokrat bir aileden gelsek diyecekler ki, bunlar aristokrat bir aileden geliyorlar. Öyle bir aileden de gelmiyoruz. Bana bu imkanı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Cumhuriyet sağolsun diyorum. Cumhuriyeti sevmemin nedeni bu zaten. Yoksa biz nereden gelecektik. Hepimiz Cumhuriyete şükretmeliyiz. Neremiz elitist bende merak ediyorum."
Dokunulmazlıklar konusunda çok dikkatli olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kürsü dokunulmazlığı hariç, milletvekilinin siyaset yapabileceği, düşüncesini ifade edebileceği, içeride ve dışarıda bundan ötürü yargılanmamalı. Onun dışında hırsızlık yaptı, yolsuzluk yaptı, adam öldürdü bunların parlamentoda ne işi var. Bunların sorgulanması ve milletvekilliğinin düşmesi lazım. Bu konudaki bir teklifimizi Sayın Davutoğlu'na verdik. Sayın Davutoğlu geçen gün açıklama yapıyor. "Şah dedik mat oldular" diye. Sanki birimizde düşüneceğiz Davutoğlu gerçekten Başbakan. Kendimize güveniyorsak demokrasiye inancımızı her ortamda savunuyorsak bedel ödemekten çekinmeyiz. Biz bedel ödemezsek kim ödeyecek bedel. Sokaktaki vatandaşa mı ödeteceğiz" ifadelerini kullandı.
"Yapılan son seçimlerden sonra hala kendinizi başarılı olarak görüyor musunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Başarının kıstası şu seçimde şu kadar oy almak değil, iktidar oluyorsanız başarılısınız. İktidara gelemiyorsanız başarıyı yeteri kadar göstermemişsiniz demektir. İşin doğrusu budur. Ayrıca ben hiçbir zaman şu kişi genel başkan adayı olacak bunu partiden atalım ayağını kaydıralım diye düşünce içine girmedim. İsteyen arkadaş genel başkanlığa aday olabilir" diye konuştu.
"TERÖR SUÇLARI YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ DIŞINDA"
HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili soruya Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Anayasanın 83.maddesinde milletvekili dokunulmazlığı var. yasama dokunulmazlığı, kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılsın. Diğer dokunulmazlıklar kalksın. Bunu HDP'liymiş, AKP'liymiş, MHP, CHP'liymiş hiç bu ayrımı yapmadan objektif kural getirirsiniz herkesi kapsar. HDP milletvekilleriyle ilgili olarak da AKP toplumu yanıltıyor. Eğer bunlar terör suçu işliyorlarsa terör suçu dokunulmazlık kapsamında değil. Balyoz davalarını, Ergenekon davalarını hatırlıyorsunuz değil mi? Terör suçu nedeniyle hiçbirisinin dokunulmazlığına bakmadılar. Hepsini hapse attılar. Milletvekilleri dahil. Bunların suçu terör kapsamındaysa neden toplumu meşgul ediyorlar. Hukuk var, yasa var, anayasa da var. Terör suçları yasama dokunulmazlığının dışında. Amaç aslında dokunulmazlıkları kaldırmak mı değil mi toplumu oyalamak mı?"
"26-27 MART'TA MISIR'A HEYET GÖNDERİYORUZ"
Türkiye'nin komşularıyla da barış içinde olması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Daha önce Mısır'a bir heyet göndermiştik, şimdi ikinci bir heyeti 26-27 Mart'ta Mısır'a gönderiyoruz, Mısır ile ilişkilerimizi düzeltmek istiyoruz. Kesinlikle bütün komşularımızla barış içinde yaşamak zorundayız. Bunu sağlayabilirsek Türkiye'de daha önemli avantajlar sağlayabiliriz. Suriye ile Mısır'la, İran'la, Irak'la, Libya ile ilişkileri düzeltecek tek parti biziz" dedi.
"Erdoğan'ın sert üslubuna neden aynı şekilde karşılık vermiyorsunuz" sorusuna Kılıçdaroğlu, "En sert tepki veren benim. Benim verdiğim sert tepki kadar hiçbir lider vermiş değil. Ahlaktan, namustan, şereften söz ettim, daha ne söyleyeyim, bana söyleyin. Namusu ve şerefi üzerine yemin eden birisi sözünü tutmazsa, ben o kişinin namus ve şeref kavramını sorgulayamaz mıyım? Ben bunu sorguladım diye Türkiye'nin 81 ilinde hakkımda şikayette bulunuldu. Ben suç işlemiyorum, namus ve şeref kavramının ne kadar değerli olduğunu anlatıyorum" ifadelerini kullandı.
En son hangi sanatçının konserine gittiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Fazıl Say'ın konserine gittiğini aktardı. "Fuat Avni'nin kim olduğunu biliyor musunuz?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Soruyu soran bana söylerse ben de mutlu olurum. Bir grubun bu ad altında tweet attığını düşünüyorum" şeklinde konuştu.