Eğitim Bir Sen Genel Merkezi tarafından Adil Gür Araştırma Şirketine 31 ilde, öğretmen, veli ve öğrenciler arasında toplam 6 bin 55 kişiyle yüz yüze yaptırılan "Kılık kıyafet" araştırmasının sonuçları Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu tarafından açıklandı. Sofuoğlu, araştırma sonuçlarının da serbest kıyafet uygulamasının daha fazla kabul gördüğünü belirtti.
Eğitim Bir Sen Manisa Şube Başkanı Mehmet Emin Sofuoğlu Manisa Öğretmenevi Toplantı Salonunda Yönetim Kurulu üyelerinin de katılımıyla bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi tarafından A&G Araştırma Şirketi'ne yaptırılan "Kılık ve Kıyafet Araştırması'nın sonuçlarının dün açıklandığını hatırlatan Sofuoğlu, "Araştırma Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Çankırı, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Isparta, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Niğde, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Trabzon, Van ve Zonguldak'ta, 3 bin 12 öğretmen, bin 563 veli, 8. sınıf ve üzeri bin 480 öğrenciyle, toplamda 6 bin 55 kişiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirilmiştir." dedi.
Araştırma sonuçlarına göre serbest kıyafet uygulamasının, genç ve eğitimli velilerle genç öğretmenler tarafından daha fazla kabul gördüğüne dikkat çeken Sofuoğlu, "25 yaşın altındaki öğretmenlerin yüzde 66,3'ü, 26-44 yaş arası öğretmenlerin ise yüzde 64,6'sı serbest kıyafet istiyor. "Fikrim yok" diyenler dikkate alınmadığında, öğretmenlerin yüzde 57,3'ü, velilerin yüzde 54,1'i öğretmenlere uygulanan zorunlu kılık ve kıyafet serbestliğinin kaldırılması halinde öğretmenlerin bunu suistimal etmeyeceklerini düşünüyor. Öğretmenlerin yüzde 54,7'si, uygulanan kılık ve kıyafet zorunluluğunun özgürlüğü kısıtlayıcı olduğunu düşünürken, velilerin yüzde 35,6'sı, öğrencilerin ise yüzde 47'si öğretmenin özgürlüğünü kısıtladığını söylemişlerdir. "Bu bir hak ihlali mi" sorusuna da benzer oranlarda cevaplar verilmiştir." diye konuştu.
ÖZGÜVEN GETİRECEK
Öğretmenlerin yüzde 30,6'sının serbest kıyafet uygulamasının öğretmenlerin kendine olan güvenini getireceğini düşündüğünün ortaya çıktığını ifade eden Sofuoğlu şunları söyledi: "Bunu, yüzde 22,9 ile derslere konsantrasyonun, yüzde 20,9 ile motivasyonun, yüzde 11,4 ile ders başarısının artacağı düşüncesi takip ediyor. Ayrıca öğretmenlerin yüzde 34,8'i yürürlükte olan kılık ve kıyafet uygulamasının iklim ve mevsim şartlarına uygun giyinmeye imkan sağlamadığını dile getiriyor. Öğretmenlerin yüzde 26,1'i, öğrencilerin yüzde 17,6'sı, velilerin ise yüzde 16'sı öğretmenlere uygulanan kılık ve kıyafet zorunluluğunun kaldırılmasının öğrencinin başarısını olumlu etkileyeceğini söylemiştir. Öğrencilerin yüzde 23,5'i, serbest kıyafet giymesi durumunda öğretmeniyle iletişiminin daha da artacağını düşünüyor. Araştırmanın sonuçları, talebimizin, sadece üyelerimiz değil, toplum tarafından da kabul gördüğünü ortaya koymaktadır. Yetkililerden, toplumsal bir talebe dönüşen kılık ve kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesi konusunda bir an önce adım atmalarını bekliyor ve istiyoruz."
BU SİSTEMDE ÖĞRETMEN NASIL ÖRNEK OLUR?
"Kılık-kıyafeti, tutum ve davranışları sınırlanmış, nasıl giyineceğine bile başkalarının karar verdiği bir meslek mensubu, bu sistem içerisinde öğrencisine nasıl örnek olacaktır?" diye soran Sofuoğlu açıklamasını şöyle tamamladı:
"Öğrenme, bir etkileşim ise, etkileşim de, daha çok rol model olan öğretmenlerin tutum ve davranışları ile şekilleniyorsa, kendisinin giyim kuşamına bile karar verme noktasında özgür bırakılmayan çalışanlarımız öğrencilerine nasıl model olacaklar? Kurulduğumuz tarihten bu yana, aradan geçen 24 yıllık sürede hep mazlum ve mağdurların yanında, yasakların, yasakçıların karşısında olan bir sendika olarak, tarihinde topluma hep örnek olmuş, sınıfta lider, öğrenen ve kendisini sürekli geliştirmek zorunda olan öğretmenlerimizin giyim kuşamına da kendisinin karar vermesi için uzun süredir mücadele veriyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, gerek misyonlarının gerekse mensuplarının toplumun en eğitimli kesimi olmaları dolayısıyla topluma önderlik rollerinin de gereği olarak, ense tıraşı, saç, sakal, favori, bıyık, tırnak uzunluğu, kot vb. pantolon gibi antidemokratik dayatmalar içeren 1982 model darbe ürünü köhne kılık-kıyafet yönetmeliği değiştirilinceye kadar mücadele etmeye kararlıyız. Çünkü hiçbir hak, uğrunda mücadele verilmeden elde edilemez. Geçmişte yasakçılara, dayatmacılara karşı nasıl mücadele ettiysek, bugün hakkımız olan ve yaşadığımız hayatın bir gereği olan serbest kıyafet için de verdiğimiz mücadeleyi, gösterdiğimiz çabayı sürdürüyoruz."