HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'terör örgütü yöneticiliği' suçundan yargılandığı davada savunmasına devam etti. Bugünkü savunmasını, terör örgütü PKK'nın 2015 yılında Güneydoğu'da bazı ilçelerde kazdığı hendek ve barikatlarla ilgili hakkında hazırlanan fezlekeler yönünden yapan Demirtaş, "Bu konuda yanıldığımı itiraf ediyorum. Barikat ve hendeklerle ilgili ilk haberler geldiğinde, bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum. Bunu partililerime bir özeleştiri olarak söylüyorum" dedi.
'ŞİDDETİN ALTERNATİFİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIK'
Demokratik Özerklik konusunun 2007'de parlamentoya girdikten sonra ve eş genel başkanlığı yaptığı dönemde parti tüzüğünde yer aldığını söyleyen Demirtaş, "Partimizin tüzüğünde ve parti programında 'Demokratik Özerklik' olmuştur. Seçim dönemlerinde katıldığımız tüm programlarda, açıkça bunu savunmuş, seçmene bir idari model olarak sunmuşuzdur. Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açıkça seçmene vaadimiz, merkezi hükümetin yanında güçlü bir yerel yönetimler modeli olmuştur. Biz bunu söylerken, şiddetin alternatifi oluşturmaya çalıştık. Yaptığımız açıklamalarda bunun bir siyasi tartışma, siyasi fikir olduğunu söyledik. Hatta, 'Demokratik Özerklik'le ilgili yaptığımız çalışmaları 3 dilde kitap haline getirip parlamentoda 550 milletvekiline dağıttık. İktidar ve diğer partilerden birçok milletvekili bu kitabı inceleyip bize eleştirilerini sundu, önerilerde bulundu" diye konuştu.
'HENDEK VE BARİKATLAR KAZILDI HABERLERİ ÇIKTI'
2015 Ağustos ve Eylül aylarında bazı ilçelerden hendeklerin kazıldığı yönünde haberlerin basına düşmesi sonucu toplantı yaptıklarını belirten Demirtaş, "7 Haziran seçimlerinden yeni çıkmıştık. Hükümet kurulamamış, erken secim hazırlıkları yapılıyordu. Çözüm süreci fiilen sona ermişti, ancak yeniden canlandırılabilir umutları vardı. Biz de parti olarak bunu tartışıyorduk. Hendek ve barikat kazıldı haberleri çıktı. Bunun Cizre ve Lice'dekini aşan, ondan daha yaygın olduğu bilgisini altık. Şunu samimiyetle söylemeliyim; parti içerisinde herkesle sıcak ilişkiler kurabilen, halkla ilişkileri güçlü bir siyasetçi olduğumu düşünüyordum. Bu konuda yanıldığımı itiraf ediyorum. İlk haberler geldiğinde, bu kadar yaygın olduğunu bilmiyordum. Böyle olduğunu bilmiyordum ve tahmin de edemedim. Bunu partililerime bir öz eleştiri olarak söylüyorum" dedi.
'HENDEKLERİN KALDIRILMASINI İSTEDİK'
Aradan 15 gün geçtikten sonra partililerden olaylarla ilgili raporlar geldiğini belirten Demirtaş şöyle devam etti:
"Olayların yaygın olduğu ve sivil halkında bunun içinde olduğu raporları geldi. İnsanların büyük bir kısmı, 'çözüm süreci bitirildi, seçimi tanımadılar, halkın iradesini tanımadılar, bize yapılan bu darbeye karşı olacağız' diyerek, sadece siyasallaşmış insanların değil, sıradan halkın da desteklediği olaylar olduğunu gördük. Siyaset yaptığım dönemde maalesef ıskaladığım bir konu bu olmuştu. Daha sonra parti kurullarında bir karar aldık. Bu hendek barikat olan ilçelerin tamamında, eylül ayı ortasından itibaren her gün 2 ya da 3 ilçede miting yapma kararıydı. Cizre, Nusaybin, Diyadin, Başkale, Yüksekova, Varto ve Silvan ilçelerinin tamamını gezerek miting yaptık. Gittiğimiz ilçelerde, 'Siz bize oy verdiğiniz. Hendek barikat ve çatışma yoluyla hiçbir gencimiz bu işte olmayacak. Bir bedel ödenecekse, siyaseten biz ödeyeceğiz' diyerek hendeklerin kaldırılmasını istedik."