Siyasetin Yol Haritası

Yüksel YAZICI

                          Siyasetin Yol Haritası

Son süreçlerin tek gündemi başkanlık!

Ne ardı ardına sayıları çoğalarak gelen  şehit  cenazeleri, ne iki taraflı saldırıda bulunan PKK ve İşid terör örgütleri, ne de işsizlik! Özetle koca Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir garip ihtirasa kilitlenmiş durumda…

Ve ilk adımlar atıldı, başkanlığa giden yolun birinci ayağı olan HDP meclisten dışlanarak yıkılması için de düğmeye basıldı.  Aslında bunu hak ettiklerini söylemek de yanlış değil! Fakat bunun Anayasa hilafına ve bir kişinin ihtirasına uygulanması da demokrasiye yakışmıyor elbet… Ve anlaşılan o ki, çok geçmeden bu partinin hemen hemen tamamı parlamentonun sıralarından atılacak!

Buraya kadar olan kurgu, söylediğimiz gibi  birinci ve temel ayağıdır.

İkinci ayağı ise, zaten Homus ve Homulus kardeşler gibi adeta AKP ile birbirine yapışık konumdaki MHP’dir.  AKP, her şey gibi bu partiyi de önce ikiye, bunun bir kesimini de çeşitli arka oyunlarla birden çok parçaya bölmeyi şimdiden başarmıştır.

Yani iktidar partisi,  müthiş çalımlarla boş sahada ilerleyerek kaleci ile karşı karşıya kalmış gibidir. MHP’deki muhalifler, özellikle  İçişleri Eski  Bakanı  Meral Akşener, ülke içinde ve muhalif yelpazede iyi bir rüzgar estirmiş ise de, partinin  genel başkanı Devlet Bahçeli’ye  iktidarın destek verip yargı ayağıyla kurultayı engellemesi pozisyonları alt-üst etmiştir elbet!

Ve bundan sonrası muhaliflerin işi oldukça zor!

Zira yine iktidarın yargıyı kullanarak MHP’yi muhaliflerden koruması, bundan sonra daha zorlu biçimde süreceğe benziyor.  Ki, muhalif liderlerin  Yargıtay’dan çıkacak karar öncesi disiplin yoluyla partiden ihraç edilebilecekleri büyük bir ihtimaldir!

Görünen o ki, bütün planları uygulamaktan çekinmeyen iktidar partisi, elinin altındaki bastondan kopmayı hiç istemiyor. Zira biliyor ki, MHP’nin muhalif ellere geçmesi halinde iktidarı koşulsuz biçimde yitirebilecektir. Yani MHP’nin yönetim olarak el değiştirmesi AKP’nin ve dolayısıyla başkanlık sevdası ile yanıp tutuşan  liderinin de sonu olacağı mutlaktır.

Bugüne dek, partinin içindeki kaynamalara ve olası kurultay sonrasını değerlendirdik durduk… Ancak, bu aşama artık bitti! Şimdi yeni bir aşamaya geçildi. Nedir o?

Bu yeni aşama Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın gibi-gibi öne çıkmış muhalif   liderlerin partiden haklı-haksız ihraç edilmeleri sürecidir. Ki anlaşılan, bu konuda hazırlıklar çoktan yapıldı bile…

Yalnız içlerindeki Koray Aydın, anlaşılıyor ki ricat kararı ve genel başkana bağlılığı devreye giriverdiği için, hakkındaki ihraçtan kurtulmuş olabilir. Diğer muhalif adaylar  ise, partinin yönetimini ele geçirme  işinin peşini pek de kolay bırakmayacaklardır.

Bu durumda, gelişmeler hangi yöne sapar derseniz, gelin birlikte yorumlayalım. Zira, hayli düşük profilde de olsa, başka iki  olasılık mevcut! Ve elbet ki çok da zor…

Neler olabilir derseniz, iki ihtimalin öne çıktığını söyleyebiliriz.

1.     İhraçlar başarılamayabilir. Çünkü,  önceki kurultayın yapılmaması nedenleri arasında bulunan iktidarın baskısı ve MHP yönetiminin haksız işlemlere dayanarak genel kurulun engellenmiş  olmasıdır.  Bunlar tutanaklarla sabitleştirilmiş olduğundan, ihraçların yapılmasının güçlüğüdür. Eğer bu ihraçlar yapılamaz da, Yargıtay kararı sonrası kurultay yapılabilirse; Bahçeli’nin yeniden liderliği  kazanması çok güçtür. Ki, böyle bir durumda Meral Akşener ve diğerleri partiyi ele geçirmeleri halinde iktidara dahi yürüyebilirler. Ya da, kurulacak bir koalisyona katılacak bir anahtar parti haline erişebilirler.

 

2.     MHP  muhalif liderlerinin rüzgarına, biraz zor fakat AKP’nin küskünleri de eklenir ve birlikte hareket ederlerse yani bir beşinci parti ortaya çıkarsa  oylar önemli ölçüde  bir merkez partide  pek ala toplanabilir.

 

Fakat, bu ikinci ihtimal oldukça azdır. Çünkü, AKP’de dışlanmış olan şahıslar yani Abdullah Gül, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu, Hüseyin Çelik, Yaşar Yakış, Sadullah Ergin gibi isimler karakterleri gereği  pek öne çıkamazlar. Özetle Anadolu’daki bir söylemde olduğu gibi keçi boku gibidirler ve ne kokar ne bulaşırlar. Bu teşbihimiz kimseyi karalamak amaçlı değil, sözgelimi nedeniyledir. Yani ürkektirler , kimseyi peşlerinden sürükleyemezler ve ancak sürüklenirler. Yapıları bu formattadır çünkü…

Bütün bunların ışığında ülkenin yarınlarına bakarsak, büyük bir karanlıkla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Zira ibreler, AKP liderinin başkanlık için önünün temizlendiği görüntüsünü vermektedir.  Fakat bu yola girilince de çok büyük gerilim yaşanacaktır hiç kuşkusuz ve halkımızın da acayip biçimde  canı yanacaktır.

Özetle çetin günlerle karşı karşıyayız… Belki sonuçta  çok şey düzelecek ve demokrasiye yeniden kavuşacağız fakat, gözyaşı ve kan gölünü aşmak da beterin beteri olarak önümüze durmaktadır.

Umarım yanılırım!

 

NOT:  Bu yıl Haydarpaşa Garı’nda  1-5 Haziran 2016

Tarihleri   dahilinde açılacak olan 8. Kadıköy Kitap

Günleri bünyesindeki  Kırıntı Yayıncılık standında

Kitaplarımı imzalayacağım. Okurlarımın onur vermelerini

Bekliyorum. Sevgilerle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.