Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etmekle suçlanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında AK Parti Tatvan İlçe Teşkilatı tarafından suç duyurusunda bulunuldu.
AK Parti Tatvan İlçe Başkanı Cemil Sayılgan, Tatvan Belediye Başkan Yardımcısı Baki Menteş ve AK Parti üyeleri, Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığına Kılıçdaroğlu aleyhinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ithamlarından dolayı suç duyurusunda bulundu. Başkan Yardımcısı Baki Menteş, İlçe Başkanı Cemil Sayılgan ve beraberindeki partililer tarafından başsavcılığa tek tek sunulan dilekçelerde Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik birçok defa "diktatör" diyerek hakaret ettiği belirtildi.
Adliye önünde basın açıklaması yapan İlçe Başkanı Sayılgan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ederek, "diktatör bozuntusu" gibi hakaret içeren ifadeler kullanması nedeniyle suç duyusunda bulunduklarını ifade etti.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ifadeleri ve eleştirinin ifade özgürlüğü sınırlarını aştığını ifade eden Sayılgan, "91 yıllık cumhuriyet tarihimizde, hatta iki bin yıllık Türk tarihinde ilk kez devletin başındaki isim milletimizin sandık başına gidip, tercih yapmasıyla yani doğrudan doğruya vatandaşların kendi tercihiyle belirlenmiştir. Yargı denetiminde gerçekleştirilen gizli oy-açık tasnif ilkelerinin benimsendiği demokratik bir seçim sonucunda, halk tarafından yüzde 52 oyla doğrudan seçilen ilk Cumhurbaşkanı sıfatına sahip olan ve temel ve hak hürriyetler ile demokrasimizin gelişmesi doğrultusunda sayısız reformların mimarı olan, milyonlarca kişi tarafından sevilen Sayın Cumhurbaşkanımızın diktatörlükle itham edilmesinin ne kadar yersiz olduğu izahtan varestedir. Bu ifade sadece Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük bir saldırı ve hakaret değil, verdikleri oylarla onu bu makama layık gören bize ve milyonlarca vatandaşa da yapılmış açık bir hakarettir. Demokrasinin hakim olduğu toplumlarda, halkın iradesini yönetime yansıtmanın en temel ve etkili aracı seçimlerdir. Seçimler, gelişmiş demokrasilerde halkın yönetime katılmasının uygulanabilir en doğrudan aracıdır. Şüphelinin, demokratik yöntemlerle anayasada gösterilen usule uygun olarak gerçekleştirilmiş bir seçim sonucunda yüzde 52 oy olarak doğrudan seçilen Cumhurbaşkanı için; ilkel ve demokratik bilincin gelişmediği toplumlarda, ülkedeki ekonomik ve askeri gücü kontrol eden şahısların veya grupların, halk üzerinde baskı kurarak, şiddet uygulayarak kontrolü ellerinde tuttukları rejimler için kullanılan "diktatör" nitelendirmesinde bulunması, şüphelinin demokrasiye ve halkın iradesine en ufak saygısının dahi olmadığının açık bir göstergesidir. Şüpheli şahsın, aynı zamanda temsil kabiliyeti bakımından ülkedeki en büyük ikinci partinin ve ana muhalefet partisinin lideri olması, durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne sermektedir. Şikayet olunanın yönelttiği ifadeler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, en temel anayasal hakkım olan seçme özgürlüğümü kullanarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermiş bir vatandaş olarak, tarafıma da yöneltildiği bir gerçektir. Şikâyet olunanın bu isnat ve ithamları Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, onu seven ve ona oy veren biz vatandaşlara yönelik ağır birer hakarettir. Herhangi bir kişi için dahi ileri sürülemeyecek bu sözlerin toplumun göz önünde bulunan; varlığını, gücünü, etkinliğini ve yetkisini halktan alan bir Cumhurbaşkanı için ifade edilmesi düşünce açıklaması ve eleştiri olarak kabul edilemez. Bu sebeple şüpheliden şikayetçiyiz" diye konuştu.