Anayasa Mahkemesi, Gezi Parkı olaylarının yöneticisi olduğu iddiası ile 2017 yılında tutuklanan Osman Kavala'nın avukatlarının, hak ihlali olduğuna dair yaptığı başvuruyu oy çokluğuyla reddetti. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararında hiçbir hukuki gerekçe olmadığını söyleyen Habertürk yazarı Nagehan Alçı, daha önceki süreçlerde AYM'ye dizdiği övgüler için pişmanlık duyduğunu belirterek, ''Okuyucularımdan özür dilerim, yanılmışım'' dedi.
Alçı'nın, Anayasa Mahkemesinin kararını hukuksuz bulduğunu belirttiği yazısından satır başları:
''HAKİKATİN ÜSTÜNÜ ÖRTERİZ''
Tüm okurlarımdan özür dilerim. Yanılmışım. Biz köşe yazarları doğru söylediğimiz ve haklı çıktığımız noktaları vurgulamayı çok severiz. Eğer tespitlerimizin isabetli olduğu netleşirse bundan büyük haz duyar ve bunu da tekrar tekrar ifade etmeye bayılırız. Fakat söylediklerimiz doğru çıkmazsa ve tespitlerimiz yanlışlanırsa da bu hakikatin üstünü örteriz. Bu gerçeği yok sayarız. Ben kendi adıma bu riyakârlığı reddediyorum ve bugün siz okurlarımla ciddi şekilde yanıldığım cümlelerimi paylaşmak istiyorum.
''SİZLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM''
Ben 2 Mayıs 2019'da bu köşede aynen şöyle yazmıştım: ''Zühtü Arslan başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi kurumunun 2019-23 döneminde vereceği kararlarla Türkiye'yi özgürlükçü hukuk devleti olma rotasına doğru çekeceğine kalpten inanıyorum." Sadece bu cümle de değil mesele. Geriye doğru son üç senelik arşivim incelendiğinde sık sık benim Zühtü Arslan ile Anayasa Mahkemesi'ni öven ve savunan satırlarıma rastlayabilirsiniz. Evet, sevgili okurlarım bu satırları kaleme aldığım için sizlerden özür diliyorum. Hepinizin huzurunda itiraf ediyorum ki ben bu cümleleri köşemde ifade ederken yanlış yapmış ve yanılgı içine düşmüşüm.
''GÜVENMİŞ VE İNANMIŞTIM''
Temennilerini tespit olarak yazıp sürekli yanılan ama bunu itiraf edemeyip bugün iyice marjinalleşen Babıali gazetecilerinden farksız hissediyorum kendimi bu ve benzeri cümlelerimi okuyunca. Tek farkım o eski kuşak gazeteciler yaptıkları hataları ve yanlışları hala itiraf edemiyorlar. Ben ise kabul ediyorum. Bir gazeteci temennilerini tespit diye yazmamalı ama ben yazmışım. Zühtü Arslan ve Anayasa Mahkemesi'ne güvenmiş ve inanmıştım çünkü.
NAZLI ILICAK VE AHMET ALTAN KARARLARINA BENZETTİ
Anayasa Mahkemesi'nin dünkü Osman Kavala kararından sonra artık bu yazdıklarımın tam tersinidüşünüyorum. Türkiye'nin özgürlükçü demokratik hukuk devletine yönelmesi sürecine Zühtü Arslan ve AYM'nin herhangi bir önemli katkı yapacağına artık inanmıyorum. Anayasa Mahkemesi raportörünün Kavala konusunda ortaya koyduğu metni okudum. Evrensel hukuka ve adalete son derece uygun ve gayet ikna edici argümanlara sahipti. Fakat buna rağmen Anayasa Mahkemesi bu başvuruyu reddetti. Tıpkı Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan kararlarını reddettiği gibi. Kavala ve Altan kararı oy çokluğuyla Ilıcak kararı ise oybirliğiyle reddedildi.
ANAYASA MAHKEMESİNE SORDU
En başta iyi tanıdığım bir hukukçu olan Sayın Zühtü Arslan'a ve tüm Sayın AYM üyelerine sormak istiyorum: Anayasa Mahkemesi'nin görevi devleti mi korumak ve kollamaktır? Yoksa toplumsal hiçbir gücü olmasa bile bu ülkede yaşayan bireyleri mi korumaktır? Hukuk hangisine tekabül eder?
''ÜLKEMİZ HİÇBİR ZAMAN HUKUK DEVLETİ OLMADI''
Devletin zaten kendisini koruyacak çok güçlü kurumları var. Ordusu var polisi var istihbaratı var. Bireylerin ise kimsesi yok. Kimsesizlerin kimsesi olması gereken yer mahkemelerimizdir. Hukukçularımızdır… Bu satırları yazarken çok üzgünüm ama hakikat bu. Ülkemiz hiçbir zaman hukuk devleti olmadı. Hep devletin hukuku geçerli oldu.
NE OLMUŞTU?
1 Kasım 2017'de tutuklanan iş insanı Osman Kavala hakkında hem 15 Temmuz hem de Gezi eylemleri nedeniyle soruşturma yürütüldü. Kavala hakkındaki 15 Temmuz dosyası ile ilgili işlem yapılmadı ancak Gezi eylemlerinin organizatörü olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturmadan dava açıldı. Kavala, diğer Gezi sanıkları ile birlikte 24 Haziran'da mahkeme önüne ilk kez çıkacaktı.
Kavala, tutuklu olarak soruşturulurken, "tutuklama tedbirinin hukuki olmaması, soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması ve tutukluluk incelemelerinin hakim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapılması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği" iddialarıyla ilgili Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu.
Anayasa Mahkemesi 1. Bölümü, dosyayı 3 Nisan'da görüştü ve Genel Kurul'a sevkine karar verdi. AYM Genel Kurul bugünkü oturumunda Kavala'nın dosyasını karara bağladı. Yüksek Mahkeme 1 Kasım 2017'den beri tutuklu yargılanan Osman Kavala'nın başvurusunu oy çokluğuyla reddetti.