Sevgili okurlarım, Sanat nedir konusu tarih boyunca çok tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu hususu bir şekilde irdelediğimizde, Neye sanat denir sözcük anlamı yanında, sanatçı kimdir ifadesini de irdelememiz gerekmektedir. Çünkü bir eserin hangi durumlarda sanat eseri olup olmadığı o zaman anlaşılmış olur.
Sanat Nedir? Sözünün sözlük anlamına baktığımızda, sanatın bir duygu ve ya bir düşüncenin en güzel ve en estetik haliyle görsel ve işitsel bir maddede vücut bulması olarak tarif edilmektedir.
Daha doğrusu sanatın var olması ise yaratıcısına, yani sanatçısına bağlıdır. Bir eserin ortaya çıkarılması için sanatçının hayal gücünün önemi büyük yer tutmaktadır. İnsanlık tarihine bakıp sorguladığımızda, gördüğümüz o dur ki ilk insandan günümüze kadar geçen zaman içinde sanat adına hayal gücü çok yüksek olan insanların, ilk çağlardan itibaren maddeye hükmettikleri ve şekil verdikleri görülmektedir. Ortaya çıkarılan sanatın estetiğinin yanı sıra, yaşadığı toplumun özelliğini de taşımış olmasıdır. Sanatın estetiğini ortaya koyan kişinin yaşadığı milletin (toplumun) zekâsını, hayat felsefesini, ahlak, nizamının maddi ve manevi duygu ve isteklerini kapsar. Kısacası sanat, toplumun gerçek değerlerinden doğar ve gelişir. Bu nedenle sanatın toplumun dışında olabileceği düşünülemez.
İnsanlığın yaşam süreci boyunca geçirdiği evrimlerini, yaşam biçimleriyle birlikte yaşama bakışlarını sanat biçimi bakımından ortaya koymaktadır. Gelişmişliğin devamı süresince, sanatında farklı biçimlerde ortaya çıktığı görülmektedir.
Sanatçıya gelince, sanatçıda herkesin düşündüğünü farklı şekilde duyan, gören, hisseden, düşünen ve yorumlayandır. Hatta görülmeyeni gören ve olmayanı bulandır.
Kısaca sanatçı belli kalıplar içinde düşünülmemelidir. Çünkü sanatçı estetik duygularının dışa yansımasını sağlayan kişidir. Bir kişinin sanatçı olabilmesi için o kişinin sanat duygusuna sahip olması gerekir. O duygu ve düşüncelerini yaptıklarıyla birlikte başkalarına öğretmesi ve iletmesi yoluyla kendini topluma mal etmiş olur.
Sanatla ilgili gelişmeler içinde sanatın çeşitliliği de ortaya çıkmış olur. Bu çeşitliliği bir nizamı sıralama içinde ele alacak olursak:
Pratik sanatlar: Bu sanat dalında demircilik, marangozluk, aşçılık ve dokumacılık vs. gibi dalların girdiğini görmüş oluruz.
Güzel sanatlar: Duygu ve düşüncelerin çizgilerle, boyalar ve seslerle anlatılması yoluyla geliştirilir. Bu tür hallerin ruhta heyecan yaratmasıyla amacına ulaşır.
Edebiyat: Dilimizde var olan sözcüklerle yapılan güzel sanat dalına girmektedir. Hikâye, roman ve şiir güzel sanatlar içinde yer almaktadır.
Müzik: şiir ve başka türlü seslerin melodi haline getirilmesiyle estetik kazandırılma sonucu oluşur.
Heykel: Hayalimizde canlandırmış olduğumuz varlıklardan çamuru, taşı, odunu ve maden gibi maddeleri kullanarak çeşitli şekiller verilmesi sonucunda, ortaya çıkarılma sanatıdır.
Mimar: Yapı ve donatım bakımından gelişmişlik gösteren konut, tapınak, anıt gibi yapıların güzel görümünü sağla sanatıdır.
Resim: Duyguların çizilerek, kazınarak kalıcılığının sağlanması sanatıdır.
Tiyatro, bale ve opera: İşitsel ve görsel sanatların karışımından oluşmaktadır.
Fotoğraf ve sinema: Bu sanat dalı, görsel sanatların bir parçası durumundadır.
Buraya kadar sanat nedir ve sanatçı kime denir üzerinde düşüncelerimi ifade etmeğe çalıştım. Bu düşüncemin haricinde Sanat eserleri nelerdir diye sorgulamak gerekiyor.
Bana göre sanat eserleri insanın duygu, düşünce ve hayal dünyamızı geliştiren eserlerdir. Bu verilerin tamamına sanat eserleri adları verilmektedir.
Birkaç örnek verecek olursam: Görsel (plastik), Fonetik ve dramatik (ritmik) sanatlar olarak üçe ayrılmaktadır. Sanat eserlerinin amacı, insanların duygu ve düşünceleri açığa çıkarmasıdır. Aynı zamanda, her devrin yaşam tarzını ifade etmesidir. Sanat, kalıcılığıyla birlikte, özgün ve evrenseldir. Bu tür sanat eserlerine her koşulda sahip çıkılması hepimizin görevi ve vazifedir.
Mürsel ADGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair