Komando birliklerini aratmayan ağır eğitimleri ve tatbikatları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin merhametle uzanan eli olan Doğal Afet Arama Kurtarma Tabur Komutanlığı (DAK) Taburu, Türkiye'nin her bölgesinde göreve hazır bir şekilde eğitiliyor.
1999 Marmara Depremi'nin ardından profesyonel arama kurtarma birliği ihtiyacıyla TSK tarafından kurulan DAK, Türkiye'de 4 birlik ve bir karargahla 7 gün 24 saat her türlü afete karşı hazır durumda bekliyor. TSK İnsanı Yardım Tugayı'nın bir parçası da olan 205 kişilik DAK taburu subay, astsubay ve uzman erbaşlardan oluşuyor.
SİLAHSIZ KOMANDOLAR
Patlama, göçük, çığ, teknik dağcılık, balık adam, kayak, depremde arama kurtarma ve yangında arama kurtarma alanlarında eğitim gören ve tatbikat yapan birlikler, en ağır eğitimlerden biri olan komando eğitimleriyle her duruma hazırlanıyor. Mevsimsel olarak eğitimlerini şekillendiren silahsız birlik, kış aylarında çığ ve temel kayak eğitimlerine ağırlık verirken, bahar ve yaz aylarında ise dağcılık, su altı ve üstü eğitimlerini yapıyor. Birlik, deprem, göçük ve yangın olaylarına ise her an hazır bekliyor. Ayrıca olası bir deprem ve göçük anında ise sağlık ve müdahale konteynırları ile hazırda bekleyen birlik, karargahtan olay yerine en geç 3 saat içerisinde intikal edebiliyor.
ÜÇ AŞAMALI ZORLU SENARYO BAŞARIYLA VE EKSİKSİZ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Isparta Davraz'da kış eğitimlerini ve tatbikatlarını gerçekleştiren birlik, kapılarını İhlas Haber Ajansı'na (İHA) açtı. Senaryonun ilk aşaması olan kayak eğitiminde ekipler, zorlu parkurda başarılı bir sınav verdi. Senaryonun devamında çığda iki avcının kar altında mahsur kaldığı istihbaratını değerlendiren DAK taburu, hazırlanarak olay yerine intikal etti. İstihbarat ve Harekat Subayı Piyade Binbaşı Çınar Tekin komutasındaki birlik, bölgede kısa süreli keşif yaparak avcıların bulunması muhtemel yerleri tespit etti. Canlıyı kurtarmak için ilk önce arama kurtarma ekibinin bir parçası olan 'Ağar' isimli köpek bölgede serbest bırakıldı ve kısa sürede kar üzerinde yatar vaziyetteki ve hala canlı olan avcıya ulaşıldı. Olay yerinde ilk müdahalesi yapılan avcı, hipotermiden korunması için özel folyolara sarılarak bilincinin canlı tutulması sağlandı. Sedyeye alınan avcıdan diğer afetzede hakkında bilgiler alınarak yeni operasyon için rota belirlendi.
PLS CİHAZI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
İkinci avcı için çalışmalara başlayan birlik, ilk önce çığ altındaki afetzedeye ulaşmak için yine köpekten yararlandı. Ancak Ağar'dan bir yanıt alamayan ekipler, ikinci avcının hayatını kaybetmiş olması ihtimali üzerinde durarak bu defa PLS cihazını kullandı. PLS cihazı taşıyan bir afetzede, birliğin elinde bulunan tarayıcı sayesinde 2 ile 5 dakika arasında bulunabiliyor.
Cihaz hakkında bilgi veren Binbaşı Tekin, "PLS cihazı sabit bir frekans üzerinden bir sinyal gönderir. Bir afetzedenin üzerinde bu cihaz var ise arama kurtarma birliğinin o şahsa ulaşması 2 ile 5 dakika sürecektir. Ancak bizim ülkemizde dağcılar ve kayakçılarımız bu cihazı yanlarında bulundurmaktan imtina ediyorlar. Çok pahalı bir cihazda değildir" dedi.
PLS ile de yanıt alamayan birlik son çare sondalarla çığ bölgesinde arama yaparak ikinci avcıyı hayatını kaybetmiş halde buldu. Kar altından küreklerle çıkarılan avcı sedyeye alınarak bölgeden uzaklaştırıldı.
"1 BUÇUK SAATTEN SONRA CANLI KURTARMA ŞANSI YÜZDE 25 AZALIYOR"
Tatbikatın son derece titizlikle ve eksiksiz tamamlanmasını koordine eden İstihbarat ve Harekat Subayı Piyade Binbaşı Çınar Tekin, DAK taburunun Türkiye'nin her bölgesinde göreve hazır bir şekilde eğitildiğini söyledi. Afet denilince Türkiye'de herkesin aklına ilk olarak deprem geldiğini belirten Binbaşı Tekin, "Halkımız büyük depremden sonra 'Afet' denilince aklına ilk olarak deprem geliyor. Ancak depremle sınırlı değil, sel su baskınları toprak kayması, savaş anında yaşanan göçükler gibi türlerde de su altı ya da su üstünde de her zaman göreve hazırdır. Vatandaşlarımız bize ihtiyaç duyduğunda bizi her zaman karşılarında göreceklerdir. Çığ altında kalan bir şahsın herhangi bir açık yarası ya da kırığı yoksa 30 dakikaya kadar yüzde 100 kurtulma şansı vardır. Ancak bu süreden sonra vücut hipotermiye gireceği için geçen her dakika bizim için kayıptır. Dünya genelinde bir buçuk saatten sonra canlı kurtarma şansı yüzde 25'lere düşüyor" dedi.