Güzel bir organizasyon güzel bir şehir. Anadolu Yayıncılar Derneği'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile birlikte Ordu'da düzenlediği Kültür Turizm ve Medya Kurultayı Programı dahilinde Ordu'yu, bu güzel şehri tanıma fırsatım oldu. Tarih boyunca kültür ve medya ayrı ayrı insanlık tarihinde çığır açan kilometre taşı oldu. Biri sanat diğeri medya. Toplumların ilerlemesine kapı açtılar her daim. İşte bu iki lokomotif Ordu'da bir araya geldi. Ordu'nun gözdesi Boztepe'nin zirvesindeki otelde gerçekleşen toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Vali Seddar Yavuz, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, ünlü yönetmen Osman Sınav, protokol mensupları, belediye başkanları, Türkiye'nin birçok ilinden gelen yayıncılar ile yerel medya temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi.
KARADENİZ'İN SAHİL KENTİ
İşte bu muhteşem programın yapıldığı Ordu, Karadeniz kıyısında, büyükşehir statüsünde bir şehir. 1920 yılında, bağlı olduğu Trabzon'dan ayrılarak il, 2013'te ise büyükşehir belediyeli bir vilayet oluyor. 1963-64 yıllarında yapılan kazılarda ilk yerleşimin M.Ö. 15 bin yıllarında başladığına dair kalıntılara rastlanmış. Tarih boyunca bölgeye Kimmerler, Miletliler, Persler, Makedonyalı İskender, Pontuslar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar hakim olmuş. Günümüzde ise Karadeniz bölgemizin bir sahil kenti olarak haritadaki yerini alıyor.
SİSİN AZİZLİĞİNE MARUZ KALDIK
2 gün sürecek programın ilk günü, Ordu Havalimanı'na sis nedeniyle iniş-kalkış yapılamadığı için etkinlikler yapılamadı. Katılımcılar ancak Trabzon veya Samsun Havaalanı'nı kullanarak gelebildiler. (Ben de dahil) Bu konuda organizasyon ekibi bir hayli yoruldu, ama bana göre değdi.
MASALSI GÖRÜNTÜYLE ÇARPILDIM ADETA
Benim uçağım gece indiği için ilk girişte bir şey göremedim. Ancak sabahın ilk ışıklarıyla odanıza dolan kuş cıvıltıları adeta "Günaydın, hoş geldin " diyordu. O cıvıltıların geldiği pencereye gittiğimdeyse gözlerim kamaştı adeta. Sisin vadiyi doldurduğu bir sis denizi, tepede kalan yeşil bir çizginin yarattığı masalsı görüntüyle çarpıldım adeta. Bu nasıl bir görüntüydü Allah'ım ? Benim bildiğim sis bana hep çocukluğumda kirliliği, boğucu bir havayı hatırlatırdı. Sisin eşsiz bir doğa güzelliği yarattığına ilk defa şahitlik ettim .
"YEŞİLİN VE MAVİNİN ALABİLDİĞİNCE GÜZELLİĞİNE HAYRAN KALDIK"
Kahvaltıdan sonra topluca şehir merkezine gittik. Otobüsümüz bayır aşağı indikçe gözümüze çarpan yeşilin ve mavinin alabildiğince güzelliğe hayran kaldık. Her virajın ardından bir başka tablo misali manzarayla karşılaştık.
"İNSANIN İÇİNE HUZUR VERİYOR ADETA"
Sonra ilk durağımız Ordu'nun en büyük yerel televizyonu, Altaş TV'nin stüdyolarını ziyaret ettik. Birçok ulusal tv kanalına gıpta ettiren modern stüdyosu muhteşem bir bahçe içinde bulunuyor. Bahçede bizi bir süre misafir ettiler. Tabi ki yeşilin her tonu burada da bizi karşıladı. Ayrılmak istemedik doğrusu. Sonrasında şehirde kısa bir tur atıyoruz, tertemiz denizi bir çizgi çizen bisiklet yolu ve tesislerden arındırılmış ferah parkları insanın içine huzur veriyor adeta.
YEMYEŞİL DAĞLARIYLA BİR DE ÜNYE VAR
Programdan sonra , hiç vakit kaybetmeden Ünye'ye hareket ettik. Yemyeşil dağlar eşliğinde nasıl geçti 1 buçuk saatlik yol anlamadık. Ünye'nin misafirperver halkını ise bir yere mutlaka not edin derim. Herkesi beklediklerini söylediler.
GÖRDÜĞÜM MANZARA KORKUYU UNUTTURDU BANA
Ertesi gün program bittiğinde ve hava biraz daha açıldığında bize gelirken sürekli tavsiye edilen teleferiğe bindik. Çok fazla teleferik görmemiş biri olarak önceleri biraz tereddüt ettim. Ancak bindikten sonra teleferik Boztepe'ye doğru yol aldıkça gördüğüm manzara korkuyu unutturdu bana .
KUŞLAR, RENKLER VE TABİ Kİ DENİZ...
Ordu'yu kuş bakışı gören Boztepe'ye doğru ağır ağır ilerleyen teleferikten geride bıraktığı şehir, kuşlar, renkler, ve tabi ki denizi izliyoruz hayran hayran. Ama bu rüya gibi yolculuk sadece 8 dakika sürüyor.
ŞİMDİ ÇAYINIZI ALIN VE DOĞANIN DANSINI İZLEYİN
Teleferikle şehri kuş bakışı gören Boztepe'nin zirvesine çıkıyoruz. Burada yer yer restoranlar, doğa sporları yapabileceğiniz ATV'ler var. Restoranlardan birine geçip çayımızı alıyoruz ve şehri izlemeye koyuluyoruz. Doğa adeta izlendiğini bilircesine size göz kırpıyor. Yeşil ve mavi birleşiyor, gökyüzünden akıp gelen sisle birleşiyor. Kah sis hafif aralanıyor, denizin mavisi gösteriyor yüzünü, kah kaybolup gidiyor beyazlık içinde derya. Bazen beyaz bir örtü gibi hafif hafif dağların yamaçlarına çıkıyor, sonra bir bakıyorsunuz ki yeşil dağların yamaçlarından yeşiller akıp gülümsemiş size. Dalıp dalıp gidersiniz.. Alıp alıp götürür sizi.. Sonra bir bakarsınız yüreğinizde bir sevimli bir kıpırtı, yüzünüzde gayri ihtiyari bir tebessüm… O nasıl bir terapi öyle?...
Serra Timur/ Haberler.com
Fotoğraflar: Halit Tunç