HAKKARİ (İHA) – Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yüksekova'daki savaşın nedeninin hendek ve barikat olmadığını söyledi.
Sümbül Mahallesi'nde bulunan otogarın konferans salonunda düzenlenen HDP Hakkari İl Başkanlığı 1. Olağanüstü Kongresi'ne HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da katıldı. Kongrenin yapılacağı alanın çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, kongre salonu posterler ve HDP bayrakları ile donatıldı. Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Kendi topraklarımızda AKP hükümetinin başlattığı savaşın ağırlığı altında kongremizi gerçekleştiriyoruz. Bizler hem Hakkari milletvekili olduğumuz dönemde de hem de 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri sonrasında demokratik siyaseti tercih ettik. Türkiye'de yaşayan ve kendini ezilmiş olarak hisseden herkesin ortak partisi olarak kurduğumuz HDP, herkes için büyük bir şans haline geldi. Partimize en büyük destek, nüfusunun tamamına yakınının Kürt olduğu şehirlerde çıktı. Bu çok anlamlıdır. Fakat bunun kıymetini anlamadılar. Ankara'da Erdoğan ve Davutoğlu şebekesi ve çetesi, Kürt halkının Türkiye'ye uzattığı barış ve dostluk elini tutmak yerine, HDP'nin o kıymetini anlamak yerine 7 Haziran'dan bu yana bir vahşet politikalarını yürütüyorlar. Davutoğlu, faşizmin sloganını haykırıyor. Tek dil, tek millet faşizmin sloganıdır. Davutoğlu ve Erdoğan yıllardır aynı sloganları tekrarlıyorlar. Siz tek dil, tek millet deyince Türkiye partisi olmuyorsunuz, faşizmin temsilcisi oluyorsunuz. Sen faşizmin sloganını haykırıyorsun. Hitlerin sloganını tekrarlıyor. Siz tek dil ve tek millet deyince Türkiye partisi olmuyorsunuz. HDP Türkiye partisi olmadı derken, HDP neden bizim gibi faşist olmadı diyorlar. Bu ülkede tek bir dil ve tek bir halk yoktur. 7 Haziran tek ırk ve tek dil faşizmini sarsmaya başladı. Bugün Yüksekova'da yürütülen savaşın sebebi Kürt halkının 7 Haziran'da uzattığı barış elinin Türk halkı tarafından tutulmasıdır. Hendek ve barikat değildir. Eğer öyle değilse tersi ise biz 7 Haziran öncesinde ne söylediysek aynısını söylüyoruz. O gün Türkiyeli idiysek bugün niye değiliz? Çünkü koltuklarını sarstık. Kürt halkı Türkiye'de ben de varım ve siyasi bir gücüm dediği için, Kürt halkının fermanını hep birlikte imzaladılar. Yeniden savaşa dönüp işi orduya havale ettiler. Siyasette yenileceklerini gördüler savaşa sarıldılar. Türkiye'de nerde bir bomba patlarsa siyasi sorumlusu AKP hükümetidir. Zannediyorlar ki Gever'de katliam yapınca AKP'nin oyları artacaktır. 14 yıldır AKP bu ülkeyi yönetiyor. Hafızaları yok, tarih bilmiyorlar. 90'ları, 80'leri bilmiyorlar. Biz hükümet terörlerine karşı direnirken onlar top oynuyordu. Biri Kasımpaşa'da diğeri bilmem nerede top oynuyorlardı. Biz bu yaşadıklarımızın çok daha ağırlarını yaşadık" ifadelerini kullandı.
Müzakere masasının devrilmemesi için her türlü fedakarlığı yaptıklarını dile getiren Demirtaş, şöyle konuştu:
"Müzakere masası devrilmesin diye her türlü fedakarlığı yaptık. Masa devrildi barış elini uzatan biz olduk. Daha dün DTK sonuç bildirgesine müzakereye dönüş çağrısı yaptık. İğne ucu kadar barış kapısı aralansın biz bunu tümden açmak için elimizden geleni yaparız. Biz barış çağrısı yaparken aralarında belediye eş başkanlarımızın bulunduğu parti yöneticilerimize 15 yıl hapis cezası verdiler. Biz parlamentonun üçüncü büyük grubuyuz. AKP'nin memuru, atanmış hizmetkarı değil halkımızın seçilmiş hizmetkarıyız. Halkımızın iradesinin ezilmesine izin vermeyeceğiz. Biz halkımıza layık olacağız. Bu faşizmi yeneceğimiz günler çok yakındır."
Karaman'da çocukların istismara uğramasına da değinen Demirtaş, "AKP'nin vakıflarına, derneklerine zarar gelmesin diye ellerinden gelen korumacılığı ahlaksızca sürdürüyorlar. Bu mudur Müslümanlık? İnsanlık, ahlak bu mudur? İşte böyle bir anlayış ülkeyi yönetiyor. 45 çocuğa tecavüz edilmiş, Aile Bakanı'nın derdi Ensar Vakfı'nı korumak. Yazıklar olsun. Para, güç sizi insanlığınızdan çıkarmış. Burada bir çocuk bir slogan atsa, bütün emniyet üstüne salar çocuğa işkence yapıp içeri atıyorsunuz. 45 çocuğa tecavüz edilmiş, Başbakanıyla bakanıyla üstünü örtmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz, pisliklerini teşhir ettiğimiz için hedefteyiz. Bunun için bedel ödemekten onur duyarız. Bize gönderdikleri o fezlekelerin hepsi onur ve şeref madalyasıdır. Çok şükür tek bir vekil arkadaşımın yolsuzlukla, hırsızlıkla ilgili fezlekesi yok. Zor günler biliyorum, ama çabuk geçecek. Bedel ödenecekse biz ödeyeceğiz ama küçük çocuklarımız özgür yaşayacak. Biz artık ikinci sınıf yurttaş olmak istemiyoruz. Kürt sorununu çözdük diyorlar, yalan. Kürt halen bu ülkenin zencisidir. Kürdün çocuğu kendi dilinde eğitim göremiyor. Kürdün kendini yönetmesi yasaktır. AKP Kürdü olabiliyorsanız yönetici olabiliyorsunuz. Hakkari ve ilçeleri için önemli projelerimiz var. Barışımızı sağlayıp kendi sorunlarımızı çözeceğiz. Kendi öz yurdumuzu terk etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.